Enflasyon hedeflemesi nereye gidiyor

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Küresel kriz sırasında yaşanan olağanüstü dönem genelde ekonomi politikaların, özelde para politikasının sorgulanmasına neden oldu.

Fiyat istikrarını sağlarken ekonomideki dalgalanmaları asgariye indirmeyi hedefleyen enflasyon hedeflemesi yöntemi de bundan nasibini aldı. Enflasyon hedeflemesi yönteminde Merkez Bankası politika faizinin izleyeceği patikaya yönelik beklentileri şekillendirerek, verim eğrisinin, uzun dönemli faizlerin, iç talebin oluşumunu etkiler ve enflasyonun hedeflenen bandın içinde kalmasına çalışır.

Enflasyon hedeflemesinin uygulanabilmesi için  iki temel koşulun sağlanması gereklidir. (i) Merkez Bankası'nın politika faiz oranlarını bağımsızca belirleyebilmesi için mali sistemin ve kamu borç dinamiklerinin sağlam olması. (ii) Ekonominin genel dengelerinin ve mali sistemin döviz kurlarındaki dalgalanmaya izin verecek kadar güçlü olması.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyümeleri arasındaki farkın açıldığı mevcut  küresel konjonktür enflasyon hedeflemesinin çalışması için bu iki koşulu zorlamaya başladı. Yüksek borçluluk gelişmiş ülke merkez bankalarını para politikası faizlerini düşük belirlemeye mecbur ediyor. Sermaye girişinin artması yüzünden paralarının değer kazanması gelişmekte olan ülkeleri faiz oranlarını artırmamaya ve faiz dışı araçlarla para politikasını sürdürmeye zorluyor.

Gelişmiş ülkelerde kamu borcunun yüksek olması, bankacılık sektöründe kullanılan kaldıracın büyüklüğü ve hane halkının borcunun aşırı fazla olması G3 Merkez Bankalarının (ABD, Avrupa, Japonya) faiz oranlarını aşırı düşük belirlemesine ve piyasalara sıfıra yakın faizle neredeyse sınırsız miktarda para vermesine neden oluyor.Gelişmiş ülkelerde yaşanan durgunluk ve borçluluğun yüksek olması piyasalara sürülen paranın önemli bir kısmının gelişmekte olan ülkelere akmasına ve bu ülkelerin paralarının değer kazanmasına neden oluyor.

Bu yüzden enflasyon baskısının artmasına rağmen bu gruptaki ülkeler faizleri artırmadan faiz dışı araçlarla para politikasını sıkılaştırmaya çalışıyor. Küresel kriz sonrasında  merkez bankacılığında zorunlu bir dönüşüm yaşanıyor. Merkez bankaları fiyat istikrarının yanı sıra finansal istikrarı da sağlamaya çalışıyorlar.  Merkez bankalarının bunu ne ölçüde sağlayabileceklerini zaman gösterecek. Ama kısa vadede gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülke merkez bankalarının enflasyon riskine karşı daha az duyarlı olacakları anlaşılıyor.

Tüm yazılarını göster