Faiz artırımlarının sonuna geliyoruz

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Merkez Bankası (MB) 17 Temmuz tarihinde gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu toplantısında gecelik borçlanma faizini piyasa beklentisine uygun olarak 50 baz puan yükselterek yüzde 16,75 seviyesine taşıdı. Buna karşı piyasaya ve piyasa yapıcısı bankalara borç verme faizini yüzde 20.25 ve yüzde 19.25 seviyelerinde sabit tutarak para piyasasını daha fazla sıkıştırmamayı tercih etti.

Merkez Bankası tarafından açıklanan basın duyurusu faiz artırımlarının sonuna geldiğimiz (yaklaştığımız) konusunda önemli ipuçları veriyor. Merkez Bankası basın duyurusunda toplam talep koşullarının enflasyonu düşürücü yönde katkı yapmaya devam ettiğini ancak elektrik tarifelerindeki ayarlama ve yüksek petrol fiyatları nedeniyle enflasyonun "kısa bir süre" yüksek seyrettikten sonra kademeli olarak gerileyeceğini bildiriyor.

Merkez Bankası tarafından yapılan açıklama geçtiğimiz aya göre üç temel farklılık gösteriyor:

(i) Haziran ayındaki açıklamada "enflasyonun yılın son çeyreğinden itibaren kademeli olarak gerileyeceği söylenirken" temmuz ayındaki duyuruda "yılın son çeyreği" yerine "kısa bir süre" ifadesi kullanılıyor.

(ii) Temmuz ayındaki duyuruda ilk defa "mevcut kısa vadeli faizlerin enflasyondaki düşüşü desteklediği" değerlendirmesi yapılıyor.

(iii) Temmuz ayındaki açıklamada önceki aylarda kullanılan "bundan sonraki olası faiz artışının miktarı ve zamanlaması" cümlesi yerine "bundan sonraki olası faiz artışının zamanlaması" ibaresi kullanılıyor.

Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamadan "Mayıs ayında başlayan faiz artırımlarının sonuna geldik" çıkarımında bulunuyoruz. Küresel piyasalar, toplam talep, maliye politikası gibi hayati alanlarda orta vadeli enflasyon görünümünü bozan bir gelişme yaşanmazsa Merkez Bankası'nın faiz artırımlarını durdurmasını bekliyoruz.

Ekonomi cephesinde son haftalarda yaşanan gelişmeler Merkez Bankası'nın faiz artırımlarına son vermesini destekliyor. (i) Hükümetin seçim ekonomisi uygulamaya başladığına dair endişelerimize rağmen yılın ilk altı ayında bütçe iyi bir performans gösterdi. (ii) Sanayi üretimi, ödemeler dengesi, tüketici güveni, kredi talebi gibi veriler son aylarda iç talebin yavaşlamaya başladığını gösteriyor. (iii) Enflasyon beklentilerinde 2008 başından bu yana ilk defa marjinal bir gerileme başladı. (iv) Faizlerdeki artışla birlikte değer kazanan Türk Lirası küresel fiyat artışı yoluyla gelen işal enflasyon baskısını azaltıyor. (v) Petrol fiyatlarındaki düşüşün devam etmesi Türkiye ekonomisini ödemeler dengesi ve enflasyon cephelerinde rahatlatıyor.  

Merkez Bankası, temmuz ayı basın açıklamasını ekonomi cephesindeki son gelişmelerle birleştirdiğimizde Merkez Bankası'nın faiz artırımlarının sonuna geldiğimiz çıkarımında bulunuyoruz. Ancak Merkez Bankası'nın kısa ve orta vadede faiz indirimi yapmasını beklemiyoruz. 2006, 2007, 2008 enflasyon hedeflerini tutturamayan Merkez Bankası'nın 2009 hedefine ulaşılmasını garantilemek için faiz oranlarını uzunca bir süre (9 ay kadar) sabit tutmasını bekliyoruz. 

Tüm yazılarını göster