Enflasyon hedefinin üstüne bir bardak soğuk su içtik!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Olmadı, yine olmadı, olmayacağı daha yılın bitimine beş ay varken neredeyse kesinleşti. Aslında aylar öncesinden belliydi de, hani çıkmadık canda umut vardır hesabı, belki deniliyordu. Ancak, önce haziranda umulan ölçüde bir gerileme olmadı, ardından temmuz yaraya adeta tuz basan bir oranla karşımıza çıktı ve enfl asyona ilişkin tüm umutlar suya düştü. 

Enflasyonda temmuz ayı için en çok merak edilen geçen yıldan daha fazla artış olup olmayacağıydı. Geçen yılın temmuzundaki yüzde 0.31'lik artışın üstüne çıkılması, yıllık oranın yeniden artması demekti çünkü. Neyse ki beklentiler yüzde 0.15 dolayındaydı, bu sayede yıllık oran kıl payı da olsa yüzde 9'un altında kalabilecekti. Tahminler bu yöndeydi ama, gerçekleşme herkesi yanılttı. 

TÜİK'in dün yaptığı açıklamaya göre, tüketici fiyatları temmuz ayında yüzde 0.45 arttı. Böylece ilk yedi aydaki artış yüzde 6.18'i buldu, yıllık artış da yönünü yeniden yukarı çevirdi ve haziran sonunda yüzde 9.16 düzeyindeyken, temmuz sonunda yüzde 9.32'ye yükseldi. 

Yüzde 7.60 hayal oldu 

Merkez Bankası, 2014 enfl asyon tahminini ilk enfl asyon raporunda yüzde 6.60'a çıkarmış, tahmin ikinci raporda yüzde 7.60'a yükseltilmiş, üçüncü raporda da bu düzeyde tutulmuştu. Yani mevcut durumda Merkez Bankası'nın yıllık enfl asyon tahmini yüzde 7.60. Ancak, çok açık ki bu oranı tutturabilme şansımız neredeyse hiç kalmadı. 

Yılın ilk yedi ayında yüzde 6.18 olan artıştan sonra, son beş aydaki artışı yüzde 1.34'de tutabildiğimiz takdirde, yıllık yüzde 7.60'da kalabileceğiz. Geride kalan on yılın son beş ayının ortalama TÜFE artışı yüzde 4.5 dolayında. Bu yıl ne yapacak da ortalama yüzde 4.5 olan artışı yüzde 1.34'e indirebileceğiz ki? 

Bu yılın ilk yedi ayındaki yüzde 6.18'lik artışın ne kadar yüksek olduğuna ilişkin bir gösterge daha aktaralım. 2004-2013 döneminde yıllık enfl asyonda en düşük gerçekleşme yüzde 6.16 ile 2012 yılında sağlanmıştı. Bu yılın ilk yedi ayındaki oran, 2012'nin tümündeki oranı aştı. Ayrıca, bu yılın yedi ayındaki yüzde 6.18, 2009'da yüzde 6.53, 2010'da yüzde 6.40 olan oranlara da epey yaklaşmış durumda. 

Bu yılki artışın boyutunu ve yılın tümüne ilişkin gerçekleşmenin olanaksızlığını ortaya koyan bir başka gösterge daha var. İlk yedi aydaki artışı 100 kabul edersek, yıllık hedefe ulaşmak için kalan beş aydaki artışı 22'de tutmamız gerekiyor. İlk yedi ay artışı 100 düzeyindeyken, geride kalan on yılın ortalamasında son beş ay artışı ne mi olmuş; tam 160. Yani biz ortalamada 160 olan artışı, bu yıl 22'ye indireceğiz! 

Gerekçe belli, gıda fiyatları 

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, son enfl asyon raporunu açıklarken, yüzde 7.60'lık tahminin tutmasının büyük ölçüde gıda fiyatlarındaki yıllık artışın yüzde 9'da kalmasına bağlı olduğunu söylemişti. Oysa bu açıklama yapılırken bile biliniyordu ki, gıdada yıllık artışı yüzde 9'da tutmak mümkün değildi. Temmuz verileriyle birlikte bu durum daha da pekişti. 

Gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki fiyat artışı ilk yedi ayda yüzde 8.26 oldu. Yani, yüzde 7.60'lık tahminin dayanağı olan yüzde 9'a, yalnızca yüzde 0.68'lik bir "adımcık" kaldı. 

Yedi ayda yüzde 8.26 artan gıda maddelerinin fiyatı, nasıl olacaksa son beş ayda yalnızca yüzde 0.68 artacak ve gıdadaki yıllık oran yüzde 9 olacak... Bu sayede, başka olumsuz etkenler söz konusu olmazsa, ilk yedi ayda yüzde 6.18 artan toplam TÜFE'de son beş aydaki artış yüzde 1.34'te tutulabilecek ve yıllık TÜFE artışı yüzde 7.60 düzeyinde kalacak... 

Olur olur, niye gülüyorsunuz ki! Bu oranlar ciddi ciddi anlatılıyor, savunuluyor, komik olan ne ki! 

Faiz indirimi mi? 

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun önümüzdeki toplantısı 27 Ağustos'ta. Yıllık enfl asyonun yüzde 10'a doğru hareketlendiği bir ortamda Merkez Bankası ne yapacak; acaba "ılımlı" faiz indirimine devam mı edecek, yoksa enflasyona bakıp indirime ara mı verecek? 

Normalde kuşkusuz bu koşullarda faiz indirimine gitmeyi bir kez değil, beş kez düşünmek gerekir. Ancak, bunları konuşmak için erken sayılır. En geç 24 Ağustos'ta Köşk'ün yeni sahibi belli olduktan sonra herkes pozisyonunu ona göre yeniden alacaktır.

Tüm yazılarını göster