Faiz indirimi sinyali yabancıları ne kadar çeker; kuşkulu

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın 30 Nisan’da yılın ikinci enflasyon raporunu açıklarken verdiği faiz indirimine dönük sinyaller, yabancıların Türkiye’ye akın etmesini sağlayacakmış gibi bir algı oluşmasına yol açtı. Hele hele 30 Nisan’ı izleyen günlerde dövizin bir miktar değer yitirmesi ve doların psikolojik eşik gibi görülen 2.10 düzeyini kırmaya ramak kalması, yabancıların Türkiye’ye yoğun ilgi gösterdiğine bağlandı. Ama sanki biraz erken değerlendirme yapılıyor, bu yargıya varmada biraz acele ediliyor gibi. 

Bir kere yabancıların geçen hafta hisse senedi ve DİBS’te gerçekleştirdikleri net işlemlerin tutarını henüz bilmiyoruz. Elimizdeki son veri 25 Nisan’a ait. Merkez Bankası verilerine göre 25 Nisan ile 5 Mayıs için açıklanan kur, dövizin bir miktar değer yitirdiğini gösteriyor. 25 Nisan’da 2.1387, 28 Nisan’da 2.1339, 29 Nisan’da 2.1313 olan dolar kuru, 30 Nisan’da hızlı bir düşüş göstererek 2.1180’e indi. Dolar, 2 Mayıs’ta 2.1154 oldu, Merkez Bankası bugün için de kuru 2.1073 olarak açıkladı. Bugün için açıklanan kur, cuma günü bankalararası piyasada oluşan düzeyi gösteriyor. 

Yani, faiz indirimi sinyali gelmeden önce 2.13 düzeyinde bulunan dolar kuru, 2.11’in biraz altına gerilemiş durumda. Şimdi bu gerilemeye bakarak yabancıların çok yoğun bir şekilde Türkiye’ye gelmeye başladığını söyleyebilir miyiz, doğrusu çok zor. 

Kur, çok daha aşağı inerdi 

Yabancı yatırımcılar, DİBS piyasasında kasımdan marta kadar olan son beş ayda net anlamda hep satıcı konumda oldular. Hem de satışlar aylık bazda milyar dolardan aşağı pek inmedi. Yalnızca aralıkta 964 milyon dolarlık bir satış görüldü, diğer aylar hep milyarın üstündeydi. Hele marttaki satış, yerel seçim gerginliğinin de etkisiyle 1.4 milyarı buldu. 
Yerel seçimi izleyen hafta içinde rekor düzeyde, 1.3 milyar dolarlık giriş oldu. Ama hepsi o kadar! Sonraki üç haftada ise 207 milyon, 287 milyon ve 106 milyon dolarlık çıkış yaşandı. Yani nisanın ilk 25 gününde 141 milyon dolar olan net giriş, tümüyle ilk haftadaki girişin yansıması. Bu arada hemen belirtelim, haftalık gerçekleşmelerle ayın tümüne ya da belli bir döneme gitmek, herhangi bir haftanın iki ayın içinde yer almasından dolayı her zaman doğru sonuç vermiyor. 

Dedik ya geçen haftadaki gerçekleşmeyi bilmiyoruz. Ancak, 29 Mart’ta 2.13 olan dolar kurunun, yalnızca 2.11’e gerilemiş olması bir işaret. Eğer yabancılar, deyim yerindeyse oluk oluk döviz getirerek DİBS piyasasına girmiş olsalardı, doları herhalde 2.11’de değil, çok daha aşağıda görürdük. 
Dolayısıyla, faiz indirimi sinyali, en azından bu sinyalin verildiği 30 Nisan’da ve sonraki ilk iş günü olan 2 Mayıs’ta ve bugün için açıklanan kurda öyle “İşte yabancı geri dönüyor” dedirtecek boyutta bir etki doğurmuş değil. 

Hem bu durumu gösterge faizin seyrinden izlemek de mümkün. Gösterge faiz halen yüzde 9’un üstünde ve Başçı’nın açıklamasından sonra öyle çok hızlı bir gerileme göstermedi. Evet, bir gerileme var, ama bunun çok çok belirgin ve hızlı olduğu söylenemez. 

Yabancı yalnızca faize mi bakar? 

Faizin düşmesi, ilgili menkul kıymetin fiyatının artması demek. Dolayısıyla bir yatırımcı, ister yerli, ister yabancı olsun, o menkul kıymeti alma niyetindeyse yüksek faizden, yani düşük fiyattan almak ister. Ve bu yatırımcı gidişat, işaretler, faizin düşeceği, bağlı olarak menkul kıymetin pahalanacağı yönündeyse elini çabuk tutmaya bakar. 

Bakar ama, özellikle yabancı yatırımcı başka şeylere de bakar. Yabancı yatırımcıyı Türkiye’deki enflasyon pek ilgilendirmez. enflasyonun TL’nin değer değişimiyle ilgisi vardır, olmalıdır; ama bu bağlantı pek sağlıklı işlemediği için yabancı enflasyona bakmaz. Onun için olmazsa olmaz gösterge, TL’nin değerinde ortaya çıkacak değişimdir. Bugün yüzde 10 faizle alınan bir kamu kağıdının vadesi dolduğunda, kur yüzde 10’dan fazla artmışsa, bu yabancının getirisi sıfırdır. 

O yüzden yabancının gözü kulağı şimdilerde faizin nasıl seyredeceğinde olduğu kadar, önümüzdeki süreçte Türkiye’yi nasıl bir siyasi geleceğin beklediğindedir. Cumhurbaşkanı seçimi süreci nasıl geçecektir, sonrasında Türkiye’yi ne beklemektedir, 2015’te ne olacak, seçim nasıl sonuçlanacak ve Türkiye nasıl bir yol haritası çizecektir… Türkiye’ye biraz uzun vadeli bakan yabancı tüm bunlarla doğal olarak ilgilidir. Dolayısıyla bu gerçekler ortadayken DİBS’e girişler yaşansa da bunun uzun soluklu yatırım biçiminde olmayacağı açıktır.

Tüm yazılarını göster