Enflasyon, el güçlendiriyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki karışıklıklar yüzünden petrol fiyatları artınca ve bu artış doğal olarak yurtiçinde akaryakıt fiyatlarına yansıyınca, hemen herkeste marttan itibaren enflasyonda bir hızlanma olacağı kanısı uyanmıştı. Bir ay önce bu sütunlarda biz de benzer görüşleri dile getirmiş, enflasyonda şubat sonrasının önem taşıdığına dikkat çekmiştik. Oysa TÜİK tarafından dün açıklanan mart ayı verileri, TÜFE'de tahminlerin çok altında bir artış olduğunu ortaya koydu. Geçen yılın mart ayında yüzde 0.58 olan TÜFE artışı, bu yıl yüzde 0.42'de kaldı ve böylece yıllık oran daha da aşağı indi. Şubat sonunda yüzde 4.16 düzeyinde gerçekleşen ve TÜFE için neredeyse dip oran olarak görülen yıllık artış, mart sonunda yüzde 3.99 ile çok daha düşük bir düzeye geriledi.

Marttaki yüzde 0.42 artış, akaryakıt fiyatlarında ortaya çıkan görece yüksek artışa rağmen gerçekleşti. Martta mazot fiyatı yüzde 6.52, benzin fiyatı yüzde 2.73 artış gösterdi. Akaryakıt fiyatlarının TÜFE üstündeki doğrudan etkisi kadar, bir de dolaylı etkisi var. Hemen her türlü mal ve hizmette girdi niteliğinde olan akaryakıttaki bu fiyat artışı, öyle anlaşılıyor ki söz konusu mal ve hizmet fiyatlarına sınırlı yansımış durumda. Yansıma birebir olsaydı, ne aylık TÜFE'yi yüzde 0.42'de tutmak, ne de yıllık oranı yüzde 3.99'a indirmek mümkün olabilirdi.

Eller güçleniyor

Kimlerin mi; en başta hükümetin tabii ki. Şunun şurasında genel seçime iki ay kaldı ve yıllık enflasyon görülmedik bir düzeye, yüzde 3.99'a inmiş durumda. Türkiye'de kaç kişi yüzde 4'ün altında yıllık enflasyon anımsıyor ki… Hemen şu tür itirazlar yükselebilir, yükseliyordur da; "bu oran ne kadar gerçekçi ki"… Artık bu saplantıdan kurtulmamız gerekiyor, en azından daha sağlıklı bir veri ortaya çıkıncaya kadar bu verilerin doğruluğunu kabul etmek durumundayız.

Hükümet, yüzde 3.99'luk enflasyondan kendine pay çıkarmak isteyecektir kuşkusuz. Bu da hakkıdır; yüksek enflasyondan dolayı eleştiriliyorsa, düşen enflasyonu da kullanacaktır. Bu siyasettir. Ama düşen enflasyondan dolayı siyaseten eli güçlenen hükümetin yanı sıra, ekonomik birimler atacakları adımlarda çok daha güçlü ve kararlı davranabileceklerdir.

Örnek mi, Merkez Bankası; örnek mi, Hazine… Bir yandan sıcak paraya karşı önlem almaya çalışan Merkez Bankası'na, bir yandan da "artık faiz artırmak zamanı yaklaşıyor" şeklinde telkinler, baskılar yoğunlaşıyordu. Enflasyonun indiği bu düzey karşısında bu tür öneriler biraz tavsayacaktır. Zaten sıcak paraya karşı önlem alınırken faizlerin artırılması olacak şey değildi ama, bu görüşü sık sık ısıtanlar da yok değildi.

Hazine'nin eli düşen enflasyon sayesinde çok fazla güçlenemeyecektir belki. Borçlanma gereği bellidir ve bu, enflasyondan tabii ki bağımsızdır. Ancak, borçlanma gereği değişmiyor olsa da, faizi çok fazla olmamakla birlikte bir miktar aşağıda tutabilme olasılığı artmaktadır. Bu da Hazine'nin karıdır.

Enflasyonun görünmeyen yüzü

Türkiye'de yıllık enflasyon kavramı, bir yıl öncesinin aynı ayıyla yapılan kıyaslamaya dayanır. Mart 2011 ile mart 2010 kıyaslaması bize TÜFE'de yüzde 3.99'luk bir artış vermektedir. Vatandaş ise, "ben daha yüksek enflasyon yaşıyorum" diye şikayet eder. Bu şikayetteki haklılık payı çok yüksektir; yüksektir, çünkü cüzdanları ilgilendiren gerçek enflasyon, yıllık ortalama orana dayalı olan enflasyondur.

Aydan aya olan yıllık kıyaslama, aradaki dalgalanmaların dikkate alınmasını önler. Oysa, son iki aylık iki dönemin, yani iki yirmi dört aydaki fiyatların ortalamasının kıyaslanmasına dayalı olan yöntem en sağlıklı veriyi ortaya koyar.

Yani, bu yılın mart ayı itibariyle geriye doğru bir yılda oluşan ortalama fiyatın, geçen yılın mart ayı itibariyle geriye doğru bir yılda oluşan ortalama fiyatla kıyaslanması, gerçek yıllık oranı gösterir. Bir başka ifadeyle, 2009 Nisan-2010 Mart dönemi ile 2010 Nisan-2011 Mart dönemi kıyaslanmalıdır. Hem zaten bu kıyaslamayı TÜİK de yapmaktadır ve bu şekilde mart ayı itibariyle bulunan yıllık oran yüzde 7.29'dur.

İşte vatandaşın yüzde 3.99'a burun kıvırmasının altında, gerçek yıllık enflasyonun yüzde 7.29 olduğu gerçeği yatmaktadır. 

TÜFE'de değişim oranları (Yüzde)    
      Ocak Şubat Mart
Aylık değişim  2010 1,85 1,45 0,58
    2011 0,41 0,73 0,42
Önceki aralık ayına 2010 1,85 3,32 3,93
göre değişim 2011 0,41 1,14 1,57
Önceki yılın aynı  2010 8,19 10,13 9,56
ayına göre değişim 2011 4,90 4,16 3,99
On iki aylık ortalamalara 2010 6,16 6,38 6,53
göre değişim  2011 8,28 7,76 7,29
Tüm yazılarını göster