Faiz sabit, neredeyse söylem de…

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

İstiklal Caddesi Numara 10 Ulus-Ankara adresinden çıkacak karar konusunda herhalde hiç kimse böylesine görüş birliği içinde değildi. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun dünkü toplantısından bir faiz değişimi kararı çıkacağını kimse beklemiyordu, faizde bir değişiklik de olmadı nitekim. Hem zaten Başkan Erdem Başçı’nın dövizde yılsonu için nokta hedef veren ve bu rakama ulaşmak için faize dokunulmayacağını belirten açıklamasından sonra faiz oranları konusunda bir değişiklik söz konusu olabilir miydi ki…

Merkez Bankası faizi değiştirmedi, aslında toplantıyla ilgili açıklamasında da fazla bir değişikliğe gitmedi. Hem Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun toplantı açıklamalarının bire bir aynı olmaması için kimi zaman sözcük değişikliğine gittiği de dikkati çekmiyor değil. Ama şunu da bilmek gerekiyor; Merkez Bankası, bu sözcük değişikliklerine getirilen, getirilmeye çalışılan yorumları da biraz müstehzi bir ifadeyle izliyor. Açıklamada çok az farklı biçimde yer alan ifadeleri, sözcükleri yorumlamak için büyük çaba harcayan ve neredeyse “kıl tefsiri” durumu yaratanlara duyuralım istedik.

“Enflasyon düşmeye devam edecek”

Para Politikası Kurulu’nun geçen ayki toplantısından sonra yapılan açıklamada enflasyonda öngörülen düşüşün ağustos ayından itibaren başlamasının beklendiği belirtilmişti. Şimdi ağustos geride kaldığına göre, ister istemez söylem değişti. Dünkü açıklamada, “Enflasyonun önümüzdeki dönemde düşmeye devam etmesi beklenmektedir” denildi.

Açıklamada enflasyonla ilgili olarak şu görüşlere yer verildi:

“Öte yandan, son aylarda yaşanan döviz kuru oynaklığına bağlı olarak çekirdek enflasyon göstergelerinin bir süre daha hedefin üzerinde seyredeceği tahmin edilmektedir. Bu durumun fiyatlama davranışları üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kurul, enflasyon görünümü orta vadeli hedeflerle uyumlu olana kadar para politikasındaki temkinli duruşun korunarak gerekli görülen sıklıkta ek parasal sıkılaştırmaya gidilmesinin uygun olacağını belirtmiştir.”

Merkez Bankası’nın şansı mı?

FED tüm dünya piyasalarını germiş, Türkiye’den sermaye çıkışı başlamış ve bu durum TL’nin hızla değer kaybetmesine yol açmıştı ve Merkez Bankası’ndan bu olumsuz gidişatı durdurması için faiz artırma kararı alması bekleniyordu. Böyle bir karar açıklanırsa piyasadaki tansiyon biraz olsun düşecek, yurtdışına çıkış durabileceği gibi, belki geri dönüş de başlayabilecekti. Başkan Erdem Başçı, bu beklentileri tümüyle boşa çıkaran bir açıklama yaptı, faizi kesinlikle yükseltmeyeceklerini, kur artışıyla döviz yoluyla mücadele edeceklerini söyledi; hatta çok iddialı bir çıkışla doların yılsonunda 1.92’ye inmesinin sürpriz olarak görülmemesi gerektiğini söyledi. Piyasa bu içerikte bir açıklamaya öylesine hazırlıksızdı ki, kur daha açıklama yapılırken yükselmeye başladı. Dolar, daha sonraki günlerde bir ara 2.08’e bile ulaştı.

Merkez Bankası çok yüklü olmayan döviz satışlarıyla piyasadaki tansiyonu düşürmeye çalıştı, bunda bir ölçüde başarılı oldu da. Ama piyasa hala gergindi; çünkü yanıbaşımızda bir savaş patlak vermek üzereydi. Ama sonra iki dev; ABD ve Rusya anlaştı ve sınırlı hava operasyonu bile gündemden çıktı. Bu, önemli bir rahatlamaydı.

Ekonomik anlamdaki rahatlama ise, gerginlik kaynağı olan ABD’den, FED’de geldi. Eski Hazine Bakanı Lawrence Summers FED Başkanlığı adaylığından çekildiğini açıkladı. Summers’ın başkan seçilmesi halinde, FED’in tahvil alımını azaltmada daha agresif davranacağı tahmin edilmekteydi. İşte bu olasılığın ortadan kalkması da tüm gelişmekte olan ülkelerin paraları gibi TL’yi de güçlendiren bir etki yarattı.

Yani bir yandan Suriye gerginliğinin en azından şimdilik ortadan kalkması, bir yandan FED’in daha ılımlı adımlar atacağına dönük beklentiler, Merkez Bankası’nın lehine bir gidişat oluşmasını sağladı.   

Tüm yazılarını göster