Faiz indirimi seneye mi kaldı?

Senenin sonuna doğru yinelenen espri­lerdendir, ‘artık seneye bakarız’ ya da ‘gelecek yıl görüşürüz’ şeklinde. Kasım ayı enflasyonunun beklentilerin üzerinde gel­mesi sonrası buna benzer yorumlar geldi. Ancak genel beklentinin halen aralık ayın­da sınırlı da olsa bir faiz indiriminin masada olduğu yönünde şekillendiği söylenebilir. Mart ayından bu yana %50 düzeyinde sabit bırakılan politika faizi

Serdar PAZI PİYASANIN İÇİNDEN

Senenin sonuna doğru yinelenen espri­lerdendir, ‘artık seneye bakarız’ ya da ‘gelecek yıl görüşürüz’ şeklinde. Kasım ayı enflasyonunun beklentilerin üzerinde gel­mesi sonrası buna benzer yorumlar geldi.

Ancak genel beklentinin halen aralık ayın­da sınırlı da olsa bir faiz indiriminin masada olduğu yönünde şekillendiği söylenebilir. Mart ayından bu yana %50 düzeyinde sabit bırakılan politika faizi ile para politikasında gelinebilecek yere varıldığı belirtiliyor.

Faizin yukarıda kalmasının iç talebi so­ğutma ile enflasyonu düşürmesinin ya­nında başka etkileri de var şüphesiz. Ti­cari kredi faizlerinin de yükselmesi ile iş dünyasının yaşadığı problemler ön sırada. Peki bu süre zarfında maliye politikaları tarafında ne yaptık? Gelirler tarafında he­pimizin günlük hayatın da karşılaştığı gibi dolaylı vergilerin payında bir gerileme yok.

Maliye politikasının esas belkemiğini oluş­turan harcamalar kısmında ise yapılanlar oldukça sınırlı. Genelde yapılan her icraatı beğenen yorumcular dahi bu alanda adım atılamadığını dile getiriyorlar. Kamu har­camalarının gelirlerden yani toplanabilen vergilerden fazla olması doğrudan enflas­yona katkıda bulunur. Yani bütçe üzerinde­ki borç yükünü artması sadece politika fa­izinin yüksek olmasından değil bunun ya­nında borçlanılması gereken miktarın da çok fazla olmasından kaynaklanıyor.

Gereken yapısal reformların yapılama­dığı ya da ötelendiği noktada geriye kısa sü­rede etki edebilecek tek yer kalıyor. Dola­yısıyla kamuda tasarruf denilince ilk akla gelen alan olan personel harcamaları açı­sından da önem arz eden asgari ücret tespit komisyonu aralık ayı içinde yakından takip edilecektir. 2024 yılına dair %45 civarı enf­lasyonun ne kadarı çalışana verilecek bu gelecek yıla dair beklentiler açısından da önemli. Şahsi görüşüm, enflasyon ile müca­delenin sosyal devlet olmanın gereklilikleri ile sınırlanması yönünde. Türk-İş tarafın­dan Ankara’da yaşayan dört kişilik bir aile için hesaplanan açlık sınırını en azından yılın ilk yarısında altında kalmayacak bir rakam konusunda uzlaşılmasını diliyorum.

Tüm yazılarını göster