Federasyon; Scolari'yi mi, yoksa ocak ayını mı bekliyor?

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Açıkça ifade etmem gerekirse, Federasyon cephesinden sızan milli takım teknik direktörlüğü için rotanın yeniden Luiz Felipe Scolari'ye döndüğüne dair haberleri hayretle karşıladım. Geçtiğimiz günlerde ortalığa atılan Joachim Löw ismine nasıl temkinli yaklaştımsa, Scolari'ye dönüş başlıklarını da o denli endişeli gözlerle okuduğumu söylemeliyim. Çünkü mevcut durumun gösterdiği kadarıyla federasyon yetkilileri ya Evliya Çelebi misali dolaşıp rotayı bir kez daha Özbekistan'a çevirmek durumunda kaldılar, ya da bu haberlerin bütün amacı kamuoyunu oyalamak. Fatih Terim'in milli takım ile vedalaşacağını açıkladığı 10 Ekim gecesinden bu yana aradan geçen yaklaşık 40 günlük sürede Scolari ve Löw isimleri dışında ortaya ciddi bir ismin atılmadığını biliyoruz. Oysa dünyanın herhangi bir yerindeki krize müdahale konusunda hazır bekletilen Pentagon dosyaları gibi bizim spor servislerinde de 3 büyükler ve milli takım için hazır çalıştırıcı dosyaları bulundurulur. Bugüne kadar temcit pilavları ateşe konmadığına göre, bu işte bit yeniği var demektir. Eğer federasyonun yetkili ağızlarından "hocaların hareket alanlarının genişleyeceği ve görüşmelerin daha rahat yapılabileceği ocak transfer dönemini bekliyoruz" mealinde bir açıklama yapılmış olsaydı, bu atalet bir ölçüde normal karşılanabilirdi. Ne var ki, ocak ayına kadar bekleyişin sebebi bir Türk teknik direktörü takımından kopararak apar topar milli takımın başına getirmek ise, o zaman gireceğiniz şoklara şimdiden hazırlıklı olun derim. Özellikle de Bursasporlu ve Beşiktaşlılar'a…

Yeri gelmişken, Türk futbolunun en üst temsil noktası olan milli takımdaki çalıştırıcı arayışlarına neden nekes bir çerçevede yaklaştığımızı da merak ettiğimi söylemeliyim. Euro 2012'nin kuraları 7 Şubat 2010 tarihinde Varşova'da çekilecek. Federasyon görüşmeleri ocak ayında hızlandıracak ve yukarıdaki savımızın aksine yabancı hocada ısrar edecek ise sizce de biraz geç kalınmıyor mu? Ya da şöyle soralım Scolari'den başka Türk Milli Takımı'nı çalıştırabilecek teknik direktör yok mu? Sakın ola, Luiz Felipe Scolari gibi son derece başarılı bir isme karşı çıktığım zannedilmesin. Brezilyalı kurt hocanın milli takımlarda son derece başarılı bir grafiğe sahip olduğu hepimizin malumu. Ancak benim tartışmaya açmak istediğim konu başka. Mevzuya sorularla dalmak gerekirse; Türk milli takımı için neden Martin O'Neill gibi bir futbol filozofu hiç gündeme gelmez? Luciano Spalletti, kendine özgün taktik varyasyonları ve defansif sağlamcılığı ile milli takımımıza layık değil midir? Morten Olsen tecrübesi enerjik ve genç bir Türk çalıştırıcı ile kaynaştırılamaz mı? Steve McLaren'i kanının ısındığı Twente'den koparabilmek mümkün mü? "Bizden biri" olarak ülkemizi gözü yaşlı terk eden Eric Gerets ismi acaba bazı bünyelerde alerji yaratır mı? Geçmişte Hiddink ve Advocaat'tan çok şey öğrenen ve Avustralya'nın başında rüştünü ispat eden Pim Verbeek, "sıkıcı futbol oynatıyor" eleştirilerine rağmen düşünülebilir mi? Bu sorulara ancak muhataplarının vereceği cevaplar ölçüsünde ufki bir genişlikten bahsetmek mümkün olabilir. Yoksa tüm bu bilinmezlik içinde Ocak ayını bekleyip ligler tatile girdikten sonra "Türk futboluna yabancı" bir teknik direktörü iş başına getirmenin ve ondan ivedilikle yarışmacı bir takım meydana getirmesini beklemenin anlamsızlığı malum. Belki de sırf bu yüzden işkilleniyorum ve diyorum ki; Türk Milli Takımı'nın başına geçecek ismin belirlenmediği her gün, yabancı teknik direktör ile anlaşılma ihtimali de azalıyor.

Tevez yine şaşırttı

Arjantin Milli Takımı'nın ve Manchester City'nin yıldız futbolcusu Carlos Tevez, Dünya Kupası sonrasında futbolu bırakabileceğini ifade etti. Arjantin basınına açıklamalarda bulunan 25 yaşındaki oyuncu, Güney Afrika'da düzenlenecek olan 2010 Dünya Kupası'nı Arjantin'in kazanması halinde futboldan emekli olabileceğini ya da Boca Juniors'ta futbola devam etmek istediğini söyledi.

Manchester United'dan 31 milyon Euro karşılığında Manchester City'ye transfer olan Tevez'in İngiltere'de dil sorunu yaşaması ve Arjantin'deki ailesine yakın olma isteği; Ada'da sorun yaşamasına sebep olan ek faktörler olarak göze çarpıyor. Tevez, "Çok karmaşık bir durumdayım. Ailem Buenos Aires'te ve onlar benim Boca'ya geri dönmemi istiyor. 2014 yılına kadar Manhcester City ile sözleşmem var. Benim bütün düşüncem ise Arjantin ile Dünya Kupası'na uzanmak. Futbol ortamında çok yoruldum. Ailemle de biraz vakit geçirmeyi özlüyorum. Daha önce yeterince para kazandım. Kendime biraz daha zaman ayırmayı düşünüyorum" dedi. Manchester City menajeri Mark Hughes ise, Robinho'nun Barcelona'ya gitme ihtimali üzerine transfer planları yaparken; Carlos Tevez'in de bu şok açıklamaları üzerine iyice zor duruma düştü.

Tottenham Capel'in peşinde

Sevilla'da bu sezon yıldızı en çok parlayan isimlerin başında gelen Capel, yeteneklerinin hayranı olan Tottenham menajeri Harry Redknapp'in dikkatini çekmeyi başardı. Oyun kurucu Luka Modric'den, Hırvat oyuncunun kırılan ayağı nedeniyle uzun süre yararlanamayacak olan Redknapp, ocak ayındaki ara transfer döneminde Capel'in takıma eklenmesinin Spurs'ün ilk 4 takım arasına girme şansını arttıracağına inanıyor.

Ancak Sevilla, 2001'den bu yana kulübün genç oluşumunun bir parçası olan 21 yaşındaki İspanyol oyuncuyu kadroda tutmak istiyor ve sezon sonunda sözleşme yenileme görüşmelerine tekrar başlamanın hesaplarını yapsa da News of the World gazetesi, 2008 yazında da sol kanat oyuncusu ile ilgilenen Londra ekibinin, yaklaşan transfer döneminde yüksek meblağlı bir teklif ile Sevilla'nın kapısını çalabileceğini yazdı. Tüm bu gelişmelere rağmen Capel ise Sevilla'da mutlu olduğunun altını çizerek "Buradaki zamanım boyunca gelişimim devam etti ve bu kulüp için oynamaktan gerçekten keyif alıyorum. Kontrat söylentileri ile ilgili hiçbir sıkıntım yok ve ben şu anda gün gün yaşamayı tercih ediyorum" şeklinde konuştu.

Marsel İlhan tırmanıyor

Başarılı tenisçimiz Marsel İlhan, Türkiye'de tenise olan ilginin gün geçtikçe arttığını, kendisi dünya sıralamasında yükseldikçe bu spora daha fazla ilgi gösterileceğini belirterek, "tenisin Türkiye'deki lokomotifi olacağım" diye konuştu. Özbek asıllı 1987 doğumlu tenisçi, daha önce dünya sıralamasında 1370. sırada bulunduğunu hatırlatarak, "Sonra 319., geçen sezon da 250. sırada bitirdim. Bu sene şu anda 159. sıradayım" dedi. Sıralamada yavaş yavaş yukarıya doğru çıktığını ifade eden Marsel, "her sene 50 basamak atlamayı hedefliyorum. Seneye ilk 100'de olmak istiyorum. Bu hedefe çok uzak değilim. Ondan sonra hedefim dünya sıralamasında ilk 50'de olmak. Bir sakatlık olmazsa bu hedeflerimi gerçekleştireceğime inanıyorum" şeklinde konuştu.

Holiganizm salonda

Aroma Bayanlar 1. voleybol liginde oynanan Ankaragücü - Fenerbahça Acıbadem karşılaşmasında olaylar çıktı. Selim Sırrı Tarcan spor salonunda oynanan karşılaşmanın ilk setinde durum 2-2 iken Ankaragücü taraftarları ile salonda görevli özel güvenlik güçleri arasında olaylar çıktı. Tribünlere pankart asmak isteyen Ankaragücü taraftarlarına özel güvenlik güçleri müsaade etmedi.

Bunun üzerine 2 taraf arasında gerginlik başladı. Sözlü tartışmaların ardından Ankaragücü taraftarları ile güvenlik görevlileri arasında tekme-tokat kavga başladı. 50-60 kişinin karıştığı kavganın büyümesi üzerine 2 takımın bayan voleybolcuları soyunma odalarına kaçtı. Yaşanan tartışmada bir güvenlik görevlisi aldığı darbeler sonucunda bayıldı. Salonun diğer tarafında bulunan güvenlik görevlilerinin müdahil olmasıyla olaylar sona erdi. Olay çıkartan bazı taraftarlar salon dışına alındı. Olaylar sebebiyle karşılaşma 15 dakika sonra yeniden başladı.

Toplam borcun 3'te 1'i Demirören'e

Beşiktaş Kulübü Olağan Divan Kurulu toplantısı pazar günü İstanbul Swissotel'de yapıldı. Yurtdışında olduğu için Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören'in katılmadığı toplantıda Beşiktaş Kulübü İkinci Başkanı Ertuğrul Kumcuoğlu, yönetim kurulu üyeleri, Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz ve Divan Kurulu üyeleri yer aldı.

Denetleme Kurulu Başkanvekili Mehmet Küçükince, Swissotel'de gerçekleştirilen toplantıda Denetleme Kurulu'nun raporunu okudu. Küçükince, siyah-beyazlı kulübün 121 milyon 600 bin 616 lira borcu bulunduğu, ayrıca Kulüp Başkanı Yıldırım Demirören'e de 59 milyon 756 bin 573 lira borç olduğunu ifade ederek, toplam borcun 181 milyon 357 bin 189 lira olduğunu açıkladı. Küçükince, derneğin mevcudunun 2 milyon 967 bin 268 lira, toplam borçlarının ise Demirören'e olan borçla birlikte 69 milyon 546 bin 884 lira olduğunu, BJK Futbol Yatırımları AŞ'nin ise 78 milyon 814 bin 217 lira mevcuda, 193 milyon 591 bin 790 lira da borca sahip olduğunu kaydetti.

Tüm yazılarını göster