Enflasyonda yıllık oran yüzde 9.5'in altına ineceğe hiç benzemiyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

TÜFE eylülde yüzde 0.89 arttı. Bazı kesimlerin şaşırtıcı bulmuş olabileceği bu oran, aslında beklenen düzeyde. Bu köşede son olarak 2 Ekim'de yer verdiğimiz gibi, zaten geride kalan yılların ortalaması yüzde 0.90 artışa işaret ediyordu. Yani ortada şaşılacak bir durum yok. Yüzde 0.90 artışla yıllık gerçekleşmenin yüzde 7.95'e geleceği de belliydi, yıllık bazdaki bu orana eylüldeki artış yüzde 0.89 olunca da ulaşıldı.

Ne eylüldeki oranda sürpriz var, ne eylül sonunda gelinen yıllık oranda. Şimdi herkes, yılsonu oranının ne olacağını hesaplayabilme peşinde. 

Merkez Bankası'nın son tahmini yüzde 6.9. Ancak artık bu tahminin gerçekleşebileceği varsayımına dayalı olarak hareket eden kimse kalmadı. Merkez Bankası da muhtemelen 28 Ekim'de açıklanacak yılın son enflasyon raporunda yüzde 6.9'luk tahminini yukarı yönlü revize edecek.

Yüzde 9.5-10.0 arası beklenmeli

Yıllık enflasyonun hangi düzeyde gerçekleşebileceğine dönük tahmin yaparken bir dizi yöntem kullanmak mümkün. Ama bizim hemen her ay tekrarlamakta olduğumuz yöntem belli ve zaten bu yöntemi değiştirmek yanlış olur. Biz, özünde geçmiş yıllardaki gerçekleşmelerden yola çıkıyoruz.

2003 yılından 2013 yılına kadar her ayın ortalama artışı ne olmuş, ona bakıyor ve bir oran buluyoruz. Bu yıl da bu ortalama kadar artış olacağını varsayıyoruz. Bulduğumuz endeks değerlerini de 2014'ün endeksiyle kıyaslıyoruz. Ortalamaya 2014'ü katmadığımızın altını özellikle çizmek istiyoruz; çünkü 2014, bu yılın oranını hesaplamada baz yılı olma özelliği taşıyor. 

İşte bu şekilde yaptığımız hesaplamalar, yılbaşından beri yıllık gerçekleşmenin yönünü doğru tayin ettiğimizi gösteriyor. Yıllık oran bizim tahminimizden biraz yukarıda ya da aşağıda oluşabiliyor, ama aydan aya olan gelişmenin yönü doğru çıkıyor.

Daha öncekiler ve dün açıklanan eylül verisinin ardından yaptığımız tahmin, 2015 sonunda TÜFE'nin yüzde 9'un altına indirilmesinin hiç mümkün görünmediğini, ağırlıklı olarak da yüzde 9.5-10.0 arasında bir oranın beklenmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Kasım ve aralık kabusu

Ay bazında 2013-2013 dönemi ortalamasıyla 2014 gerçekleşmesi arasındaki makas ne kadar açıksa, bu yılki enflasyon da o kadar yukarı gidiyor. Nitekim bunun son örneğini eylülde gördük. Geçmiş yıllar ortalaması yüzde 0.90'dı, gerçekleşme yüzde 0.89 ile neredeyse ortalama düzeyinde oldu; ancak geçen yılın eylülündeki artış yüzde 0.14'tü, yani makas çok açıktı. Bu yüzden de, ağustos sonunda yüzde 7.14 olan yıllık oran, eylül sonunda birden yüzde 7.95'e fırladı.

Ekim, görece rahat geçecek. Çünkü ekim ayında geçmiş yıllar ortalaması yüzde 2.05, geçen yılki oran ise yüzde 1.90 düzeyinde. Bu sayede yıllık oran ekim ayında eylüle göre çok değişmeyecek.

Ancak kasım ve aralıkta tablonun tümüyle değişmesi söz konusu. 1 Kasım seçimlerinden sonra yaşanacaklar ekonomi ve enflasyon üstünde ne yönde ve ne ölçüde etkili olacak, bunu şimdiden kestirmek mümkün değil tabii ki. Ama seçimin etkisinin hiç olmayacağı varsayımıyla hareket edersek, geçmiş yıl ortalamaları 2014 gerçekleşmesinden çok yüksek olduğu için ve bu yıl da ortalamaya yakın bir artış beklendiği için yıllık oran yönünü birden yukarı çevirecek.

Geçmiş yıl ortalamalarını baz alarak yaptığımız hesaplamayla bulduğumuz yıllık oran yüzde 9.7 düzeyinde. 

İlk dokuz ay-son üç ay ilişkisi

Yıllık oranın ne olabileceğini bir başka yöntemle daha ortaya koymaya çalıştık. Bu yöntemde geçmiş yılların son çeyreğindeki ortalama artışı, bu yılın ilk dokuz ayındaki artışa uyguladık.

2004-2014 dönemini kapsayan 11 yılın ortalamasında son üç aydaki artış yüzde 3.23. (Bu oran, değişimlerin aritmetik ortalamasıyla hesaplandı, endeksler dikkate alınarak yapılan hesaplama da hemen hemen aynı sonucu veriyor.) Söz konusu 11 yılın son çeyreğindeki yüzde 3.23'lük ortalamayı bu yılın ilk dokuz ayındaki yüzde 6.21'e eklediğimizde, bu sefer de bulduğumuz yıllık gerçekleşme yüzde 9.64.

Yani nasıl hesaplanırsa hesaplansın, yıllık oranın yüzde 9.5'in altında kalması pek mümkün olmuyor. 

Bu durumun olumlu anlamda tek istisnası olabilir. O da 1 Kasım'dan sonra siyasi ortamın yumuşaması, hükümet kurulması konusunda gerçekçi adımların atılması ve bu sayede kurlarda keskin bir düşüş yaşanmasıyla maliyetler üstündeki baskının kırılmasıdır. Bu gerçekleşebilir mi, gerçekleştirebilir miyiz, bilinmez. Ancak be ancak o durumda yıllık enflasyonu yüzde 9.5'lerin altına çekme şansımız doğabilir. Bu gerçekleştirilebildiğinde bile yüzde 9'un altı çok zor görünüyor, bunu da belirtmek gerek. 

Tüm yazılarını göster