Eskişehir' de dünden bugüne gündem

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Yabancıların ve bizden bazı insanların "…Türkler fırsat kaçırma fırsatını asla kaçırmaz!" diye genelleme yapmaları içimi karartır. İçim kararır ama, ölçüler koymadan, gerekçeler üretmeden, duygulardan beslenen bir öfkenin rüzgarında da yönü belirsiz bir salınmaya da kendimi kaptırmamaya özen gösteririm.

Türkiye'nin genelinde olduğu gibi, Eskişehir'in de "1000 yılın fırsatını" yakalaması için olağanüstü potansiyele sahip olduğunu iddia ediyorum; iddianın altını dolduracak verileri, malumatı, bilgiyi ve anlamayı belgelendirmeye da çaba gösteriyorum.

Geçmişin birikimi

Eskişehir'le ilgili gözlediğimizi, önemli ölçüde arşiv bilgilerine, ayrıca 45 yıllık birikime dayandırıyoruz… Yarım yüz yıllık sürede ana temalarımızın neler olduğunu anımsamada yarar olduğunu düşünüyoruz. Öncelikle, Eskişehir'in "coğrafi derinliğini" fırsat alanı olarak her zaman vurguladık. İmparatorluk kuruluşunun öncülüğünü yapmış bu mekanın, daha bir dizi alanda da öncülük etmesinin ardında coğrafyasının derinliği bulunduğunu biliyoruz ve her fırsatta anlatıyoruz.

İkincisi, Organik Enerji Dönemi'nden Sanayi Devrimi'ne coğrafi konumun yarattığı "ulaşabilirlik ağı" kentin gelişmesinde etkin rol oynadığını; bugün de ayrı rolü geliştirerek sürdürdüğünü gözlüyoruz.

Üçüncüsü, belki de en önemlisi, 19'uncu ve 20'ıncı yüzyılda yaşanan "Büyük Göç"te Kafkasya'nın yaylalarından, Kırım'ın ovalarından, Galiçya'nın dağlarından, Balkanlar'ın çeşitliliğinden, Yemen'in, Fizan'ın sıcağından, Adalar'ın mavi düşlerinden kopup gelen insanların taşıdıkları birikimin, yarattıkları ortak kültürün insanların fiziğinden hoşgörüsüne yansıyan yeni bir nesil yaratmanın zenginliği olduğu üzerinde duruyoruz.

Dördüncüsü, İmparatorluk döneminde, 1894 yılında kurulan demiryolu atölyelerinin sanayileşmede bir ilk adım oluşturması… Bu birikimin asla göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyoruz.

Beşincisi, kara ve demiryolu bağlantıları, limanlara görece kolay ulaşabilirlik ve ticaret ağı oluşturmada sağladığı avantajlardır. Derinlik analizleri yapıldıkça,bu avantajın etkilerini daha net anlayabiliyoruz.

Altıncısı, Cumhuriyet döneminde kamu eliyle yapılan Şeker Fabrikası, Şeker Makine Fabrikası, Hava İkmal Merkezi ve Basma Fabrikalarıdır…Yedincisi, Kanatlı ailesinden Gamgamlar'a, Çakır ailesinden Kılıçoğlu'na, Yusuf Cemaller'den Yumurtacı Hacı Murat'a, Kurt Kiremit'ten Ekmekçioğlu'na bir dizi ailenin ülkenin ilk özel girişimcileri olarak kente sağladıkları iş kültürü; girişimcilik birikimidir. Bu zenginliği iyi analiz edersek, tarih bilinci yaratarak, gelecekte daha sağlıklı kararlar alabileceğimizi ve kurumlar oluşturabileceğimizi söylüyoruz.

Yedincisi, Ankara'nın arka bahçesi olması nedeniyle, okullardan tarım araştırmalarına kadar bürokrasi için bir açılım yeri olan Eskişehir'in bu alandaki deneyimlerini geniş kitlelere taşımanın gereği üzerinde duruyoruz.

Sekizincisi, iki önemli üniversiteye sahip olması, yetişkin işgücü arzındaki üstünlüğü… Sosyal yaşamda zenginleşen ve yaşanabilir kent yaratan etkilerinin dikkate alınması gerektiğini, yatırım yeri seçerken bu parametrenin ihmal edilmemesini öneriyoruz.

Dokuzuncusu, İstanbul-Kocaeli ve Bursa'nın parça başı maliyete dayalı imalata doyması ve hizmet kentlerine dönüşme aşamalarına gelmesi nedeniyle Eskişehir'in bir yeni cazibe alanı haline gelmesi üzerinde duruyoruz;bu potansiyeli doğru yönetmek gerektiğini sıkça gündeme taşıyoruz.

Onuncusu , iyi donanımlı hastane altyapısı ile sağlık hizmetleri arzındaki yeterliliğin de bir kent cazibesi yaratmadaki etkileri üzerinde düşünülmesini istiyoruz.

On birincisi, kent içi ulaşımda hafif raylı sisteminin inşasında mesafe alınması, dinlence, eğlence ve kent mobilyası açısından farklılık yaratan yatırımların yapılması da kentin tanıtımı açısından değerlendirilmiş olmasını iyi bir başlangıç olarak değerlendiriyoruz.

On ikincisi, ülke OSB'lerine örnek olabilecek altyapısı, deneyimli yönetimi ve görece ucuz mekan sunabilen OSB'nin varlığını, gelecek içinde güvence olduğunu anımsatıyoruz.

Değişik açılardan, değişik kavram ve terimlerle Eskişehir'de 45 yıldır giderek çeşitlendiren avantajlar üç aşağı beş yukarı yukarıda başlıklar halinde anlatılan yapılar üstüne temellendirilmiştir.

Yeni gündem

Eskişehir'i bir yatırım cazibe merkezi olarak tanımlarken kullandığımız gerekçeleri zenginleştirerek sürdürmeliyiz… Ama, kimilerinin "konsolidasyon" diye tanımladıkları, kimilerinin "Yeni Normal" adını verdikleri bir oluşum yaşadığımızın da farkındayız. Bu noktada Mevlana'nın, "Her gün bir yere gitmek ne güzel/ Her gün bir konmak ne hoş/ Bulanmadan,donmadan akmak ne iyi/ Dünle beraber gitti düne ait ne varsa cancağızım/ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım" öğüdüne kulak vermenin,öğüdü içselleştirmenin zamanı olduğunu da düşünmeden edemiyoruz.

Sanayi Toplumu aşamasından Bilgi Toplumu aşamasını geçişin, ekonomide güç merkezinde esnek kaymasının, refah arayışının yarattığı kentleşme olgusunun, orta sınıf yükselişinin; tüketici değerleri, beklentileri ve beklentilerindeki değişmenin, teknolojiye kolay ulaşabilirliğin insan-odaklı ekonomik büyüme yaratmasının, rekabet gücü yaratmada dönüştürücü inovasyon ihtiyacının artmasının vb. temel varsayımlar bağlamında Eskişehir'in dünden bugüne değişen gündemini de 10 Aralık 2010 Cuma günü KOBİ'den ekimizdeki yazıdan izleyebilirsiniz…

Tüm yazılarını göster