Enflasyon kedi, durgunluk aslan!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası enflasyonun öncelikli sorun olarak görülmediğinin işaretlerini 4 Ağustos'taki ara kararla vermişti. Artık hedefte durgunluk vardı. Durgunluk öncelikli sorun olarak görüldüğüne, enflasyon ise eski önemini yitirdiğine göre, doğal olarak mücadele de ona göre verilecekti.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun faiz oranlarının değiştirilmediği dünkü toplantısından sonra yapılan açıklamada bakın hangi görüş ön plana çıktı:

"…Kurul, önümüzdeki dönemde küresel ekonomideki sorunların daha da derinleşmesi ve yurtiçi iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleşmesi halinde bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılmasının söz konusu olabileceğini tekrar vurgulamıştır…"

Bu cümle önemli… Aslında dikkat çekilen bu konular, biraz da malumun bir kez daha ilanı niteliğinde…

Birincisi, "küresel ekonomideki sorunların daha da derinleşmesi…"

İkincisi, "yurtiçi iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleşmesi…"

Zaten bu iki sorun birbirine bağlı, iç içe geçmiş sayılır. Küresel ekonomideki sorunlar daha da derinleşirse bundan biz de kuşkusuz etkileneceğiz. Ve öyle görünüyor ki, küresel ekonomide işler iyi yönde gelişmeyecek, sorunlar giderek derinleşecek. Bunun anlamı açık; yurtdışı gelişmelere bağlı olarak içeride de iktisadi faaliyetteki yavaşlama belirginleşecek. Dikkat ediniz, Merkez Bankası "iktisadi faaliyette yavaşlama olursa" demiyor; "iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleşmesi halinde" diyor. Yani zaten bir yavaşlama var ve bu yavaşlamanın daha da belirginleşmesi olasılığından söz ediliyor.

Merkez Bankası, önünüzdeki dönem için ekonomide giderek artacak durgunluğa karşı silahlarını hazırlamışa benziyor. En başta da ekonomiyi yavaşlatmak, en azından aşırı ısınma riskini ortadan kaldırabilmek için gidilen zorunlu karşılık artışının TL cinsi yükümlülüklerde de tersine çevrilmesi söz konusu olabilecek. Son dönemde dövizdeki arzın daralmasına karşı önlem olarak yabancı para yükümlülüklerde karşılık oranları düşürülerek döviz likiditesine katkı sağlanmıştı. Öyle görünüyor ki, önümüzdeki günler de, TL cinsi yükümlülüklerde zorunlu karşılık oranlarının düşürüldüğü günler olabilir.

"İç talep yavaşlıyor" 

Para Politikası Kurulu'nun açıklamasında küresel büyümenin giderek hız kaybettiğine bir kez daha vurgu yapılarak şöyle denildi:

"…Bu doğrultuda dış talep zayıf seyrini korurken yurtiçi nihai talepte yılın ikinci çeyreğinde başlayan yavaşlama eğilimi sürmektedir. Gerek kredilerde ve yurtiçi talepte gözlenen yavaşlama, gerekse döviz kuru hareketleri iç ve dış talebin dengelenmesine katkıda bulunmaktadır. Bu çerçevede Kurul, önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesinde kayda değer bir iyileşme olacağını tahmin etmektedir…"

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı da, yılın ikinci yarısında cari işlemlerde 25 ile 27.5 milyar dolar arasında bir açık beklediklerini dile getirmişti. Buna göre, ilk yarıdaki 45 milyarın üstüne 27.5 milyar eklenirse yıllık açık 72.5 milyarı buluyor. Ancak, geçen yılın ikinci yarısında da 27.5 milyar dolar açık verildiği, dolayısıyla bu yıl geçen yıla göre ikinci yarı bazında cari açık artışı öngörülmediği dikkate alınırsa, ekonomide çok belirgin bir daralma beklendiği ortaya çıkıyor. Elbette, cari açığı ikinci altı ayda 27.5 milyarda tutmak mümkün olursa…

"Enflasyon geçici olarak yükselecek" 

Para Politikası Kurulu, enflasyonun döviz kuru hareketleri yüzünden, temmuz enflasyon raporunda öngörülen düzeyin geçici olarak bir miktar üzerinde seyredebileceği görüşünde. Temmuz ayı enflasyon raporunda, yılsonu enflasyonunun yüzde 70 olasılıkla orta noktası yüzde 6.9 olmak üzere yüzde 5.9 ile yüzde 7.9 arasında tahmin edildiğini hatırlatalım.

Kurul, iktisadi faaliyetteki yavaşlama nedeniyle, döviz kurundan kaynaklanan fiyat hareketlerinin ikincil etkilerinin sınırlı kalacağını ve enflasyondaki yükselişin geçici olacağını tahmin ediyor.

Tüm yazılarını göster