Enflasyon mayısta yüzde 6'ya inebilir

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Tüketici fiyatlarının ocaktaki artışının yüzde 0.29'da kalmasıyla yıllık oran yeniden tek haneye geriledi. Ocak sonu itibariyle yıllık TÜFE artışı yüzde 9.50 düzeyinde oluştu. Önümüzdeki aylarda bu gerilemenin daha hızlandığına tanık olabiliriz.

Ne tuhaf, bugünleri de gördük; artık enflasyonun hızla geriliyor olmasından pek hoşnut değiliz, hatta tam tersine bundan rahatsızlık duyuyoruz. Çünkü enflasyondan daha büyük sorunlarımız var. Ya da cümleyi tersinden kuralım; enflasyonun hızla düşmesiyle daha da derinleşecek durgunluk gibi bir dertle karşı karşıyayız, hatta durgunluğun içindeyiz. O yüzden, enflasyon 2009'un ekonomide öncelikli sorunu değil artık. Enflasyonun çok düşmesinden endişe ettiğimizi bir süre önce Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da dile getirmiş ve enflasyonu alttan ıskalama olasılığı bulunduğuna vurgu yapmıştı. Yılmaz, bunun hiç arzu edilen bir durum olmadığını, çok düşük enflasyonun yatırımsızlık, işsizlik gibi sorunları daha da derinleştireceğini söylemişti. Ancak, pek istemesek de, enflasyonda öngörülen alt sınırın da altında kalınabileceği yönünde işaretler var.

Yıllık TÜFE'de özellikle ilk beş ayda çok hızlı bir gerileme görebiliriz. Bu eğilim büyük ölçüde geçen yılki oranların yüksek olmasına dayanan baz etkisinden kaynaklanacak. TÜFE geçen yıl şubatta yüzde 1.29, martta yüzde 0.96, nisanda yüzde 1.68 ve mayısta yüzde 1.49 artmıştı. Bu yıl ise bir yandan iç ve dış talepteki düşüklük, bir yandan başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarının geriliyor olması gibi etkenlerle çok daha düşük fiyat artışları (belki fiyat düşüşleri) görülecek. Geçen yılki oranlar da görece çok yüksek olduğu için mayıs sonuna kadar yıllık TÜFE hızla aşağı inecek.

TÜİK'in TÜFE'deki madde ağırlıklarında yaptığı indirim de şubatla birlikte artış oranlarının daha düşük çıkması sonucunu doğuracak. TÜFE'deki en büyük değişiklik, konut grubunun payının ocaktan itibaren 2 puandan fazla artırılması olmuştu. Doğalgaz fiyatları da konut grubu içinde izleniyor. Ocak ayında yüzde 0.29 düzeyinde ölçülen TÜFE artışı, eski ağırlıklara göre yüzde 0.23 olacaktı. Yani ağırlıklı olarak konut grubu, ocak ayında enflasyonu yukarı iten bir etki yaptı. Ancak, bu geçici bir durum. Çünkü ocakta doğalgaz fiyatları değişmemişti ve içinde doğalgazın da bulunduğu konutun payının yüksek olması, genel artışın çok az da olsa yüksek görünmesi sonucunu doğurdu. Şubattan itibaren doğalgazda yüzde 17 ve 18 indirim yapıldığı, konut grubunun endeksteki payı da arttığı için, ağırlık değiştirme operasyonu "şimdilik" TÜFE artışını aşağı çekecek yönde etki yapacak. İleride doğalgaza çok zam gelirse, bu kez tablo tersine dönecek.

Merkez Bankası'nın hesaplamasına göre de, şubat ayından geçerli olmak üzere gidilen doğalgaz fiyatlarındaki indirim, TÜFE'yi 0.3 puan etkileyecek. Bu, bir ay için hiç de yabana atılacak bir etki değil.

Peki, mayısa kadar aylık oranlar nasıl seyredebilir? Tüm aylar için ayrı ayrı öngörüde bulunmak kabul edilmeli ki falcılık olur. O yüzden, aylık ortalama artışların yüzde 0.50 dolayında gerçekleşeceğini varsayarsak, yıllık TÜFE artışının şubat sonunda yüzde 8.6'ya, martta yüzde 8.2'ye, nisanda yüzde 6.9'a, mayısta ise yüzde 5.8'e indiğini göreceğiz. Mayıstan sonra ise durum değişebilir; çünkü 2008'in yıllık enflasyonu aşağı çeken baz etkisi ortadan kalkacak. Ayrıca, biraz zor görünmekle birlikte ekonomide bir canlanma olabilir ve bu da fiyatları artıran bir etki yapabilir.

Merkez Bankası'nın ocak sonunda açıkladığı baz senaryoya göre, 2009 enflasyonunun orta noktası yüzde 6.8 olmak üzere yüzde 5.4 ile yüzde 8.2 arasında gerçekleşmesi bekleniyor. Başkan Yılmaz'ın, "Enflasyonu alttan ıskalayabiliriz" sözüne temel oluşturan oran ise yüzde 5.5. 2009'un resmi enflasyon hedefi halen yüzde 7.5 ve bu oranın iki puan üstüne çıkılması ya da iki puan altına inilmesi, enflasyon hedefinden sapma olarak nitelenecek ve bu durumda Merkez Bankası hükümete mektup yazmak zorunda kalacak.

İşte enflasyon mayıs sonunda yüzde 6'yı da kırar ve daha aşağı inerse ve yılın ikinci yarısında enflasyonu yukarı itecek geçen yılın baz etkisi dışında bir canlanma söz konusu olmazsa, hep sözü edilen alttan ıskalama olasılığı iyice artacak. Bu koşulları yaratan temel etken, krizin daha da derinleşmesi ve iyileşmenin ancak gelecek yılın ikinci yarısından itibaren görülecek olması. Bu durumda Merkez Bankası'nın "kriz derinleşirse" senaryosu devreye girecek, enflasyon beklentisi orta noktası yüzde 6 olmak üzere yüzde 4.6 ile yüzde 7 arasında tahmin edilir olacak ve Merkez Bankası ölçülü faiz indirimlerini bütün yıla yayarak sürdürecek demektir.

Tüm yazılarını göster