Faili meçhul yangınlar, sigortacıları yakıyor !

Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

1870 Pera yangını ve sonrasında İstanbul'da çıkan yangınlar sigortacılığın ülkemizdeki ilk yıllarına da denk geliyor. O yıllarda sigorta mantığının daha kolay anlaşılmasına sebep olan bu yangınlar sonrası sarayın yalılarda yaşayan birçok akrabasının da sigorta yaptırdığını biliyoruz. Sevgili büyüğüm David Kohen'in ağzından bizzat dinledim, hatta sergisi sırasında TRT'deki programım için yaptığım özel söyleşide bana geçmiş yıllardaki sigortaya ilgi konusunda da önemli bilgiler aktarmıştı. O yıllarda ülkemizde açılan Avrupalı sigorta şirketlerinin acenteleri sayesinde özellikle yangın branşında çok miktarda poliçe kesilmiş.

Tulumbacılardan sigortalılara özel ilgi

Üç kuşak sigortacılık yapan bir ailenin ferdi olarak David Beyden o yıllardaki yangınlar hakkında bilgi almıştım. O yıllarda sigorta yaptırılan evlere olası bir felakette ilk yardımı ulaştırabilmek için duvarlarına özel sigorta şirketlerinin isimlerinin yazıldığı metal plakalar asılırmış. Yangın sırasında metal tabelalar asılı, yani sigortalı evlere, tulumbacılar müdahale önceliği sağlıyorlarmış. Olay yeri tespitlerini de Yangın Sigortası Fasmanları(İtfaiye Müdürü) yaparmış.  Sonrasında bu kişileri sigorta şirketleri de ödüllendiriyormuş sanırım. Bu arada evlere "Hasarat mühimmininleri" (Eksper) gelip rapor tutuyormuş.  Evler ahşap ve kagir olduğundan, tulumbacıların hızı ve çevredeki susuzluk nedeniyle "Yangın Sendikası Fasmanları, tulumbacılar" bu ödülleri ne kadar aldı bilemeyiz ama günümüzde durum farklı.

Olay yeri incelemesi yetersiz

Ülkemizde bir kaza olduğunda olay yeri inceleme konusunda henüz batı emsallerine ulaşamadığımız için trafik kazaları sonrası tutulan raporlarda "hatalı sollama" ya da "aşırı hız veya sürücü hatası" denilip geçiliyor. Son yıllarda çıkan yangınların birçoğu teknik malzemenin kötü kullanılmasından kaynaklandığı biliniyor. Özellikle toplu konut ve kooperatif projelerinde sıva altı elektrik tesisatının yeterli kalınlıkta olmayan kablolarla döşenmiş olmasının bu yangınların çıkışında büyük rolü olduğu da eksperlerle tespit edilmiş durumda.

Elektrik ihaleleri ile iş değişti

Gelelim son günlerde çıkan yangınlara. Bilindiği gibi ülkemizde büyük holdinglerin enerji dağıtım ihalelerine ilgisi arttı. Hatta bu ihalelerin birçoğunu bu önemli şirketlerimiz aldı. Buraya kadar her şey tamam. Fakat bu ihaleleri alan firmaların kaçak oranını azaltmaya yönelip diğer taraftaki alt yapıya ilgi göstermemeleri, evlerimize ulaşan elektriğin sabit voltajda olmaması sonucunu doğuruyor. Evlerde 10 elektrikli alet kullanılan dönemde inşa edilen trafolar 40 elektrikli alet kullanılan evlere hizmet verecek şekilde revize edilmeyince yangınların sayısında bir artışı da beraberinde getiriyor. Geçtiğimiz hafta Antalya'da ablamın regilatörü yandı ve devre dışı kaldı. Regilatörü olmasa belki evi yanacaktı. Yangın sonrası ne oluyor biliyor musunuz ? Olay yerine yangını söndürmek için gelen İtfaiye, "yangın elektrik kontağından çıkmıştır" diyerek  raporu tutup gidiyordu. Hal böyle olunca, ev sigortalı ise sigorta şirketi ödenen tazminat tutarını şehir şebeke cereyanını ileten dağıtım şirketine rücu ediliyormuş.

İtfaiye rapor yazmaz olmuş

İhaleler sonrası, elektrik dağıtım şirketlerindeki değişiklik sonrasında, yasa ile bu görev kendilerine verilmiş olmasına rağmen İtfaiye Teşkilatı artık rapor yazmaz olmuş ve yetkilileri  bilirkişilere yönlendirmeye başlamışlar. Fakat ülkemizde de yangın konusunda bilirkişilik yapacak kişi ve kuruluş sayısının yok denecek kadar az olduğu için iş sürüncemede kalıyormuş. . Bir duyumuma göre de İçişleri Bakanlığımız belediyelerimize bir yazı yazarak İtfaiyelerin olay yeri raporlarında görüş bildirilmemesini istemiş. Bunu da dağıtım ihalelerini alan şirketlerin istediği belirtiliyor.  Sürüncemede bırakılan olaylar nedeniyle sigorta şirketleri bu hasarları ceplerinden ödemeye başlamışlar.

İtfaiye araçları sigorta şirketinden!

Bu işin diğer ilginç boyutu ise, sigorta şirketleri kestikleri yangın poliçelerinin belirli bir oranını İtfaiye Teşkilatına yani Belediyelere aktarması için Hazineye aktarılıyor olması. Yani özetle sigorta şirketleri işlerini yokuşa süren İtfaiye Teşkilatının belki de araçlarının satın alınmasını finanse ediyor. Bütün yazılarımda diyorum ya sigorta sektörü zengin gösteriyor diye. Ne de olsa Sigorta Merkez Bankası'yız.

Tüm yazılarını göster