Fenerbahçe-Kayserispor maçına bir Chelsea'li yorumu

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

SPOR ANALİZ / Cem Top cem.top@dunya.com 1997-1999 yılları arasında İngiltere Spor Bakanlığı yapmış ve Roman Abramovich'in Chelsea Kulübü'nü satın almaya niyetlendiği sırada hakkında soruşturma açılmasını isteyecek kadar koyu bir Chelsea taraftarı olan Tony Banks, kulüplerin hakemlerle ilgili şikayetlerine zamanında şu ilginç yorumu getirmiş: "Hakeme saldıramazsınız. O, oyun ve kaos arasında duran kişidir." Fenerbahçe-Kayserispor maçını izledikten sonra aklıma ister istemez bu futbol aşığı politikacı geldi. Bu durumda son günlerde futbola aşina herkesin Chelsea ile yatıp Chelsea ile kalkmasının rolü var mıdır bilinmez, ancak maçın orta hakemi Hakan Sivriservi'nin de maç içinde gösterdiği yönetimle sorgulanmayı hak ettiği bir gerçek. Sivriservi, maç içinde gerek faul standardı, gerek kart uygulamaları gerekse de inisiyatif kullanımı ile kafalarda pek çok soru işareti bıraktı. Fenerbahçe'nin evinde Kayserispor'u 2-1 mağlup ederek, şampiyonluk yolunda çok önemli bir engeli kayıpsız geçmesi şüphesiz ki, sarı-lacivertliler adına sevindirici bir gelişme fakat Hakan Sivriservi'nin bu yönetimi hafta boyu yapılacak tartışmalara da yeni bir rota çizecek gibi görünüyor. Anlayacağınız yine hakemin maçtan önce tartışılacağı sancılı bir süreç başlıyor. Tony Banks'in düşüncelerine farklı bir yorum getirmek istersek, hakemlerin oyun ve kaos arasında dik durmayı o veya bu sebepten başaramadığı durumlarda kılıçlar maalesef kelle almak için bileniyor. Sebebi basit, dik duramayıp kaostan yana eğilen hakemler giderek endüstrileşen ve milyar dolarları yutma aşamasına gelen mücadelenin seyrine direkt etki ediyorlar. Tıpkı Fenerbahçe-Kayserispor karşılaşmasında olduğu gibi... Maçın bitiş düdüğüyle birlikte hafta içi izleyeceğimiz futbol programlarında herkesin bir ağızdan konuşup farklı şeyler söyleyeceği o kakofonik ve kaotik ambiyansı görür gibi oldum. En çok bağıranın en çok sözünü geçirdiği ve artık durum komedisi gibi eğlencelik muamelesi gören bu yayınlarda, bir hafta boyu takım elbiseli adamların spotlar altında kan ter içinde kulüpleri haklı çıkarma, geçmiş haftaları hatta yılları eşeleme ve hakemleri deşeleme operasyonlarına tanıklık edeceğiz. Elbette ki, bu tartışmaların odak noktası da Hakan Sivriservi olacak. Hatta siz değerli okurlar için bu tartışmalara ısınma turu mahiyetinde ulusal basından kendisi hakkında seçtiğimiz birkaç haber başlığını bile verebiliriz. 3 Şubat 2006 tarihinde ulusal bir basın organının attığı başlık şöyle: Sivriservi yandı! Alt metinde yer alan ifadeleri bugünkü durumla harmanlayıp hemen bir komplo teorisi üretmek mümkün: "Erciyes-Fenerbahçe maçında Luciano'nun topu elle kesmesini görmeyen hakem Hakan Sivriservi'ye 6 hafta ceza gündemde." O da ne, alın başka bir haber: "Kendi sahasında Denizlispor ile 2-2 berabere kalan Konyaspor'da, maçın hakemi Hakan Sivriservi'ye öfke sürüyor." Futbol Şube Sorumlusu Hasan Dağlı, Denizlispor maçında iyi futbol oynadıklarını belirterek, "Ben maçın ikinci yarısına Hakan Sivriservi'nin Denizlispor'a puan çıkarma amaçlı sahaya çıktığını düşünüyorum. Biz 3 gol dahi atsaydık hakemin maçın berabere bitmesi için elinden geleni yapacağına inanıyorum." Ve Samsunspor'un demirbaş futbolcularından Celil Sağır'ın 20 Şubat'ta verdiği beyanat: "İsmet Arzuman, Hakan Sivriservi gibiler olduğu sürece Türk hakemleri bir yerlere gelemez." Yazının bu kısmı Fenerbahçeliler'i kızdıracak gibi mi ne? Durun o halde zamanda geriye doğru biraz daha yolculuk yapalım ve 19 Şubat 2005 tarihine gidelim. Bu tarihte oynanan Galatasaray-Sakaryaspor maçını sarı-kırmızılılar Hakan Şükür'ün penaltıdan attığı golle 1-0 kazanır. Ertesi gün Erman Hoca'nın kaleminden adeta kan damlar. İşte yazdıkları: "Bir hakem var; soyadı Sivriservi. Hakikaten Allah boy vermiş, almış koyvermiş. Düdüğü çaldıktan sonra hazır olda heykel gibi çok iyi durup, 10 dakika işaret veriyor. Mübarek, sanki trafik polisi... Dakika 60: Ayhan'ın bir sarı kartı var, 1 no'lu yardımcının yanında rakibini kol-bacak ne varsa çekiyor, indiriyor. Çok net bir sarı, yani ikinci sarıdan kırmızı. Kendi net gördü, yüreği yetmedi. 90 dakikanın bitiminde Sakarya 1-0 mağlup. O gol de tartışmalı penaltıdan." Tüm bu yazdıklarımdan tatmin olmayanlar için elbette ki daha derinlere inilebilir. Hatta Sivriservi'nin çocukluk yıllarında yaptığı mahalle maçları analiz edilerek, hangi kulübümüzün formasını sırtına geçirdiği bile saptanabilir. Ama bununla beraber tüm bu göz önüne sermeye çalıştıklarım, gerçeğin kendisini değiştirmez. Nedir o gerçek? O gerçek şu; maalesef Türkiye son dönemlerde üst düzey hakem yetiştiremiyor. Ve futbolsever böylesine heyecan dozu yüksek bir lige ilk kez tanıklık ediyorken, şampiyonluk mücadelesi "hasbelkader" son haftaya doğru ilerliyor. Fenerbahçe-Kayserispor maçındaki yönetimiyle Hakan Sivriservi bu mücadelenin seyrine etki etmiş midir? Evet, kesinlikle. Bu maça atanacak herhangi başka bir hakemin Sivriservi'nin yaptığı hataları yapmayacağına dair bir garanti var mıdır? Hayır, kesinlikle. Niyetim tartışmayı dürüstlük gibi çamurlu bir zemine çekmek değil. Sorulması gereken esas soru şu; Bugün futbol bilgisiyle, maç içindeki duruşuyla ve oyuna hakimiyetiyle futbol kamuoyunda geniş tabanlı bir destek bulan kaç hakem ismi sayabilirsiniz? Belki Fırat Aydınus, ardından da Bünyamin Gezer. Gördüğünüz gibi, hakem bir maçın önüne geçip sahne aldığında futbol konuşmak mümkün olmuyor. Şunu içtenlikle belirteyim: Kadro yapısı, yönetim anlayışı ve oynanan futbol göz önüne alındığında bu sezon Fenerbahçe'nin en yakın rakibine en az üç maçlık (9 puan) bir marj koyarak şampiyon olması ben dahil kimseyi şaşırtmaz. Ancak; yukarıda saydığım kriterleri bir yana bırakarak Fenerbahçe'nin geçtiğimiz hafta Beşiktaş lehine verilmeyen penaltı kararıyla +2 puan, Kayserispor önünde de Hakan Sivriservi'nin uydurduğu penaltıyla +2 puan olmak üzere son iki haftada +4 puanı hanesine yazdırdığını söylerseniz kesinlikle haklısınız. Peki ya, geçen yıl Fenerbahçe'nin sahada hakemler tarafından kıtır kıtır doğrandığını ve Fenerbahçe yönetimi bas bas bağırırken kulağının üzerine yatanlar olduğunu söyleyenler? Evet, onlar da haklılar. Bir de yeni Federasyon yönetiminde Gözlemciler ve Temsilciler Kurulu Başkanlığı'na getirilen Kemal Dinçer'in hakemler üzerinde psikolojik bir baskı unsuru olduğu görüşünde olanlar var ki, şüphesiz onlar da haklılar. Farkındayım, Nasreddin Hoca'nın hikayesine benzedi ama haklıların içinde en haklısı galiba Tony Banks. Hakem, oyunla kaos arasında duran kişi olduğuna göre, kalan haftalarda en dik durması gerekenler de onlar. Çünkü kuru ve çelimsiz bir ağaç misali rüzgarın estiği yönde eğilmek aynı zamanda kaosa doğru bel vermek demek. Umalım ki, 34. haftada son maçın son düdüğü çaldığında kimseler hangi maçı hangi hakemin yönettiğini umursamasın. Zor ama imkansız değil! Formalite maçı Trabzon'un Turkcell Süper Lig'de 29. haftanın açılış maçında hedefi kalmayan iki takımın mücadelesinde Trabzonspor, Denizlispor'u 2-0 mağlup etti. Avni Aker Stadı'nda ilk yarısı da bordo-mavili ekibin 1-0'lık üstünlüğü ile sona eren karşılaşmanın golleri 42. dakikada Umut Bulut ve 51. dakikada Barış Memiş'ten geldi. Kadro dışı bırakılan oyuncularından yoksun mücadele eden Denizlispor zaman zaman etkili olmaya çalışsa da Trabzonspor mücadelenin büyük bölümünde oyunun hakimiyetini elinde tuttu ve galibiyete uzanmasını bildi. Bu galibiyet ile puanını 41'e yükselten Trabzonspor, ligde 6. sıraya yükselirken, haftaya 38 puanla 6. sırada giren Denizlispor'u 7. sıraya itti. Geçtiğimiz hafta deplasmanda Ankaraspor'a mağlup olan Trabzonspor, evinde oynadığı Denizlispor maçında daha etkili olan taraftı. Başlama vuruşuyla birlikte Denizlispor kısa bir süre bordo-mavili takımın kalesinde etkili olduysa da ilerleyen dakikalarda Trabzonspor oyuna ağırlığını koydu. Özellikle 10 ve 20.dakikalar arasında Denizlispor kalesini sık sık yoklayan Trabzonspor, ilk yarının son dakikalarına doğru bulduğu golle soyunma odasına rahat gitti. İkinci 45 dakikada ise oyunun tek hakimi Trabzonspor'du. Bu yarıya çok baskılı başlayan ev sahibi ekip 51. dakikada Barış ile bir gol daha buldu. Denizlispor, Trabzon deplasmanında Yusuf'un yokluğunda oyun kurmakta çok zorlandı. Yeşil-siyahlıların maç içinde geliştirdiği en tehlikeli pozisyonda kaleci Tolga müthiş bir refleks ile gole izin vermedi. Maç 0-0 giderken, Güray'ın kullandığı serbest vuruşta Musa Kuş ceza sahası içinde bomboş kaldı, yakın mesafeden kafa vuruşunu yaptı, Tolga mükemmel bir refleks ile topu kornere çeldi. Bu pozisyon maçtaki önemli kırılma noktalarından biriydi. Kasımpaşa mucize peşinde Ankara 19 Mayıs Stadı'nda az sayıda seyirci önünde oynanan karşılaşmada Kasımpaşa bulduğu tek gol ile G.Oftaşspor'u yenerek üç puanı almasını bildi. İstanbul ekibine galibiyeti getiren gol 10. dakikada başarılı savunma oyuncusu Jens Berthel Askou'nun kafa vuruşuyla geldi. Ligde oynadığı son iki maçını kaybeden Kasımpaşa, başkent deplasmanından aldığı üç puan ile lige tutunma umutlarını kalan haftalara taşıdı. Bu sezon 6. galibiyetini alan Kasımpaşa puanını 22'ye yükseltirken, Gençlerbirliği Oftaşspor 36 puanda kaldı. Maçın ikinci yarısında Oftaşspor gol bulmak adına rakip kalede zaman zaman baskı kurarken, bu yarıda yaşanan gerginlikler de maça damga vurdu. Oyuncuların birbirlerine girdiği bu gerginlikler maç sonuna da devam etti. Kasımpaşa'nın ligde kalma adına sergilediği bu inatçı mücadele gelecek haftaların çok ilginç biçimde cereyan etmesine yol açabilir. Çünkü mavi-beyazlıların kalan haftalarda karşılaşacağı rakipler sırasıyla; Çaykur Rizespor, Bursaspor, Ankaragücü, Vestel Manisaspor ve Konyaspor. Büyük ihtimalle bu ekiplerin hepsi Kasımpaşa maçlarının karşısına "3 puan" yazmış durumdalar. Ancak Kasımpaşa'nın inatçı tavrı bu maçları tansiyonu yüksek karşılaşmalar haline getirirse kimse şaşırmasın. Haftanın Olayı (Porto'ya şike incelemesi) Porto kulübü, 2003-2004 sezonunda şike yaptığı iddiasıyla incelemeye alındı. Eğer başkan Pinto da Costa'nın şike yaptığı anlaşılırsa Porto'nun ikinci lige düşürülmesi gündemde. O sezon, Jose Mourinho yönetiminde en başarılı günlerini geçiren Porto'nun resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, "Kulübümüz ve başkanımız, Estrela da Amadora ve Beira Mar maçlarında şike yapıldığı iddiası ile Portekiz Futbol Federasyonu tarafından incelemeye alınmıştır" ifadelerine yer verildi. Porto 2003-2004 sezonunda oynanan Amadora maçını 2-0 kazanmış, diğer karşılaşma da golsüz sona ermişti. Federasyon, bu maçlarda hakemlerin taraf tuttukları şüphesiyle iki karşılaşmayı da yeniden inceleme kararı aldı. Portekiz'de "Altın Düdük Operasyonu" olarak bilinen bu soruşturma, 4 yıldır Futbol Federasyonu ve Portekiz mahkemelerince yakından takip ediliyor. Porto Kulübü'nün, araştırmanın ardından avukatlarını seferber ettiği ve bir hafta içerisinde savunmasını verme kararı aldığı ifade ediliyor. Şikenin tespiti durumunda, Porto'nun üç puanının silinmesi ya da kulübün küme düşürülmesi gündeme gelebilecek. Ayrıca suçlu bulunması halinde kulüp başkanı Da Costa altı aydan 2 yıla kadar futboldan men edilecek. Futbol Aforizma "Birbirleriyle savaştıkları sırada bir Hırvatistan-Bosna maçı yönettim ve inanın Rangers-Celtic maçını yönetmekten kolaydı." Hugh Dallas "Zidane'ın topla yaptığı her şeyi, Maradona bir portakalla yapabilir." Michel Platini

Tüm yazılarını göster