Evcil hayvan klonlama: Maalesef ruhu yok

Biz köpekler öldürülmesin derken dünya başta köpekler olmak üzere evcil hayvanları klonluyor.

Furkan LÜLECİ furkan.luleci@dunya.com

26 Ağustos Dünya Köpek Günü’ydü. Ülkemizin gündeminde sokak hayvanları büyük yer işgal ettiğinden bizim için ayrı bir önemi vardı. Yarın yani 1 Eylül’de de sokak hayvanları yasa tasarısının geri çekilmesi için Yenikapı’da dev bir etkinlik düzenleniyor. Biz köpekler öldürülmesin derken dünya başta köpekler olmak üzere evcil hayvanları klonluyor.

Amerikalı yıldız Barbara Streisand 2017’de kaybettiği köpeği Samantha'yı klonlatmıştı. Samantha'nın hücrelerinden iki klon yaratılmıştı. Streisand o dönem bu köpeklerin, Samantha'nın genetik kopyaları olmasına rağmen farklı kişiliklere sahip olduğunu söylemişti. Yani siz hayvanınızı klonlasanız da sadece görüntüsü benzeyecek. Kişiliğinin bambaşka olma ihtimali çok yüksek! İster istemez bu ihtimal bana ‘Hayvan Mezarlığı’ filmini hatırlattı. Orada da filmin kahramanı ölen kedisini geri getiriyordu ama artık o kedi bambaşka bir karakterdeydi!

Sinogene adlı Çinli biyoteknoloji şirketi bugüne kadar 500'den fazla hayvanı klonlamış. Binlerce hayvan hücresini de gelecekteki klonlama işlemleri için dondurarak saklıyor. Yani artık klonlama sadece Hollywood starlarının değil, sıradan insanların da ulaşabildiği ticari bir teknoloji haline gelmiş durumda. Sıradan dediysem, bu işe harcayacak 50 bin dolar kadar bir paranız olması gerekiyor. Yani sokaktaki insan için mümkün ama lüks!

Koyun Dolly klonlandığından beri bu teknolojinin etik tarafı çok tartışılıyor. Klonlamanın en belirgin olumlu yönü, sahiplerine ölen bir can dostlarıyla genetik olarak neredeyse aynı olan bir hayvanla yeniden bir araya gelme fırsatı sunması.Onlara o kadar alışıyoruz ki ailemizden biri oluyorlar. Ve ortalama ömürleri ise sadece 10-15 yıl. Bu olumlu yön aslında felsefi anlamda bana insanın kibirli yönünü gösteriyor. Doğanın 15 yıl olarak uygun gördüğü bir gerçeğe meydan okuyoruz.

Klonlamanın olumsuz yönü de biraz önce Barbara Streisand’ın köpeği Samantha örneğinde bahsettiğim gibi ruh meselesi. Başlıkta Mustafa Sandal’ın şarkısına gönderme yapıp “Maalesef ruhu yok” yazdım. Aslında klon köpeğinizin bir ruhu olacak ama kaybettiğiniz köpeğinizle aynı ruha sahip olmama ihtimali çok yüksek! Eğer sadece görünüşü benzeyecekse ve huyu suyu bambaşka olacaksa bunca masrafa ne gerek var değil mi? Doğal yollarla dünyaya gelmiş ve sahip bekleyen bir sürü köpek var. Onlardan birini hayatınıza almak daha hayırlı bir davranış olurdu.

Klonlamanın bir diğer önemli dezavantajı ise yüksek maliyeti. Bir evcil hayvanın klonlanması, yukarıda belirttiğim gibi yaklaşık 50 bin dolara mal oluyor. Bu durum, klonlamayı yalnızca ekonomik olarak güçlü bir kesimin erişebileceği bir lüks haline getiriyor. Ayrıca, klonlama işlemi sırasında kullanılan taşıyıcı hayvanlar ve bu hayvanların yaşadığı süreçler, hayvan hakları savunucuları tarafından etik açıdan eleştiriliyor. Klonlama işlemi, bir klon hayvanı üretmek için birkaç ek hayvanın kullanılmasını gerektiriyor ve bu da hayvan refahı açısından tartışmalı bir durum.

Klonlama işleminde sağlık açısından da bazı soru işaretleri bulunuyor. Klonlanmış hayvanlar genetik olarak aynı olsa da sağlıklı olacakları her zaman kesin değil. Belirsizlikler mevcut. İlk klonlanmış köpek olan Snuppy, 2005 yılında Güney Kore'de doğmuş ve 10 yaşına kadar yaşamıştı. Bu, Snuppy’nin cinsi olan Afgan tazısı için normal bir yaşam süresi. Köpeklerin klonlanması karmaşık bir süreç gerektirdiği için, klonlanan hayvanların sağlıkları, doğal yollarla doğan hayvanlardan farklı olabiliyor. Sürekli gözetim altında bulundurulmaları gerekiyor.

Sonuç olarak, evcil hayvan klonlama, teknolojinin insan duygularını hedef alarak sunduğu karmaşık ve tartışmalı bir hizmet. Kimi insanlar için bu teknoloji, kaybettikleri bir dostla yeniden bir araya gelme fırsatı sunarken, diğerleri için hayal kırıklığı ve etik sorunlar doğuruyor. Evcil hayvan klonlama, teknolojik bir mucize mi yoksa bir sahte umut mu? Bunun cevabını ilerleyen yıllarda izleyerek, deneyimleyerek göreceğiz.

mRNA ile organ onarımı: Tıpta devrim kapıda 

mRNA teknolojisiyle Covid aşısı nedeniyle tanışmıştık. Aşının mucidi, Biontech'in kurucuları Uğur Şahin ve Özlem Türeci'nin aynı teknolojiyle kansere de deva olacaklarını okuduk haberlerde. mRNA sentetik RNA moleküllerini insan hücrelerine transfer eden bir tedavi yolu. Tıp ve teknoloji dünyasındaki son yeniliklere bakarsak mRNA hasar görmüş organların onarılmasında da kullanılmaya başlanacak.

Geçen haftaki yazımda organik materyallerle sıfırdan organ basımının mümkün olduğunu anlatmıştım. Şimdi de gündemde mRNA ile doku onarımı var. Yakında 'Uzay Yolu' dizisinde gördüğümüz her şey gerçek olursa hiç şaşırmayacağım.

Pittsburgh Üniversitesi'nde araştırmacılar, hasarlı organları onarmak için mRNA'nın potansiyelini keşfetmek üzere çalışmalar yürütüyor. Bu teknoloji, ciddi hasar görmüş karaciğer, böbrek, kalp ve akciğer gibi organları onarmak için kullanılacak. Araştırmacılar, bu organların hücrelerini mRNA ile yeniden programlayarak, organların tekrar işlevsel hale gelmesini sağlamayı hedefliyor.

Bu yenilikçi tedavi yöntemi, özellikle son safhaya gelmişkaraciğer kanseri gibi durumlarda umut vadediyor. mRNA teknolojisi kullanılarak, hastanın kendi organı onarılabilir, organ yeniden işlev kazanabilir. Pittsburgh Üniversitesi'ndeki ekip, bu fikri insanlar üzerinde test etmek amacıyla gelecek yıl denemelere başlayacak. Eğer başarılı olursa, mRNA teknolojisi, organ hasarlarının tedavisinde devrim yaratacak gibi görünüyor.

Teknoloji haberleri

Apple’ın İlk Yapay Zeka iPhone'u Geliyor

Apple, 9 Eylül'de düzenleyeceği büyük etkinlikte iPhone 16'yı tanıtmayı planlıyor. Etkinlikte yeni geliştirilen yapay zeka (AI) özelliklerine odaklanılacak. "It's Glowtime" başlıklı etkinlik, Steve Jobs Theater'da gerçekleşecek ve çevrimiçi olarak da yayınlanacak. iPhone 16’nın, daha akıllı bir Siri ve kişiselleştirilmiş yapay zeka içerikleri gibi özelliklerle AI’yı daha derinlemesine entegre etmesi bekleniyor.

Meta ve Spotify, Müzik Paylaşımını Instagram’a Getiriyor

Meta ve Spotify, kullanıcıların dinledikleri müzikleri gerçek zamanlı olarak Instagram’da paylaşmalarını sağlayacak yeni bir özellik üzerinde çalışıyor. Bu özellik, Spotify hesaplarının Instagram hesaplarıyla senkronize edilmesine imkân tanıyacak. Kullanıcılar, Spotify’da dinledikleri müzikleri Instagram’daki özel mesajlar sekmesinde veya profil ziyaretlerinde gösterebilecekler.

Instagram, Gönderi Düzenleme Araçlarını Geliştiriyor

Instagram, kullanıcıların gönderilerine bilgi eklemesini ve içeriklerini daha belirgin hale getirmesini sağlayacak iki yeni araç tanıttı. Bu araçlardan biri, üçüncü parti uygulamalara gerek kalmadan gönderilere fotoğraf üzerine metin veya çıkartma eklemeyi mümkün kılacak. Katmanlama aracı ise gönderilere çıkartma olarak başka bir fotoğraf eklemeyi sağlayacak ve bu fotoğrafların şekilleri dikdörtgen, kare, daire, kalp veya yıldız gibi formlara dönüştürülebilecek.

Tüm yazılarını göster