Ersan, nereye Gülüm?

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Türkiye'nin onu tanıması ne stoper mevkiindeki üstün performansıyla ne de transfer piyasasını karıştırmasıyla oldu. Henüz Adanaspor'da oynarken yaptığı bir hata sonrası verdiği söze sadık kalarak giydiği ve üzerinde “Ben malım” yazılı tişörtle futbol kamuoyunun geneli tarafından tanındı. Aslına bakarsanız o günlerde verdiği söze sadık kalması, bugün ve bu dakika itibariyle transferine yön veren karakter yapısını da net şekilde ortaya koyuyordu. 24 yaşındaki genç yetenek, tam da ülkemizde nitelikli stoper ihtiyacının arttığı bir dönemde çocukluğundan beri aşık olduğu renkleri taşıyan forma ile Beşiktaş'ta buldu kendisini. Siyah-beyazlı ekipte arka arkaya yaşanan sakatlıklar; sezon başında “ya tutarsa transferi” şeklinde bakılan Ersan'ı bir anda takımın yıldızı, Türk ve Avustralya milli takımlarının paylaşılamayan adamı yaptı. Sol ayaklı, dengeli, süratli, hamle zamanlaması iyi ve topa hakimiyeti de bir stoper için ortalamanın üstündeydi. Bu niteliklerle parlaması da uzun sürmedi. Bugün “Ersan olayı” transfer konulu tartışmaların bir numaralı gündem maddesi ise eğer bunun en büyük nedeni bizzat Ersan'ın potansiyeli. Ligimizde Serdar Aziz ve Serdar Kesimal gibi gelecek vaat eden genç stoperler var ve hiç tereddüt etmeden Ersan Adem Gülüm'ü de listeye ekleyebiliriz. Adanaspor Başkanı Bayram Akgül'ün kulüp menfaatlerini düşünerek ancak “Ersan'ın Beşiktaş'a sempatisi var.” şeklinde telaffuz edebildiği cümlenin en yalın hali ise şu: “Ersan çocukluğundan bu yana koyu denebilecek bir Beşiktaş taraftarı.” Bu sebeple de Bayram Akgül, Serdal Adalı, Yıldırım Demirören üçgenindeki limoni pazarlıkları sabırla izlemeyi seçti. Galatasaray'ın Fatih Terim önderliğindeki yeni yapılanmasında Ersan Gülüm'e de bir rol biçildiğini en azından ben net şekilde biliyorum. Her ne kadar Bayram Akgül televizyonlara verdiği beyanatlarda “Galatasaray ile hiçbir şekilde görüşmedik.” diyor ise de sarı-kırmızılıların resmi olamayan kanallardan Ersan'ın nabzını yoklamaya çalıştıklarına şüphe yok. Siz bu satırları okuduğunuzda transferdeki düğümün Galatasaray ya da Beşiktaş lehine çözülmüş olması ihtimali var ancak ben sizleri biraz geriye götürüp Mehmet Topuz transferi hakkında yazdıklarımı hatırlatmak istiyorum:

“80'li yıllardan aklımızda kalan bonservis kavramı bugünkünden çok farklıydı elbette. O tarihlerde “oyuncunun tapusu” anlamına gelen bonservis, şimdilerde sadece sözleşmenin bağlayıcılığına dayanan bir boyuta indirgendi. Bugün artık “X futbolcu kulübümüzün malıdır.” ya da “Falanca futbolcunun tapusu bizde.” şeklinde beyan vermek bile Avrupa ve Dünya futbol dinamiklerini regüle edenler tarafından “suça giden tali bir yol” olarak kabul ediliyor. Çünkü günümüz şartlarında futbolcuların tapuları kendi ellerinde sayılıyor. Dünya futbolunu yönetenlerin son 15-20 yıl içinde verdikleri kararlar hep futbolcuların bireysel özgürlüklerini genişleten ve insan hakları ile çalışma hürriyetini garanti altına alan kararlar olmuştur. Bunu 95'teki Bosman Kararlarında da henüz birkaç gün önce açıklanan “Çift pasaportlu oyuncular için Milli Takım seçiminde 21 yaş sınırının kaldırılması” kararında da görebilmek mümkün. Ne dünya ne de futbol artık 20 yıl öncesinin kurallarına bağlı değil. Dolayısıyla oyuncunun bonservisini almak, tapusuna sahip olmak gibi kavramlar tarihe gömüleli çok oldu.”

O tarihte bu satırları yazmaktan maksadım futbolculara çalışma hürriyeti konusunda biraz nefes aldırılmasıydı. Bugün hala “Kulüp bonservisini nereye verirse oyuncu orada oynar.” mantığına sahip üstelik futbolu çok iyi bildiğini iddia eden sporseverlere rastlıyoruz. Oysaki kazın ayağı hiç de öyle değil. Adanaspor'un oyuncusunu mümkün olan en yüksek fiyata satmak istemesi çok doğal fakat futbolcuların isteklerine saygı gösterilmediği, üstelik çeşitli ikna metotlarıyla(!) zorunlu istikamet belirtilen uygulamaların her an bu ülkenin başına bir çorap örebileceği unutulmamalı. Haklarını bilmeyi ve savunmayı menajerlerinin tekeline bırakmış ülkemiz futbolcuları Avrupa'da sistemin işleyişinden bihaberler ama en azından kendilerine “Seni falanca takıma sattık” dendiğinde bahsi geçen kulüpte oynama zorunlulukları olmadığını idrak etmeliler. Mesele para ise en güzel örneklerden biri Kaka transferidir. Sırf Kaka istemiyor diye Milan oyuncusunu 100 milyon euro veren Manchester City'e değil 70 milyon euro'ya Real Madrid'e sattı. Bir tercihle 30 milyon euro kaybeden kulübün futbol piyasasında kazandığı prestij ve uyandırdığı saygı sizce ne değerdedir?

Dünyada transfer

• Fransa'da sezonu şampiyon tamamlayan Lille'in gözde yıldızı Eden Hazard, yaptığı açıklamalarda büyük bir kulüpte forma giymek istediğini söyledi. Inter Kulübü Başkanı Massimo Moratti'nin de geçtiğimiz günlerde transfer listelerinde olduğunu açıkladığı genç yıldız için Lille'in 25 milyon euroluk bir bonservis bedeli istediği tahmin ediliyor.

• Orta sahasına takviye yapmak isteyen PSV Eindhoven'in, Real Madrid'de forma şansı bulmakta zorlanan Fernando Gago'yu kadrosuna katmak istediği ileri sürüldü. İtalyan basınına göre; Florentino Perez'in 2009'da yeniden başkanlık koltuğuna oturmasından sonra başka takımlarla adı anılmaya başlanan 25 yaşındaki futbolcunun son talibi ise PSV.

• Geçtiğimiz sezon defanstan ağzı yanan Arsenal menajeri Arsene Wenger, Blackburn'den Chris Samba'yı gözüne kestirdi.  Arsenal menajeri Arsene Wenger'in, Topçuların çok canının yandığı defans hattını toparlamak için Balckburn Rovers'ın savunma oyuncusu Chris Samba için 9 milyon euroluk bir teklif hazırladığı söyleniyor.

• Serie A'da başarılı bir performans gösteren ve gelecek sezon Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etme fırsatı bulacak olan Napoli, kadrosunu güçlendirme çalışmalarını sürdürüyor. Gökhan İnler'i Juventus'a kaptıran Napoli, Valero için 10 milyon euro ve Walter Gargano teklifiyle Villarreal'in kapısını çaldı.

• Bundesliga ekiplerinden Schalke, kaleci arayışları kapsamında Hannoverli Ron-Robert Zieler ve Kaiserslauternli Kevin Trapp için resmi teklifte bulundu. Zieler ve Trapp'ın dışında, Alman ekibi, Ajax'ın yıldız kalecisi Maarten Stekelenburg'la da ilgileniyor.

• Geçtiğimiz sezonu Hercules forması altında tamamlayan David Trezeguet, önümüzdeki sezon Lazio'ya transfer olabilir. 33 yaşındaki golcü oyuncunun menajeri Antonio Caliendo, "Trezeguet Lazio'da çok önemli bir oyuncu haline gelebilir, onun içinde Lazio iyi bir tercih olur. Transfer borsası tamamen dedikodulardan oluşur ama şunu söyleyebilirim ki Lazio oyuncuyla ilgileniyor." ifadelerini kullandı.

• Roma'da önümüzdeki sezon teknik direktörlük koltuğuna kimin oturacağı konusundaki belirsizlik sürüyor. Skysports'un haberine göre ise Roma'da yeni aday Marsilya'nın deneyimli çalıştırıcısı Didier Deschamps.

Süper Lig'de transfer

• Fenerbahçe kadrosuna katmayı çok istediği Serdar Kesimal'ın transferini bitirdi. Yapılan anlaşma gereği Fenerbahçe sarı-kırmızılı kulübe Serdar'a karşılık genç sağ bek oyuncusu Okan Alkan'ı kiralık olarak, tecrübeli savunmacısı İlhan Eker'i ise bonservisiyle verecek.

• Bir dönem Galatasaray'da top koşturan Giovanni Dos Santos'u transfer etmek üzere düğmeye basan Mersin İdman Yurdu, seneye iddialı bir kadro kurmayı planlıyor. Önümüzdeki günlerde Londra'ya gitmeyi planlayan Mersin İdman Yurdu yöneticileri, yetenekli oyuncunun işini en kısa sürede tamamlamayı umuyor.

• Orhan Şam ve Mustafa Pektemek gibi önemli oyuncularını göndererek önemli bir maddi gelir elde eden Gençlerbirliği yönetimi, kadrosunu takviye etmek için çalışmalara başladı. Sezon sonunda küme düşen Konyaspor'da forma giyen Mehmet Sedef, önümüzdeki sezon Gençlerbirliği forması giyecek.

Önemli oyuncularını kaybeden ve Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edebilecek önemli bir kadro kurmak isteyen Trabzonspor yönetimi, transfer çalışmalarını hızlandırdı. Bordo-mavili ekibin transfer listesinde ilk sırayı Bursaspor'un başarılı orta saha oyuncusu Ozan İpek alıyor.

Tüm yazılarını göster