Finansbank Katar’lılara gidiyor

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Finansbank’ı Yunanlılar satmak zorunda olduğundan banka satışa çıkarıldı. Büyük olasılıkla Yunanistan için kurtarma paketi hazırlayan AB yetkilileri, Yunanistan’daki ana bankanın güçlendirilmesi arayışında Türkiye’deki yatırımını elden çıkarmaya zorluyor ki, bankanın bir an önce satılmasına çalışılıyor. Katarlılar'ın bankayı 3 milyar dolar dolayında bir ödeme ile alacakları söyleniyor. Henüz satış kesinleşmedi. Yunanlılara satılırken değeri 6 milyar dolar olan bankanın 3 milyar dolara el değiştirmesi üzücüdür. Unutulmasın ki, bankanın İstanbul’daki binası 500 milyon dolar. Banka 2.5 milyar dolara satılıyor demektir.

Finansbank daha önce de yabancı-uluslararası sermayenin bankası olduğundan, Katarlılar'a satılınca yabancıların banka sektöründeki ağırlığında bir değişiklik olmayacak. Yabancı sermayeli 30 bankamız var. 6 özel sermayeli bankamızda yabancı sermaye iştiraki var. 15 banka yabancı sermayeli. 6 yabancı banka Türkiye’de şube açtı. 3 yabancı sermayeli kalkınma ve yatırım bankası faaliyet gösteriyor. Toplam 30 banka yabancı sermaye ilişkili banka. Yabancıların Türkiye’de banka sektörüne ilgilerinin arkasında acaba ne var?

Dostum, iktisatçı Ege Cansen, ticarette para kazanmanın yolu “Ucuz yerden satın alarak, pahalı yerde satmaktır” der. Bu önemli ilke en çok “para ticaretinde” işler. Para ticaretinin esası, parayı ucuz (faizin düşük) olduğu yerden alarak, pahalı (faizin yüksek olduğu) yerde satmaktır. Türkiye’de hükümetlerin uzun süre ucuz döviz, yüksek faiz politikası uygulaması, Türkiye’yi para ticareti yapanlar için cazip bir ülke haline getirdi. Hele hele, hükümetlerin (enflasyondaki artışa rağmen) döviz fiyatını sabit tutma başarısı, bu ticarete soyunanları teşvik etti.

Sonuç ortada. Bırakınız, küresel piyasalarda başa güreşmek için Türkiye’de banka açan veya bankalara iştirak eden Amerikan, İngiliz, Alman ve Fransız bankalarını, kendi ülkelerinde sorunları olan Yunan, Portekiz, İspanyol, Rus, İtalyan, Pakistan bankaları bile Türkiye’de banka sisteminde yer aldı.

Katar, Kuveyt, Libya, İran, İsrail bankaları Türkiye pazarına girdi.

Dünya piyasalarındaki dalgalanmalar acaba yabancılar için Türkiye’nin bankacılık bakımından cazibesini kaldırdı mı? Kaldıracak mı?

Türkiye’nin tasarruf açığı küçülse de devam ediyor. Türkiye’de döviz riskini özel sektör taşıyor ve taşıyacak. Bütün bunların anlamı, Türkiye’nin dış kaynağa bağımlılığının azalmayacağı, artacağıdır.

Türkiye’de kısa sürede enflasyonun, paranın bol olduğu ülkelerin enflasyon ortalamasının yüzde 2’lere inmesi mümkün değil. Türkiye’de faizin kısa sürede küresel piyasaların en yüksek faiz oranının yüzde 2’lere inmesi mümkün değil. Bu durumda dışarıdan ucuza alacakların, Türkiye’de pahalıya para satma imkânları ortadan kalkmayacak demektir. Bu ticarette iki risk var. (1) Politik risk. - İflas riski. (2) Devalüasyon riski. Türkiye için iflas riski sıfırdır. Politik risk dalgalanır. Ama, enflasyon ve dış açık sürdükçe devalüasyon riski ortadan kalkmayacaktır.

Her şeye rağmen Türkiye’de bankacılık başka ülkelerdekilere göre daha kârlı ki, yabancılar Türkiye’den banka satın alıyorlar

Tüm yazılarını göster