Eskişehir, "fırsatlarını yönetmeli"

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Büyük krizler, nitelikleri ne olursa olsun, insanlığı derinden etkiler.

Kriz öncesinin üretimi ve bölüşüm sistemi, kriz sonrasında mutlaka köklü dönüşümlere uğrar.

Yaşanan son kiriz de, kriz öncesine göre farklı üretim ilişkileri sistemi yaratacaktır. Bu "farklılaşmayı" doğru algılayanlar, "fırsatlardan yararlanacak", anlamayan ya da yanlış anlayanlar da "bedel ödeyecek"tir.

Gelişme sürecinde "kritik eşiklere" ulaşmış olan "orta gelir ülkeler" için yaşanan kriz bir üst basamağa sıçramak için gerekli koşuları yaratıyor. Bu orta gelir ülkeler arasında bir üst basamağı sıçrama potansiyeli açısından Türkiye çok önemli avantajlara sahiptir.

İyi yönetilebilirse, Türkiye, üretimin yeni yapılanması sürecinde "cazibe merkezi" olma şansını yakalayabilir. Eskişehir ise özellikle yurtiçi piyasa ağırlıklı üretim yapacak olanlar için yatım yapmanın uygun yerleşim alanları arasında ilk sıralarda yer alır.

Potansiyelleri değerlendirmenin iki yolu var: Birisi, piyasanın kendi koşulları içinde "vahşi ilerleme", diğeri de insan aklının planlama aracını kullanarak, uygun kaynaklar harcayarak " ehlileşmiş gelişme" yaratma.

Eskişehir'de kamu birimleri,yerel yönetimler, tüm sivil inisiyatiflerin, uygun kaynaklarla "sağlıklı gelişme" yaratmayı istiyorsa, "ortak çaba" göstermeyi bugüne kadar olanların çok ötelerine taşıma zorundadır.

Gerekçeler

Bir düşüncenin bilgi haline gelmesi, gerekçelendirilmesine bağlıdır. Eskişehir'in yurtiçinde neden bir "cazibe merkezi" olacağının gerekçeleri de bize göre şöyledir:

Kriz sonrasında üretimde ve bölüşümde karşılıklı-bağımlılık ilişkilerinin ilke, kural ve kurumları yeniden yapılanacak. Gelişmiş ülkeler daha üst düzey katma değere ulaşırken; özellikle de ilk adım teknolojilerini aşmış, deneyim ve birikimleri hazır gelişmekte olan ülkeler ise iyi yönetilirse sıçrama yapabilecektir. Türkiye,bu açıdan önemli birikimlere sahip ülkeler arasındadır; bundan sonrası da ülkeyi yönetme iddiasında olanların becerisine bağlıdır.

Dünya genelinde yeni işbölümü gibi, ülkelerin kendi içlerinde de mekansal anlamda da yeni yapılanmalara tanıklık edeceğiz. Gelecek on yılda İstanbul ve Bursa hizmet kenti olma özelliğini kazanacak; ana ve destek hizmetlerin yoğunlaştığı yerleşim yerleri olacaktır.

Ağırlıklı olarak yurtiçi pazarlara üretim yapan yerler için ise Bursa-Eskişehir-Kütahya-Afyon-Konya-Ankara ekseninde yatırımlar hızlanacaktır. Tüketimler incelendiğinde, yaklaşık olarak, Marmara Bölgesi'nin yüzde 40, İç Anadolu'nun yüzde 17 ve Ege Bölgesi'nin yüzde 12'yi temsil ettiğini görürüz. Bursa-Konya arasındaki havzanın bir bütün içinde ele alındığında, büyük tüketim merkezlerine erişebilirlik açısından uygun konumda bulunduklarını kavrarız. Bizlere düşen görev, söz konusu eksenin, sinerjik işbirliğine dayalı kümelenmeler yaratabilmesi için ciddi ve ivedi bir mekansal planlamaya ihtiyacı bulunduğu kavrarı.

Eskişehir'in özel önemi

Eskişehir bu yeni gelişme havzası içinde çok değişik özellikleri nedeniyle özel bir öneme sahiptir:

Karayolu ulaşımında altyapı hazırdır.Ankara-Eskişehir- Bursa bölünmüş yolu bitme aşamasındadır. Bözüyük-Mekece yolunun, Bilecik istasyonu- Mekece arası bitmiştir; rötuşları yapılmaktadır. Mekece-Sakarya arası da sıkı bir çalışma ile altı ay sonra tamamlanabilir.

Hızlı-demiryolu Ankara-Eskişehir hattı bitmiştir; iki-üç yıl içinde Eskişehir-Gebze arasında da işletmeye açılabilecektir. Yatırım çalışmaları sürmektedir.

Havayolu ulaşımı ülkenin her yerinde olduğu gibi, Eskişehir için de bir alternatif olarak gelişmektedir.

İki üniversitenin insan kaynağı arzı, ara eleman yetiştirme açısında kentin sunduğu olanaklar diğer birçok yere göre üst düzeydedir.

Sanayi bilinci olan kent insanının varlığı; nitelikli işgücünü kentte tutacak kentsel olanaklar da yeterli düzeydedir.

Kentin sosyo-ekonomik ve siyasal birikiminin de yatırımlar için iyi bir "kültürel arka plan" yarattığını birbirinden bağımsız araştırmalar kanıtlamaktadır.

Kent kanat önderleri, bu yeni potansiyelleri değerlendirmek, tanıtmak ve kente sermaye akışını hızlandırmak için "ortak irade" etrafında örgütlenen bir "ortak proje" ortaya koyabilmeli. Konamazsa, fırsatları kaçırmış olmanın vebalını hep birlikte yükleniriz.

Bundan otuz yıl öncesinden çok farklı biçimde Eskişehir'in ayrıntıda bir dizi potansiyeli yakaladığına inanıyorum. Bu konuları sıkça yazarak, kamuoyu ile paylaşacağım.

Tüm yazılarını göster