Finans kapitale karşı kalkışma

Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Krizin alması muhtemel yeni şekiller esas ilgi alanı olmaya devam ed'yor/  Avrupa'daki yeni uzlaşmazlık görüntüleri ana ilgi alanının bir süre daha kriz ve Avrupa ikilisi üzerinde olacağına işaret ediyor.

Bu arada gözden kaçmasa da layık olduğu dikkati üzerinde toplayamayan bir gelişme daha var. Önce dünya finansının kalbi sayılan New York'ta başlayan sonra güçlenerek gelişmiş ülke başkentlerine yayılan bir protesto hareketi bu. Protesto gösterilerinin amacı, göstericilerin ifadesine göre, ekonomik kriz, işsizlik, gelir dağılımı bozukluğu, sosyal eşitsizlik gibi sorunları protesto etmek.

Hareketin başlangıcını 15 Ekimde New York'ta yapılan gösteri oluşturuyor. Binlerce kişinin bir araya gelip "Wall Street arsızlığı" nı protesto etmeleri sonradan hareketin Wall Street ile özdeşleştirilmesine neden oldu. Malum, Wall Street sadece Amerika'nın değil dünyanın finans merkezi olarak algılanıyor. İlk adımda dünya finans merkezine yönelmiş gibi görünen protestolar hareketin adeta "finans kapitale karşı" bir kalkışma olarak değerlendirilmesine yol açtı.

Olaya böyle bakılırsa son iki aydır dünyanın önemli başkentlerinde finans kapitale karşı bir kalkışmanın sürdürüldüğünü söylemek mümkün.

                                             *                   *                   *

Pek çok açıdan ilginç bir hareket bu. Yarım yüzyılı aşan bir süredir  "piyasacı dayatması" altında kalmış olan düşünce ve eylem dünyasına sosyal adaletsizlik, gelir dağılımı bozukluğu vb gibi kaybolmuş eski kavram ve sorunların yeniden taşınıyor olması hareketin en ilginç yanıdır diye düşünüyorum.

Protestolar çok ileriye gidemeden sönse bile gündemin böylesine değiştirilmesi dünyanın algılanma biçimini tek boyutlu olmaktan çıkartıp, daha dengeli bir yöne doğru zorlayacak gibi görünüyor.

Wall Street protestolarını ve finans kapitale karşı kalkışmayı "bundan bir şey çıkmaz" diyerek hafife almak yanlısı değilim. Protesto sürecinden  büyük siyasi dönüşümler beklemek safdillik olur kuşkusuz. Popüler hareketlerden güçlü ve disiplinli siyasi örgütlenmeler çıkması güçtür.

Ancak, gelir dağılımı adaletsizliği, sosyal eşitsizlik, işsizlik ve iktisadi kriz gibi olgularla döşenen yolda ilerleyen hareketin hem siyaset dünyasına  hem de siyasi örgütlenme ve eylem pratiğine yeni bir soluk, yeni bir renk getirmesi olasılığı da vardır diye düşünüyorum. Gerçekleşmesi halinde bunun bile büyük bir gelişme olarak değerlendirilmesi gerektiği kanısındayım.

Üstelik, Wall Street protestolarını sadece ekonomik kalkışma olarak algılamayıp, bunun ötesine geçen bir etkileşim zincirinin ucuna eklenmesi de mümkünmüş gibi görünüyor. Bir çok gözlemci "Arap Baharı" ile "Wall Street  kalkışması"  arasında adeta genetik bir bağlantı kurma eğiliminde. 2010 sonbaharından bu yana Orta Doğu-Kuzey Afrika bölgesinde yaşanan sosyal ve siyasal hareketlerin New York'taki kitlelerin önünü açtığı düşünülüyor.

                                             *                   *                   *

Bu gelişmelerden birincisini baskıcı siyasi egemenlere karşı bir kalkışma olarak ikincisini de açgözlü finansal egemenlere karşı bir kalkışma olarak tanımlamak mümkün. Bunların arasındaki bağlantıyı pekiştiren gelişmenin de küresel kriz olduğu söylenebilir. Kriz bir yandan egemenlerin gücünü törpülerken bir yandan da sokaktaki insanın, büyük kitlelerin yaşama ve var olma imkanlarını daralttı. Dahası, siyasi ve iktisadi egemenlerin kendi tercihlerini topluma dayatmalarının küresel krizin baş nedeni olduğu görüşü de yaygınlık kazandı.

Orta Doğu-Kuzey Afrika insanı krizle baskıcı diktatörleri aynı tablonun içine yerleştirdi. Gelişmiş metropollerde yaşayan ve kriz nedeniyle fakirleşen insanlar ise kriz ile finans baronlarının tükenmez kazanç iştahını bir araya getirdi. Sonuçta her iki bölge insanı da sokağa döküldü. Orta Doğu-Kuzey Afrika bölgesindeki kalkışmanın siyasi tabloyu kökten değiştireceği görülüyor. Gelişmiş ülkelerdeki protesto hareketlerinin böyle bir iddiası yok tabii. Ama bu bölgelerde  finans kapitale karşı kalkışmanın küresel ekonomide kalıcı değişimler yaratması kaçınılmaz görünüyor.

Tüm yazılarını göster