Faiz indiriminin ayak sesleri kredi kartı harcamalarında

Enflasyon ve büyüme ve­rilerini aynı hafta için­de aldık. Türkiye enflasyo­nu düşürmeyle, büyümeden feragat etme ikilemiyle ni­hayet karşı karşıya geldi. Bu iki makro büyüklük arasın­da uzun vadede bir ödün­leşme olması şart değilse de kısa vadede enflasyonu dü­şürmek için büyümeyi bir miktar arka plana atmak ge­rekiyor.

Emrah LAFÇI Ekonominin Doğası emrah.lafci@dunya.com

Enflasyon ve büyüme ve­rilerini aynı hafta için­de aldık. Türkiye enflasyo­nu düşürmeyle, büyümeden feragat etme ikilemiyle ni­hayet karşı karşıya geldi. Bu iki makro büyüklük arasın­da uzun vadede bir ödün­leşme olması şart değilse de kısa vadede enflasyonu dü­şürmek için büyümeyi bir miktar arka plana atmak ge­rekiyor.

Bu ödünleşmenin de özel tüketimin kısılması sure­tiyle sağlanması şu anki poli­tikanın bir hedefi. Nitekim bu hafta gelen ikinci çeyrek bü­yüme rakamlarında da özel tü­ketimin yılın ikinci çeyreğin­de önceki yılın ikinci çeyreğine göre takvim etkisinden arındı­rılmış %2 arttığını görüyoruz.

Kamu tüketimi %1 artarken, özel yatırımlar %0.5 artmış. Türkiye’nin bu dönemdeki bü­yümesiyse %2.8. Harcama ar­tışları bu kadar düşükken %2.8 büyüme nereden geldi sorusu­nun cevabı; “net ihracatın bü­yümeye katkısı” olarak karşı­mıza çıkıyor. Burada da ihra­catımız çok arttığı için değil, ithalatımız azaldığı için pozi­tif katkı alıyoruz. Zira aynı dö­nemde ihracat hiç değişmemiş­ken, ithalattaki azalma %5.7.

Bu resimde kritik olan bir­çok unsur var. Bunlardan biri özel tüketim büyümesinin ya­vaşlamasıyken diğeri de özel yatırımların neredeyse hiç büyümemesi. Bu uzun vadeli problemlere neden olabilecek, çözülmesi gereken önemli bir problem.

Biz tüketim tarafın­dan devam edelim. Zira kısa va­deli politikaları belirleyecek en önemli alan burası. İkinci çey­rekte %2’lik bir özel tüketim büyümesinin olması ve üçüncü çeyrekte benzer eğilimin görül­mesi Türkiye için çok büyük bir hadise. Çünkü özel tüketim bü­yümesi 2021’de %16, 2022’de %18.6 ve 2023’te %13.5 olarak gerçekleşti. Bunlar gerçekten inanması çok güç büyüklük­ler.

Türkiye yakın tarihinde bu kadar uzun süre bu kadar yük­sek özel tüketim büyümesi­nin görüldüğü bir dönem yok. İşte bu daha önce belirttiğim sürdürülemez politikalarının bir süreliğine sürdürülebilme­sinin vücut bulmuş hali. Or­ta vadeli planda 2024 yıl sonu için özel tüketim büyümesinin %3.6 olması öngörülmüştü. Ye­ni OVP’de bu alanda bir reviz­yon gelecek mi göreceğiz. Ama bu haliyle bile kalsa son iki çey­rekte de %2’ler civarında bir tüketim büyümesi gerekiyor ki buradaki tahmin tutsun. Çünkü ilk çeyrek özel tüketim büyü­mesi %7.1’di.

Özel tüketim kredi kartı ilişkisi

Kredi kartı harcamalarıyla özel tüketim arasında yakından bir ilişki var. Kredi kartı harca­ma bilgilerinin faydası bu veri­lerin çok taze olmasından geli­yor. Elimizde en son 23 Ağustos haftasının verisi var. Buna göre Ağustos ayının ilk 3 haftasında haftalık kredi kartı harcama­sı ortalama 302.3 milyar TL.

Temmuz’daki 4 haftalık orta­lamaysa 309.7 milyar TL. Ay­lık yaklaşık %2.5 enflasyonu da dikkate aldığımızda aydan aya kredi kartı harcamaların­da ciddi bir reel gerileme ol­duğunu görüyoruz. Bu da ta­lebin soğuduğu, iç tüketimin kısıldığı anlamına gelir. Top­lam harcamalar bahsettiğim dönemde nominal olarak %2.4 azalırken, kredi kartı harcama­larının yaklaşık %17’sini oluş­turan market harcamaları %0.6 artmış. Bu da uzunca süredir konuştuğumuz temel harca­maların çok fazla azalmadığını ama bunun dışında kalan keyfe keder tüketimin ciddi manada gerilediğini gösteren bir veri.

Merkez’in mesajları açık

Talep meselesini bu kadar uzun uzun anlatmamın temel nedeni Merkez Bankası’nın po­litika kararlarını alırken talebe özel bir önem vermesi. Bunu; enflasyon raporu sunumunda Başkan’ın “iç talep göstergele­rine göre karar vereceğiz” de­mesinden, PPK notundaki şu cümleden; “Üçüncü çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi ta­lebin yavaşlamaya devam ede­rek enflasyonist etkisinin azal­dığına işaret etmektedir”, en nihayetinde de bu hafta yayın­lanan blog yazısında talepteki soğumaya özel yer ayrılmasın­dan anlıyoruz. Dolayısıyla bun­dan sonra Merkez Bankası’nın adımlarını tahmin etmek için belki de en fazla bakılması gere­ken veri kredi kartı harcamaları olacak. Şimdilik bu veri bizi son çeyrekte bir faiz indirimine gö­türecekmiş gibi seyrediyor.

Tüm yazılarını göster