”Enflasyonu alttan ıskalayabiliriz”

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası yılların bilgi birikimi ve sahip olunan çok zengin veri setiyle iki gündür adeta bir gerçeği haykırıyor: "Biz her şeyin farkındayız, her şeyi gözetiyoruz; ama temelde görevimiz enflasyonla mücadele ve bunun için gerekenleri yapıyoruz."

Merkez Bankası 2009'un ilk enflasyon raporuna öylesine önem vermiş görünüyordu ki, bunun için adeta iki toplantı yapıldı, biraz da öyle denk geldi. İlk toplantıda Ekonomi Muhabirleri Derneği üyeleri pazar kahvaltısında Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ve başkan yardımcılarının konuğu oldu. Orada konuşulanlar, enflasyon raporunun resmen açıklandığı düne kadar tutuldu.

Başkan Yılmaz, kahvaltı sırasında enflasyonla ilgili mesajlarının kamuoyuna iyi iletilmesi arzusunda olduğunu söyledi. Bu mesaj neydi acaba? Yılmaz, bu soruyu şöyle yanıtladı:

"2009 enflasyonunu alttan ıskalayabilir ve hükümete bunun için mektup yazmak durumunda kalabiliriz."

2009'un enflasyon hedefi yüzde 7.5 olarak açıklanmıştı. Bu oranın artı-eksi 2 puan sapması halinde, yani yüzde 5.5'in altına inilmesi ya da yüzde 9.5'in üstüne çıkılması halinde, bu durumun neden ortaya çıktığının izah edildiği ve ne gibi önlemlere ihtiyaç duyulduğu açık bir mektupla hükümete iletilecekti. Mart, haziran ve eylül sonu için de oranlar belirlenmişti; ama önemli olan yılsonuydı ve bu oran da yüzde 7.5 ve artı-eksi 2 puandı.

Hedefi alttan ıskalamak, 2009 enflasyonunun yılsonunda yüzde 5.5'in altında kalması demekti. Peki, bu düzeye hangi koşullarda inilebilirdi. Birazdan detayını vereceğimiz baz senaryonun alt sınırında kalınırsa, hükümete "Enflasyonu alttan ıskaladık" diye mektup yazmak gerekecek. Çünkü baz senaryoda alt sınır yüzde 5.4 düzeyinde öngörülüyor. Hükümete bu yönde mektup yazmayı gerektiren bir senaryo daha var. 2009'da krizin daha da derinleştiği yönündeki senaryoya göre enflasyon yüzde 4.6'ya kadar inebilecek. İşte o zaman da hükümete yine "alttan ıskalama" mektubu yazmak gerekecek. 

"Sorun büyüyor"

Önce gelin Merkez Bankası'nın mevcut durum ve beklentiler konusundaki saptamalarına birlikte göz atalım, sonra da senaryolara değinelim:

"...Yılın son çeyreğine ilişkin veriler, ekonomideki yavaşlamanın derinleşerek sürdüğünü gösteriyor. Bir önceki tahmin döneminde, dış talebin toplam talebe olan katkısının artacağı, ancak ticaret ortağımız olan ülkelerin iktisadi faaliyetindeki daralmanın bu katkıyı sınırlayacağı vurgulanmıştı. Son çeyreğe ilişkin açıklanan veriler bu öngörülerimizi doğrulamakla birlikte, dünya ekonomisindeki daralmanın beklenenden daha derin olması nedeniyle dış talebin toplam talebe katkısının bir önceki dönemde öngörülene kıyasla daha düşük olacağına işaret etmektedir.

Sonuç olarak, yakın dönemde açıklanan veriler, uluslararası kredi piyasalarındaki ve küresel ekonomideki sorunların önceki tahminlere göre daha uzun süre etkili olacağına işaret etmektedir. Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde, küresel ekonomideki sorunların ve kredi koşullarındaki sıkılığın yurtiçi talebi öngörülenden daha uzun bir süre kısıtlayacağı düşünülmektedir. Mevcut kısa ve orta vadeli görünüm çerçevesinde, toplam talebin enflasyon üzerindeki aşağı yönlü etkisinin 2009 yılında da sürmesi beklenmektedir.

Petrol fiyatlarındaki düşüş, 2009 yıl sonu enflasyon tahminlerimizi aşağı çeken temel gelişmelerden biri olmuştur. Ekim enflasyon raporundaki baz senaryoda tahmin ufku boyunca petrol fiyatlarının 80 dolar düzeyinde seyredeceğini varsaymıştık. Ancak, 2008 yılının son çeyreğinde petrol fiyatları 56 doları civarında gerçekleşti. Önümüzdeki dönem için oluşan vadeli fiyatlar da göz önünde bulundurularak, petrol fiyatlarının 55 dolar düzeyinde seyrettiği bir çerçeve esas alındı.

İçinde bulunduğumuz konjonktür itibarıyla yurt dışı iktisadi faaliyete ilişkin varsayımlar, orta vadeli tahminlerimizin oluşturulmasında her zamankinden daha önemli bir rol oynuyor. Ekim raporunun yayımlanmasından bu yana açıklanan verilere bakıldığında küresel ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın öngörülenden daha derin olduğu ve daha uzun süreceği görülüyor. Dolayısıyla, geçtiğimiz süre içerisinde küresel büyüme tahminleri belirgin bir şekilde aşağı yönlü güncellendi. "Consensus Forecast" Ocak 2009 bülteninde yer alan tahminlere göre gelişmiş ülkelerin ekonomileri 2009 yılı boyunca daralmaya devam edecek, 2010 yılında kademeli olarak toparlanmaya başlayacak. Dolayısıyla, baz senaryo oluşturulurken küresel toparlanmanın ve buna bağlı olarak dış talepte canlanmanın ancak 2010 yılının ilk çeyreğinde başlayacağı bir çerçeve öngörüldü. Buna göre, Consensus Forecast Ocak 2009 bülteninde yer alan son tahminler esas alınarak, en büyük ihracat pazarımız olan Euro bölgesi için

2009 yılında büyümenin yüzde -1,4, enflasyonun ise yüzde 1 olacağı varsayılmıştır. Aynı değişkenler için 2010 yılı varsayımları ise yüzde 0,8 ve yüzde 1,7 olarak belirlenmiştir..."

Senaryolar

Merkez Bankası, 2009 yılı için enflasyon ve faizler konusunda üç temel senaryo belirledi. Başkan Durmuş Yılmaz, sorular üzerine, bu üç temel senaryo dışında, detaylı bir dizi senaryonun daha olduğunu söylemekle yetindi. Örneğin, senaryolar çerçevesindeki enflasyon ve faiz öngörüleri ortaya konulurken, Türk Lirası'nın alacağı değer çok önemli bir gösterge oluşturuyor. Merkez Bankası, hangi senaryoda nasıl bir kur varsayarak hesaplama yaptığını doğal olarak açıklamıyor, ancak kurda ortaya çıkacak değişimlerin senaryoları etkileyeceği gerçeğinin de altını çiziyor.

Baz senaryo

Gelişmiş ekonomilerdeki daralma sürüyor. Petrol fiyatları 2009 yılı boyunca 55 dolar düzeyinde seyrediyor. İşlenmiş gıda ürünlerindeki fiyat artışı 2009 için yüzde 7.5, sonrası için yüzde 6 olarak varsayılıyor. Faiz indirimi yılın ilk aylarında yavaşlayarak sürdürülüyor.

Toparlanma hızlı olursa

Dünya ekonomisi 2009'un ikinci yarısından itibaren canlanmaya başlıyor. Emtia fiyatları artıyor, petrol 75 dolara çıkıyor. Kredi koşulları daha esnek, sermaye girişleri artıyor, dış talepte de canlanma var. Gıda enflasyonu 2009 için yüzde 9.5, sonrası için yüzde 8 düzeyinde varsayılıyor. Enflasyonun kontrolden çıkmaması için Merkez Bankası 2009'un sonlarına doğru faizlerde ölçülü artışlar yapıyor.

Kriz derinleşirse

Küresel kriz giderek derinleşiyor, toparlanmanın ancak 2010'un ikinci yarısında görülmesi bekleniyor. Emtia fiyatları düşüyor, petrol 2009'da 35 dolara iniyor. Gıda enflasyonunun 2009'da yüzde 5.5, sonrasında yüzde 3.5'e ineceği varsayılıyor. Merkez Bankası, yıl boyunca ölçülü faiz indirimini sürdürüyor.

Durgunluk kaygısı

Merkez Bankası'nın enflasyon raporuna ve Başkan Yılmaz'ın açıklamalarına damgasını vuran birkaç yön var. Bunlardan en önemlisi, küresel krizin henüz bitmediği, hatta bu yönde bir işaretin bile bulunmadığı. Durgunluk kaygılarının ön plana çıktığı dikkati çekiyor. Başkan Yılmaz, mesajlarının olduğunu söylerken ve bu mesajı da "Enflasyonu alttan ıskalayabiliriz" diye açıklarken, böyle bir ıskalamadan dolayı rahatsız olacaklarını da bir anlamda dile getirmiş oluyor. Çünkü enflasyonun çok düşük gerçekleşmesinin ekonomide ciddi maliyetleri olduğunu en iyi bilen kurumların başında Merkez Bankası geliyor. 

Tüm yazılarını göster