Enflasyon haberi heyecan yaratmıyor

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Kriz rüzgarları esmeye başlamadan önce enflasyon haberleri çok önemli idi. TÜİK'in açıklayacağı rakamlar heyecan ile beklenir, bu rakamlara göre piyasa pozisyon alırdı.

Dün TÜİK şubat ayı enflasyon rakamını açıkladı. Açıklamadan önce de sonra da piyasalar açıklanan orana tepki vermedi.

Tartışılan sadece bu orana göre Merkez Bankası'nın faiz oranlarına dokunup dokunmayacağıdır.

Açıklanan faize göre üreticinin malını fiyatlamasına, doların değerinin değişmesine imkan yok.

Şimdilerde mal ve hizmet fiyatı ile dolar fiyatını dış etkenler belirliyor.

Önemli olan gerileyen enflasyon oranından daha hızlı şekilde piyasada mal ve hizmet fiyatlarının düşmesi.

Şimdilerde açıklanan enflasyona göre özel sektörün ücret ayarlamasını bekleyen yok. Ama şanslı kamu memur ve emeklileri enflasyon oranında maaş zammı alabiliyorlar.

Enflasyon yanında 2 gösterge daha var: (1) Borsa endeksi (2) Döviz fiyatı…. Borsaya kamuoyunun ilgisi azaldı. Borsa şirketlerin durumuna göre değil, ABD ve dünya piyasalarına göre hareket ediyor. Şimdilerde öne çıkan temel gösterge döviz fiyatı oldu.

Türkiye'de döviz fiyatı döviz arz ve talebine göre oluşurdu. Bu alanda da temel bir değişim oldu. Sığ piyasada döviz fiyatı dünyada esen rüzgarın etkisiyle hareket ediyor.

Döviz kıtlığının henüz gündeme gelmemesine rağmen, dövize talebin tırmanışa geçmemesine rağmen azar azar da olsa döviz fiyatında tırmanış var.

Dünyada üretim ve yatırım artışı olmadığına göre, tüketici talebi yavaşladığına göre paraya (dövize) talebin yavaşlaması beklenir. Günümüzdeki talep, varlık kaybına uğrayan finans kesiminin açıklarını kapama telaşından kaynaklanıyor.

Eğer varlıklarını kaybeden finans kuruluşlarına sağlanan destek gerçek olsa (sanal olmasa) bunların kasasına girecek paranın piyasaya çıkması, piyasada para bolluğunun görülmesi gerekir. Çünkü hiçbir finans kuruluşu kasasına giren parayı kasasında devamlı olarak saklayamaz.

Rakamların havada uçuşmasına rağmen görülen şu ki, hükümetlerin, merkez bankalarının desteği nakit olmaktan çok sanal destek. Kaybolan varlıkların boşluğu henüz doldurulamadı. Piyasadan toplanan para bu boşluğu doldurmada kullanılıyor. İşte bu da dünyada dolara olan talebin devam etmesine yol açıyor.

Tüm yazılarını göster