Enflasyonda yüzde 8'in altı artık çok zor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Eylül ayı enflasyonu tam da beklendiği gibi geldi. Tüketici fiyatları eylül ayında yüzde 1.03 arttı, eylül itibariyle yıllık oran da yüzde 9.19 düzeyinde oluştu.

Önemli olan bundan sonraki iki ay; yani ekim ve kasım ayları. Özellikle de ekim büyük önem taşıyor. Ekim ayında geçen yılki yüzde 3.27'lik oranın çok altında bir gerçekleşme sağlayacak ve yıllık oranın hep beklendiği ve dile getirildiği gibi "belini bükebilecek miyiz", yoksa bu yıl da geçen yılkine yakın bir gerçekleşme olacak ve bu yüzden de yıllık orandaki düşüş ılımlı mı kalacak...

Eylül ayında geçen yıl yüzde 0.75 olan oran, ekimde yüzde 3.27'ye fırlamıştı. Yani eylülden ekime geçişte müthiş bir sıçrama vardı. Bu yıl, son zamların çok az da olsa bir kısmının eylül enflasyonuna yansıdığı biliniyor. Bunun da etkisiyle zaten bu eylüldeki artış, geçen yıldan daha fazla. Ve yine zamların bir kısmının eylül verilerine girmesi sayesinde ekime geçiş biraz daha ılımlı olacak gibi.

Dolayısıyla bu yıl ekimde geçen yılkinin altında bir artış beklemek durumundayız. Ancak, tabii ki ekimdeki artış yüzde 2'nin altına pek indirilebilecek gibi görünmüyor. Ekim ayı artışını yüzde 2.5 ile yüzde 3 arasında beklemeli. Şöyle de söyleyebiliriz; 2.5'in altı olumlu, 3'ün üstü olumsuz sürpriz sayılmalı.

Ekim enflasyonunda ortaya çıkacak bu tablo, suya atılan taş misali kuşkusuz kasım verilerini de etkileyecek. Nitekim geçen yıl da böyle olmuş; ekimdeki yüzde 3.27'lik artıştan sonra kasımda da yüzde 1.73'lük artış kaydedilmişti. Dalganın durulması, ancak aralıkta ve kısmen mümkün olabilmişti.

Bu yıl ekimde de yüzde 2.5-3.0 arasında bir artış gerçekleşirse, bundan kasıma da yansıma olacak ve kasımdaki artış da yüzde 1.5 dolayında gelebilecek.

Geçmiş yıl eğilimlerinin gösterdiği, aralık ayındaki artışın sıfıra yakın bir düzeyde oluşabileceği. Ancak, ekimde başlayan zam süreci etkisini yitirse de yılın son ayına da yüzde 0.5 dolayında bir yansıma olabilecek.

Ekim ayları "şaibeli"

Tüketici fiyatlarının en çok arttığı ay ekim. Bu artış, geçen yıl rekor düzeye çıktı. Ekim ayındaki fiyat artışı 2005 yılında yüzde 1.79, 2006'da yüzde 1.27, 2007'de yüzde 1.81 oldu. İzleyen iki yıl, yüzde 2'nin üstünde gerçekleşmelerle geçildi. Fiyatlar, 2008'in ekiminde yüzde 2.60, 2009'un ekiminde yüzde 2.41 arttı. 2010'daki artış yüzde 1.83'e indi. Geçen yıl ise yüzde 3.27'lik rekor gerçekleşme ortaya çıktı.

İşte bu yılki artışın da yüzde 3'e yaklaşma olasılığı üzerinde duruluyor. Bunda, yapılan zamların TÜFE'de ağırlığı çok fazla olan gruplarda yoğunlaşıyor olmasının etkisi büyük.

TÜFE'de üç ana sektörün ağırlığı yüzde 60'ı buluyor. Gıda ve alkolsüz içecekler grubu yüzde 26.22 ile endekste en fazla ağırlığa sahip grup durumunda. İkinci sırada yüzde 16.73'lük ağırlıkla ulaştırma, üçüncü sırada ise yüzde 16.44'lük ağırlıkla konut harcamaları geliyor.

Gıdada fiyatlar, enerjideki artışa bağlı olarak dolaylı biçimde artacak. Ayrıca bu grupta mevsimsel etkenlerle fiyat artışları görülebilecek. Ulaştırma ve konutla ilgili harcamalarda ise doğrudan zamların söz konusu olduğu zaten bir sır değil.

Bu etkiyle ekim ayında geçen yılki yüzde 3.27 kadar olmasa bile yüksek bir fiyat artışı yaşanması kaçınılmaz gibi görünüyor. 

Yüzde 8.0'in altı, 8.5'in üstü

Eylülde oluşan tablodan sonra fiyatların ekimde yüzde 3, kasımda yüzde 1.5, aralıkta yüzde 0.5 artması durumunda yıllık gerçekleşme yüzde 8.6 olacak.
Ekim ve kasımdaki artışlar yüzde 2.5 ve yüzde 1 olsa bile bu kez de yıllık oran yüzde 7.5 düzeyinde gerçekleşecek.

Merkez Bankası'nın yüzde 6.2'lik tahmininin tutması için ekim, kasım ve aralık aylarının her birindeki artışın yüzde 0.9'da kalması ya da üç ay toplamındaki artışın yüzde 2.77 olması gerekecek. Bu oranın artık mucizeden de öte bir tahmin haline geldiğinin altını bir kez daha çizmekte yarar var.

Oluşan tabloda yıllık bazda yüzde 8'in altında kalacak bir orandan mutluluk duymak gerek. Yüzde 8.5'i aşacak bir oran ise 2013'e daha karamsar bakmayı gerektirecek.

Tüm yazılarını göster