Genelde her ay'ın 3'üncü gününde TÜİK tarafından açıklanan enflasyon göstergeleri
gündemin ilk maddesini teşkil eder. Saat 10.00'da açıklanan göstergeler gün boyu tartışılır. Ertesi gün yazılı medyada geniş olarak yorumlanır.
Dün ise gündemin başında Taksim'de başlayan ve Anadolu'ya yayılan eylemlerin ekonomiye etkileri ile döviz fiyatının ne olacağı konusundaki tartışmalar gündemin başına oturmuştu. Enflasyon tartışmaları geride kaldı.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2003 baz yıllı verilerine göre, mayıs ayı itibariyle yıllık enflasyon ise TÜFE'de yüzde 6,51, ÜFE'de yüzde 2,17 oldu.
Mayıs ayında TÜFE aylık yüzde 0,15, ÜFE yüzde 1 arttı.
Mayıs ayında aylık bazda endeks giyim ve ayakkabıda yüzde 8,85, eğitimde yüzde 1,73, lokanta ve otellerde yüzde 0,75, eğlence ve kültürde yüzde 0,46, haberleşmede yüzde 0,40 artış gösterdi. Ev eşyasında yüzde 0,22, konutta yüzde 0,04'lük düşüş görüldü..
Mayıs ayında ÜFE aylık bazda yüzde 1, yıllık bazda yüzde 2,17, 12 aylık ortalamalara göre de yüzde 3,27 artışı işaret ediyor..
Aylık değişimde, tarımda yüzde 5,80, sanayide yüzde 0,09 artış görülüyor ama, tarım sektöründe 12 aylık ortalamalara göre artış sadece yüzde 0,33 oranında. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,30 düşüş var.
Sanayi sektörü endeksi geçen yılın aralık ayına göre yüzde 0,52, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,78 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 3,87 arttı.
Yıllar itibariyle Mayıs ayı TÜFE ve ÜFE göstergeleri incelendiğinde göze çarpan şudur:
-2010 Yılından bu yana Mayıs ayından geriye bir önceki Mayıs ayına göre (12 aylık dönemde) ÜFE yüzde 9 - yüzde 8 artarken 2013 yılında artı yüzde 2.17'ye geriledi.
-TÜFE ise gene bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9.10, yüzde 7.17, yüzde 8.28 iken bu Mayıs ayında yüzde 6.51 oldu.
Görülüyor ki 2013 Mayıs ayında enflasyonda hafif de olsa bir gerileme var ama. ÜFE'deki yüzde 2.17 gibi çok çok olumlu oran, henüz TÜFE'ye yansıyamadı. TÜFE yüzde 6'nın altına inemiyor.
Burada dikkat çeken, işçilik ücretleri, girdi fiyatları, enerji maliyeti artarken üretici fiyatlarının nasıl olup da tüketici fiyatlarının altında kalabildiğidir.
Gelelim döviz fiyatı ile eylemlerin ekonomiye etkisine.
Dolar fiyatının birden tırmanışa geçmesi, dolar 2.00 TL.yı geçer mi telaşının ortaya çıkmasına yol açtı. Tabii ki dolar hareket edince faizler de kıpırdıyor.
Dışarıdaki gelişmelerden ve de Nisan ayı dış ticaret rakamlarının yarattığı endişeden kaynaklanan dolardaki hareket, Taksim'den başlayan ve Anadolu'ya yayılan eylemlerin rüzgarından da etkilendi.
Bizim piyasalarda ufacık bir hareket hemen Türkiye riskini gündeme getiriyor: Yabancılar kaçar mı? Yabancılar para göndermeyi keser mi? Kredi notumuz düşer mi?
Bir ölçüde biz kendi kendimizi huzursuz ediyoruz.