Enflasyonda baz etkisi iki ay daha sürecek

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Mayıs ayı enflasyonu tüm tahminleri alt üst ederek yüzde 2.42 düzeyinde gerçekleşince ve mayıs sonu itibariyle yıllık oran yüzde 7.17'ye tırmanınca, doğal olarak bu olumsuz tablonun nedenleri irdelenmeye başlandı. Bu tablonun oluşmasında iki etkenin rolü büyük…

Bunlardan birincisi taze meyve fiyatlarında bir ayda yüzde 76.12 gibi geçmişte hiç görülmemiş ölçüde bir fiyat artışı yaşanması. Taze meyvede bu düzeyde gerçekleşen fiyat artışının etkisiyle "taze meyve-sebze" grubundaki aylık fiyat artışı yüzde 22.06 oldu. Geçen yılın mayıs ayında ise taze meyve-sebze fiyatları böylesine yüksek düzeyde artış bir yana, yüzde 15.08 gerilemişti.

Taze meyvedeki yüzde 76.12'lik artış, taze meyve-sebzede yüzde 22.06; taze meyve-sebzedeki artış işlenmemiş gıdada yüzde 9.77; işlenmemiş gıdadaki artış da gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 4.71 yükselmeye yol açtı. Gıda ve alkolsüz içeceklerdeki bu artış da TÜFE'nin yüzde 2.42'lik rekor artışında büyük etki yaptı.

Merkez Bankası'nın mayıs ayı enflasyonuyla ilgili değerlendirmesinde de özellikle taze meyve fiyatlarında olağandışı bu artışa dikkat çekildi.

İki ay daha baz etkisi var

Merkez Bankası'nın değerlendirmesinde mayıs ayındaki hızlı yükselişte baz etkisinin rolü olduğuna da vurgu yapılıyor. Doğru; geçen yılın mayıs ayında TÜFE'de yüzde 0.36 gerileme vardı, bu da mayıs ayındaki yüzde 2.42'lik artıştan sonra yıllık oranın nisana göre çok hızlı büyümesine yol açtı. Nisan sonunda yüzde 4.26 olan yıllık oran, bir ay sonra mayıs sonunda tam 2.91 puanlık artışla yüzde 7.17'ye çıktı.

Ancak, geçen yılın yarattığı baz etkisi mayısla sınırlı değil. Haziran ve temmuz aylarında da baz etkisinin rolünü görmeye devam edeceğiz. Üstelik haziran ve temmuz aylarında geçen yıl kaydedilen gerilemeler, mayıstakinden daha yüksek oranda. TÜFE geçen yıl haziranda yüzde 0.56, temmuzda ise yüzde 0.48 oranında gerilemişti. Bu yıl gerileme olasılığı çok çok zayıf göründüğüne göre, enflasyon haziran ve temmuzda da yıllık bazda artmaya devam edecek.

Geçen yılın ağustosunda yüzde 0.40 gibi makul sayılabilecek bir artış vardı; dolayısıyla yıllık oran büyük olasılıkla ağustosta fazla değişiklik göstermeyebilecek.

Geçen yıl eylül ve ekimde diğer aylara göre yüksek artışlar kaydedilmişti; ancak biliniyor ki mevsimsel etkenlerle bu aylarda fiyatlar hep yüksek bir artışa konu olur. Dolayısıyla bu yıl da geçen yılın eylül ve ekiminde olduğu gibi yüzde 1.23 ve yüzde 1.83'ten çok farklı oranlar ortaya çıkacağı pek sanılmıyor.

Son iki ayda ise baz etkisi yine olumsuz olarak devreye girebilir. Geçen yıl kasımda fiyatlar yalnızca yüzde 0.03 artmış, yani bir bakıma sabit kalmış; aralıkta ise yüzde 0.30'luk gerileme olmuştu. Dolayısıyla enflasyonun düşük gerçekleşmesi açısından son iki aya pek umut bağlamamak gerek. Ekim sonunda oluşacak tabloyu son iki ayda daha da olumlu yönde geliştirmek pek mümkün olmayacak çünkü…

Yani önümüzdeki ayların tablosu sanki şöyle beliriyor: Yıllık enflasyon haziran ve temmuzda da artacak; ağustos, eylül ve ekim aylarında fazla bir değişiklik olmayacak, kasım ve aralıkta ise yeni bir yükselme dalgası ortaya çıkabilecek.

Mayıstaki rekor!

Bu arada mayıs ayında gözlerden kaçan bir rekor kırıldı. TÜİK, TÜFE'de mevcut endeksi 2003 yılını baz alarak hesaplıyor. İşte bu endeks çerçevesinde yıllık TÜFE'nin bir aydan diğer aya geçişte mayıstaki kadar arttığı hiç olmamıştı. Nisan sonunda yüzde 4.26 olan yıllık TÜFE, bir ayda tam 2.91 puan artarak mayıs sonunda yüzde 7.17'ye çıktı.

Yıllık oranın aydan aya en yüksek değişimi daha önce 1.94 puanla geçen yılın şubat ayında yaşanmıştı.  

Tüm yazılarını göster