Fenerbahçe başlar, Galatasaray bitirir

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Her ne kadar pek çok randevuda gerilimin dozu yüksek olsa da Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanan maçlar, sözlük anlamıyla futbolsever saydığımız geniş bir kitle için "Türk futbolunun bayram günlerinden biri" demek. Heyecan demek, adrenalin demek, avuçlarda biriken ter demek. 90 dakika içinde delicesine sevinçten kahrolmaya uzanan geniş bir spektrumda tüm duyguları yaşama ihtimali demek. En zoru da bahsettiğimiz duyguları taraftar gözünden aktarabilmek. İsterseniz bu noktada lafı daha fazla uzatmayalım ve bu yıl onuncu haftada tadacağımız derbi heyecanının, camiaları kavgaya değil saygıya sürüklemesini dileyerek analizimize başlayalım.

Dev maça ilişkin öncelikle yapılabilecek tespit; dokuzuncu hafta sonuçları itibariyle puan farkının 2'ye düşmesi sonrası beraberliğin herkes için "ehven-i şer" bir sonuç halini almış olması. Teknik-taktik konulardan tamamen bağımsız olarak; MHK'nın, hakemin, federasyonun, takımların, yönetimlerin ve taraftarların yıkıcı eleştirilere muhatap olmadan bu dev randevuyu atlatabilmeleri ancak ve ancak beraberlikle mümkün. Bu kadar tercihten bir sinerji doğar mı bilemiyorum ama karşılaşmaya teknik bir bakış attığımızda ulaştığımız sonuç da çok farklı olmuyor.

Dokuz haftadır izlemekte olduğumuz Fenerbahçe takımı, maçlara yüksek tempo ile başlayıp ilk 20 dakikada rakiplerine şok presler uygulayan ve rakip yarı alandan kaptığı toplardan da tehlikeli akınlar çıkartabilen bir ekip. Sarı-lacivertlilerde Lugano, Bilica, Alex ve Güiza'nın sakatlıkları can sıkıyor ama bu futbolcuların derbiye yetiştirileceği kabulünü yapabiliriz. Emre ve Cristian'ın önde baskı yaparak kapacağı toplara karşı Galatasaray defansı ve ön liberolarının -Ayhan dışında-  önlem alabilmeleri pek mümkün gözükmüyor. Ayrıca sarı-kırmızılıların defansif 4-3-3'üne karşı Fenerbahçe'nin klasik 4-4-1-1 dizilişi savunma anlamında Galatasaray'ın başına çorap örebilir. Daum'un büyük olasılıkla Keita'nın antidotunu savunmaya dönme konusunda kulakları çekilmiş Carlos - Vederson ikilisi ile arayacağını düşünüyorum, bu sebeple o kanattan kemik sesleri yükselebilir. Baskıdan bunalan Galatasaray savunması topları ileri şişirmeyi seçerse Fenerbahçe'nin ekmeğine yağ sürer. Defanstan top çıkarmak üzere Arda'nın geriye gelişi de yıldız oyuncunun etkinliğini azaltacaktır.

Bu noktaya kadar Galatasaray'ın zaaflarına değinmemiz Fenerbahçe'yi öne çıkarmış olabilir ancak sarı-lacivertli takım hakkında da "derbiye problemsiz giriyor" hükmünü verebilmek zor. Yukarıda yazdığımız senaryonun Fenerbahçe'nin rakip alanda oyunu forse etmesi ve tempo yapmasıyla bağlantılı olduğunu kabul eder, ardından da Gaziantepspor maçının son 30 dakikasındaki Fenerbahçe'yi anımsar isek, son yarım saatte işlerin değişebileceğini söylemek mümkün. Ayrıca her iki takımın da Avrupa Ligi maçlarından çıkarak derbiye gelmelerine rağmen sarı-lacivertlilerin Bükreş yorgunu olması, Rijkaard'ın Daum'a oranla daha geniş bir havuzdan rotasyon yapması fiziki açıdan ibreyi Galatasaray lehine çeviriyor. Daum'un iş başı yapmasıyla bu sezon skor üstünlüğünü ele geçirdikten sonra yarı sahasına daha çok kapanan ve kontrol futbolu oynayan bir Fenerbahçe izliyoruz. Ancak Galatasaray'ın set hücumlarını da ani ataklar kadar başarıyla organize edebilmesi bu noktada önem kazanıyor. Anlayacağınız Fenerbahçe'nin skoru koruması bu kez daha zor olabilir. Kewell, Keita, Arda, Elano gibi oyuncuların tek hamlelik stoperler olan Lugano, Bilica ve Önder gibi isimleri eksiltmesi muhtemelen Baros'u Volkan ile burun buruna bırakır.

Gördüğünüz gibi işin içinden çıkabilmek kolay değil. Galatasaray ilk 20 dakikadaki Fenerbahçe fırtınasını durdurabilirse şansını artırır. Aksi halde 70'ten sonra ancak beraberlik için saldırır.

Eskişehirspor - Beşiktaş

Tarih: 24.10.2009 Saat: 20.00

Stat: Atatürk Stadı

Maç günü hava: Az Bulutlu, 20°C

Beşiktaş bu maça adeta kolu, kanadı kırık vaziyette çıkıyor. Sivok, Ferrari, Ernst gibi eksikler yanında hafta içinde Şampiyonlar Ligi maçı da oynayan Beşiktaş'ın Eskişehirspor önünde zorlanması beklenebilir. Ancak futbol gündemini yakından takip edenler dışında Eskişehirspor'un da ciddi kadro sıkıntısı yaşadığını bilen sanıyorum azdır. Kırmızı-siyahlı takımda Ümit Karan, Youla, Serdar, Alper'in sakatlıkları ile Ragıp ve Bülent Ertuğrul'un kart cezaları oynamalarına engel. Wolfsburg önünde puan alan Beşiktaş'ın fizik kondisyonunu beğendim. Moral bakımından da iyi noktaya geldiler. Mehmet Yılmaz tehlikesini durdurması halinde Beşiktaş'ın maçı kazanacağını düşünüyorum.

Trabzonspor - Kayserispor

Tarih: 23.10.2009 Saat: 20.00

Stat: Avni Aker Stadı

Maç günü hava: Az Bulutlu, 20°C

Bu maçla ilgili ilk düşünülecek ihtimal; golü az, gerilimi bol bir karşılaşma yaşanabileceği yönünde. Kayserispor'un hücumcuları, Trabzonspor'un da savunmacıları sert futbola yatkın isimler olunca gerilimin yükselebileceğini söylemek normal. Galatasaray yenilgisiyle bordo-mavili camiada kazan yine kaynamaya başladı. Bu açıdan bakıldığında, gecikebilecek golün tribünde homurtulara ve futbolcular üzerinde baskıya neden olması muhtemel. 3. haftadan bu yana kalesinde gol görmeyen Kayserispor defansını hesaba katacak olursak, ibrenin otomatikman sarı-kırmızılı ekibe döndüğünü belirtmek gerekiyor.

Bursaspor - İ.B. Belediyespor

Tarih: 24.10.2009 Saat: 16.00

Stat: Atatürk Stadı

Maç günü hava: Az Bulutlu, 24°C

Bursaspor'un son haftalarda sergilediği futbolu beğenmemekle birlikte, bu hafta İ.B. Belediyespor ile karşılaşacak olmalarını "şans" olarak nitelendiriyorum. Çünkü Belediyespor kadro istikrarını bir türlü yakalayamayan ekiplerden. Yeşil-beyazlılarda Sercan ve Yenal'ın sakatlıktan kurtulmaları moralleri yükseltti. İstanbul temsilcisinde ise Taner, Hasagiç, Barbosa, Gökhan Kaba, Nsumbu, Ali Güzeldal ve İskender gibi futbolcuların sakatlıkları can sıkıyor. Bu futbolcular Bursaspor karşısında da forma giyemeyecekler. Bu durumda tüm gol ümitleri İbrahim Akın'ın sürükleyeceği kontrataklara kalacak. Oturmuş takım savunmasıyla Bursaspor maçın favorisi.

Diyarbakırspor - Gençlerbirliği

Tarih: 25.10.2009 Saat: 15.00

Stat: Atatürk Stadı

Maç günü hava: Az Bulutlu, 25°C

Kâğıt üzerinde Gençlerbirliği'nin çok rahat kazanacağı yönünde bir etki uyandıran bu karşılaşmada "Diyarbakırspor'a dikkat!" diyorum. Güneydoğu temsilcisi son maçında Antalyaspor'dan dört gol yedi ama maçın kırılma anlarında durum hep aleyhlerine gelişti. Mendoza - Tazemeta ikilisi uzun aradan sonra yeniden buluştular ve yavaş yavaş ilk haftalardaki formlarına yaklaşıyorlar. Gençlerbirliğinde Sinan ve Hurşit'in sakatlıkları bulunsa da Ankara temsilcisi bu maça "mutlak galibiyet" parolasıyla çıkacak. Gençlerbirliği'nin baskılı futbolu aynı zamanda Diyarbakırspor kontrataklarına davetiye çıkarır. Beraberlik muhtemel.

Manisaspor - Antalyaspor

Tarih: 25.10.2009 Saat: 15.00

Stat: 19 Mayıs Stadı

Maç günü hava: Az bulutlu, 24°C

Son üç maçından sadece bir puan çıkartabilen Manisaspor, bu görüntüsüyle düşüşte bir takım olarak değerlendirilebilir ancak maçları takip edenler bu maçlarda Manisaspor'un belki de 20'den fazla pozisyonu cömertçe harcadığını biliyorlar. Antalyaspor cephesinde Batak, Fatih Ceylan, Kerim ve Ali Zitouni'nin çeşitli sakatlıkları var. Bu futbolculardan sadece Kerim'in forma giyme ihtimali bulunuyor. Diyarbakırspor'a 4 gol atan Antalyaspor, o maçta hem erken gelen golü hem de rakibinin 10 kişi kalmasını değerlendirmişti. Bu kez işleri daha zor olacak. Haftalardır direklere ve Isaac'in beceriksizliğine takılan Manisaspor bu kez şeytanın bacağını kırabilir, hatta patlama yapabilir.

Sivasspor - Gaziantepspor

Tarih: 25.10.2009 Saat: 15.00

Stat: 4 Eylül Stadı

Maç günü hava: Az bulutlu, 21°C

Geçtiğimiz haftanın flaş takımı Gaziantepspor, acaba Fenerbahçe galibiyetinden nasıl etkilendi? Bu tip zaferler sonrası Anadolu takımlarının düşüş yaşayabildiğini unutmamak lazım. Sivasspor'da Abdurrahman'ın dönüşü önemli. Kırmızı-beyazlı takımı dokuzuncu haftada oynadığı Gençlerbirliği maçının özellikle ilk yarısında iyi buldum. Aynı mücadele gücünü 90 dakikaya yayabilmeleri halinde Gaziantepspor'a beklenmedik bir sürpriz yapabilirler. Gaziantepspor, Deumi'yi kadro dışı bıraktıktan sonra bu maç için Julio Cesar Correria'yı da kart cezası nedeniyle oynatamayacak. Sivasspor da savunmada problemler yaşıyor. Gollü bir maç olabilir.

Kasımpaşa - Denizlispor

Tarih: 25.10.2009 Saat: 15.00

Stat: R.T. Erdoğan Stadı

Maç günü hava: Çok bulutlu, 20°C

Dokuzuncu haftada Beşiktaş'ı terleten Kasımpaşa ile ligin antrenör değirmeni takımı Denizlispor'un mücadelesinde ibre İstanbul ekibinden yana. Bu tespitimizde Kasımpaşa'nın Beşiktaş karşısındaki dengeli oyunu kadar Denizlispor Başkanı Ali İpek'in teknik direktörün istifasına varan sertlikte yaptığı açıklamalardan futbolcularından etkilenmiş olması ihtimali de etken. Böylesi bir çalkantıdan sonra Denizlispor için toparlanmak kolay olmayabilir. Üstelik defansın iki önemli ismi Bajic ve Koffi de bu maçta forma giyemeyecekler. Tüm bu şartlar altında Kasımpaşa'nın galibiyete uzanması beklenebilir.

HAFTANIN HAKEMLERİ

23 Ekim 2009 Cuma

20.00 Trabzonspor - Kayserispor    Cüneyt ÇAKIR

24 Ekim 2009 Cumartesi

16.00 Bursaspor - İ.B. Belediyespor    Koray GENÇERLER

20.00 Eskişehirspor - Beşiktaş     Tolga ÖZKALFA

25 Ekim 2009 Pazar

15.00 Kasımpaşa - Denizlispor     Yunus YILDIRIM

15.00 Manisaspor - Antalyaspor    Bülent YILDIRIM

15.00 Sivasspor - Gaziantepspor    Hüseyin GÖÇEK

15.00 Diyarbakırspor - Gençlerbirliği    Fırat AYDINUS

20.00 Fenerbahçe - Galatasaray     Bünyamin GEZER

HAFTAYA BAKIŞ

Ceza tahtası

Sarı kart cezalıları: Tomas Sivok (Beşiktaş), Bülent Ertuğrul (Eskişehirspor), Ragıp Başdağ (Eskişehirspor), Julio Cesar Correia (Gaziantepspor), Franco Cangele (Kayserispor), İbrahim Dağaşan (Sivasspor).

Kırmızı kart cezalıları: Matteo Ferrari (Beşiktaş), Fabian Ernst (Beşiktaş), Damien Chrysostome (Denizlispor), Ayman Abdelaziz (Diyarbakırspor).

HAFTANIN MAÇI

Fenerbahçe - Galatasaray

Tarih: 25.10.2009 Saat: 20.00

Stat: Şükrü Saracoğlu Stadı

Maç günü hava: Çok Bulutlu, 19°C

Tüm yazılarını göster