Medya dünyasına dijital devler her geçen gün daha etkin biçimde ağırlık koyarken uluslararası basın camiasında iki tartışma konusu belirgin biçimde öne çıkmaya başladı:
1- Facebook ve Google’ın reklam tekeli karşısında geleneksel yazılı basının zaten çok zordaki durumu ne olacak?
2- Ulusal basının bile açmazlarla boğuştuğu bu kriz ortamında, demokratik yaşamın olmazsa olmazı yerel basının akıbeti ne olacak, hayatiyetini sürdürmesi nasıl sağlanacak?
Batı dünyasında hükümetler, basına sahip çıkıyor
Basılı gazeteler, tüm dünyada tiraj kaybını durduramıyor. Facebook ve Google’ın reklamlardaki tekeli ise gazetelerin sürekli kan kaybına neden oluyor... Ölümcül bir iç kanama gibi!
Sağlıklı bir basın ortamı, Batı dünyasında yaşamsal değerde... O nedenle gazetelerin durumu çok önemseniyor ve hem ulusal, hem de yerel ölçekte krize karşı destekleyici önlemler geliştiriliyor.
Örneğin Fransa son günlerde reklam pastasını dengeleyebilecek için Facebook ve Google’ın allıkları reklamları vergilendirmek istiyor.
Salında geç kalmış bu karar, gazetelerin kan kaybına bir ölçüde derman olabilir. Doğrusu şu ki, Google ve Facebook’un bir fon kurması ve içeriklerinden büyük yarar sağladıkları gazetelerin finansmanına yardım etmeleri gerekir.
Gelin görün ki bu iki dev, vergi mevzuatlarından boşlukları değerlendiriyor ve iş yaptıkları ülkelerde 1 dolar dahi vergi katkısı sağlamıyor.
Ülkemizde yerel basının hali yürekler acısı
Uluslarası medyadaki bu sorun, yoğunlaşan kriz ortamı; basına desteğin daha sınırlı olduğu ülkemizde özellikle yerel gazeteleri çöküntünün eşliğine getirmiş durumda...
Yıllardan beri üvey evlat muamelesi gören yerel gazeteler, döviz kurlarıyla zorlanmanın yanı sıra Basın İlan Kurumu’nun İcra Dairesi duyuruları gibi resmî ilanları o kentteki yerel gazetelere vermek yerine ulusal gazetelere aktarmayı tercih etmesi sonucu kapanmanın eşliğine gelmiş durumdalar.
Bazıları renkli baskıdan vazgeçip haftanın belli günlerinde tezgâha çıkmayı durdurarak çalışan ve sayfa sayısını azaltma yoluyla masrafı kısmakta çözüm arıyor... Tabii, çıkar yol değil.
Durum böyle olunca, toplam tirajda da yerel gazetelerin kaybı hissedilir bir artış gösterdi. Sonuç, vahim: Tiraj düşüşü, yayın günlerinde ve çalışan sayısında kısıtlama; gazetecilerin işsiz kalması demek.
Atatürk’ün “Fazilet Adaları” ve iletişim fakülteleri
O zaman, ulusal medyanın zaten zorluklar içinde kıvrandığı ortamda iletişim fakültelerini bitiren gençlerimize nasıl iş bulacaksınız? Bu fakülteler ne işe yarayacak?
Büyük Atatürk, yerel basın için boşuna mı “Fazilet Adaları” demişti? Çünkü yerel gazetelerin önemini Kurtuluş Savaş’ımızda görmüştü. Faziletli bir toplum olabilmenin, her zaman haktan / doğrudan yana faziletli bir yerel basınla mümkün olabileceğine işaret etmişti.
Yerel gazetelere Batı dünyasında medyanın bel kemiği gözüyle bakılıyor. ABD ve Avustralya dahil tüm ülkelerde, yerel basın değişik biçimlerde destekleniyor yani sübvanse ediliyor.
İşte ülke ülke dünyada yerel medya destekleri
Yerel medya, “kamu yararına” kabul ediliyor. İskandinav ülkeleri, bu konuda yıllardan beri öncülüğü ellerinde tutuyor.
- Norveç, İsveç, Finlandiya, Danimarka’da yerel gazetelere tirajına ve bulunduğu bölgeye göre devlet yardımı yapılıyor. Kağıt, bu gazetelere özel fiyatla veriliyor.. Yatırımlarda vergi ve KDV muafiyeti gibi imkanlar sunuluyor. Özellikle İsveç’te en zayıf durumdaki yerel gazeteler ön planda gözetiliyor. Ayrıca dijital transformasyon konusunda düşük faizli krediler devreye giriyor.
- Fransa’ da dağıtım ve gazetelerin nakliyesi ile iletişim masrafları devlet tarafından sübvanse ediliyor.
- Hollanda’da devlet düşük faizli kredi sağlıyor ve bu krediler için garanti veriyor.
- Federal Almanya’da gazeteler indirimli KDV oranından ve yatırım kredilerinden yararlanıyor.
- İrlanda ve İtalya’da yerel basın KDV ‘ den muaf tutuluyor.
- Belçika ve Kanada’da sübvansiyon sağlanıyor ve bunun miktarı tarafsız bir komite tarafından belirleniyor.
- ABD’de gazetelerin posta ücretlerinde özel bir düşük tarife uygulanıyor. Ayrıca yeni yatırımlarda vergi muafiyetleri sağlanıyor.
Devlet ve Basın İlan Kurumu acilen devreye girmeli
Ülkemize dönüp baktığımızda, maalesef pek bir şey göremiyoruz. Devletin, Basın İlan Kurumu ile birlikte bu hazin duruma acilen müdahale edip çözüm üretmesi gerekiyor. Dünya Gazeteler ve Haber Yayıncıları Birliği (WAN-IFRA), neler yapılabileceği konusunda yardımcı olabilir. Öncelikle, yerel gazetelere KDV muafiyeti tanınmalı.
Ayrıca reklam konusunda mağdur olmamaları için Basın İlan Kurumu’nun çözüm bulması ve ulusal medyayı tercihine yol açan aracılık hizmeti komisyonundan feragat etmesi yerinde olur.
Gerekiyorsa devlet, Basın İlan Kurumu’nu bir “Yerel Gazeteler Fonu” kurarak destekleyebilir. Yerel gazetelere, dijital dönüşüm konusunda düşük faizli, uzun vadeli krediler sağlayabilir. Anadolu Ajansı bültenlerini ücretsiz tahsis edebilir.
Doğaldır ki bütün bunlar yapılırken bol keseden Ulufeciler dağıtacak değil: Yerel gazetelerin durumu da tek tek ele alınarak hangilerinin bu sübvansiyonları hak ettikleri, objektif hakkaniyet ölçüleri içinde belirlenmeli.
Yerel gazetelerin toparlanması ile, gazetecilik mesleğini seçmiş olanlar işsizlik kabusundan kurtulur... Anadolu’nun her köşesinde kurulu iletişim fakültelerinden mezun olacaklara iş alanları sağlanır...
Yerel medyanın güçlenmesi, ulusal medyaya da can suyu sağlar.
Bütün gelişmiş ülkelerde yerel basına uygulanan sübvansiyon sistemlerinin ülkemize acilen getirilmesi, coşkulu alkışlanacak bir adım olur.