Faiz indiriminde ilk basamak yüzde 7 daha sonra yüzde 5'e kadar düş

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Merkez Bankası'nın faiz indirimine devam edeceği anlaşılıyor. Eskiden her indirimde, "bu son indirim olabilir" şüphesi ortaya atılırdı. Önceki gün yapılan 0.50 puanlık indirimin son indirim olabileceği kimsenin aklına gelmiyor.

Nasıl oldu da "2002 yılından bu yana yüksek faiz, düşük kur politikasında ısrarcı olan Merkez bankası şimdi düşük faiz yüksek kur arayışına girdi? Kimse bunun üzerinde durmuyor.

Önceki gün Merkez Bankası'nın yüzde 7.75'e çektiği gecelik faizinin süre giderek indirimlerle yüzde 7'ye kadar gerilemesi, bu basamağı geçmesi halinde yüzde 5'e kadar düşmesi sürpriz sayılmamalıdır.

Önemli olan bu indirimin reek sektöre nasıl yansıyacağıdır.

DÜNYA'nın dünkü manşeti "Piyasalarda faiz aşılımı" idi. Büyük bankaların konut kredisi faizlerindeki indirim yarışı anlatılıyordu.

Konut kredisi faizlerindeki indirim önemlidir ama, daha da önemlisi tüketici ve üretici kredilerindeki faiz oranlarının gerilemesidir.

Tüketici kredileri faizi gerileyecek ki, piyasada hareket başlasın. Üretici kredileri faizi ucuzlayacak ki üreticiler, özellikle KOBİ'ler bellerini doğrultabilsin .

Türkiye ekonomisinde yüksek faizden düşük faize geçişin bu kadar hızlı ve sancısız olabileceğini önceleri tahmin etmek zor idi.

Ezberimiz ne idi? (1) Faiz yüksek olmaz ise halk parasını daha çok harcar. (2) Yüksek faiz tasarrufu artırır. (3) Faiz yüksek olmalı ki halk döviz satın almasın. Faiz indiğinde halk döviz satın almaya koşar ve döviz fiyatı yükselir. (4) Faiz ucuzlar ise Hazine bono satamaz. (5) Türkiye'ye reel faizin yüksekliği nedeniyle döviz giriyor. Reel faiz aşağıya inince Türkiye'ye döviz girişi olmaz. Daha önce giren döviz çıkar.

Bunları bize "Merkez Bankası yönetimleri" ezberletti. Onlara da "akılı veren IMF uzmanları" idi. İşte bu nedenle Merkez Bankası uzun yıllar "yüksek faiz/ucuz döviz" uygulamasında ısrarcı oldu. Halka bunun iyi bir şey olduğunu söyledi, durdu.

Halkımız da "ister istemez" faizci oldu. Faiz, çok kişi için ana gelir kaynağı haline geldi. Büyük birikimi olanlar faiz geliriyle paralarına para kattı. Faiz gelirlerini ucuz dövize dönüştürerek yurtdışına aktaranlar oldu.

Orta ve alt gelir grubundakiler, dar ve sabit gelirliler, faiz geliri ile bellerini doğrultmaya çalıştı ve de buna alıştı.

İşte bu tabloda faizlerin aşağıya inmesinden en çok orta ve alt gelir grubundakiler, dar ve sabit gelirliler, ufak tasarruflarının faizi ile geçimlerini sürdürmeye çalışanlar rahatsız oluyor.

Yüksek faizin yatırım ve üretim yapanları nasıl ezdiği genelde gündeme gelmedi. Yüksek faizin ekonomideki olumsuz etkileri küçümsendi. Halbuki yüksek faiz, uzun süre, bir yanda yatırımcıları gücendirirken, öte yanda girişimcileri yurtdışından döviz ile borçlanmaya yöneltti.

Yüksek faiz döneminin faturası önce Hazine'ye yazılıyor, fakat neticede faturayı halk ödüyordu. Ödemeye devam ediyor. Yıllar boyu da ödeyecek. Yüksek faiz ile satılan bonolar ve tahviller vergi gelirlerinin yüzde 30'unu yutar hale gelmişti. Hazine 2002-2004 arasında yüzde 13 dolayında, 2005-2008 arasında yüzde 7.5-8.0 dolayında reel faiz ödedi.

 Orta ve alt gelir grubundaki, dar ve sabit gelirlilerinden küçük tasarruflarının faiz geliri ile yaşamlarını sürdürmeye çalışanlar faiz indiriminden rahatsız..

Parası olanlar, birikim yapabilenler ise yeni şartlara uyum arayışına girdi. (1) Faizin düşmesi ile orta ve alt gelir grubundakiler tasarruf yapmaktan hemen vazgeçmeyecek, tasarruflarını hemen harcamayacak. Çünkü onlar devamlı yarın korkusu içindeler. Yarın korkusu ile sıfır faiz ile de olsa tasarruf yapacaklar. (2) Belli büyüklüğün üzerinde tasarrufu olanlardan bir bölümü, geciktirdikleri harcamalarını yapacak. Bir bölümü gayrimenkul ve hisse senedi yatırımlarına yönelecek. (3) Büyük tasarruf sahipleri Hazine bonosu, devlet tahvili ve hisse senedi satın alacak.

Merkez Bankası faizi indirirken "Hazine'nin ucuz faiz ile borçlanmasını" da düşünüyor ama, esas bekleyiş, ekonominin krizden çıkması. Ekonominin krizden çıkması için üretimin artması, üretimin artması için talebin uyanması lazım.

Faiz indirimini ile (1) Parası olanların faiz gelirinden ümit kesmeleri. Paralarını harcamaları. (2) İmkanı olmayanların ucuz kredi alarak para harcamaları, tüketimlerini artırmaları bekleniyor.

Tabii ki faiz indirimi her zaman beklenen etkiyi göstermeyebiliyor. Örneğin Japonya'da faiz uzun süre sıfırlarda dolaştığı halde Japon halkı gelecek hakkındaki güvensizlik nedeniyle para harcamadı. Japon ekonomisi canlanamadı.

Tüm yazılarını göster