Enflasyon düzeltmesine ilişkin 563 sıra no’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (563 sıra no’lu VUK-GT), 31 Ağustos 2024’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Gece gündüz çalışarak enflasyon düzeltmesini yapıp geçici vergi beyannamelerini buna göre veren mali müşavirler haklı bir serzeniş içindeler. Tartışmalar iyice alevlenmiş durumda ve özellikle şu iki noktada toplanıyor:
Hazine ve Maliye Bakanlığı, 31.12.2023 tarihli gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı 50 milyon TL’nin altında olan mükelleflerin 2024 hesap döneminin ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemleri için enflasyon düzeltmesi yapmamalarını düzenleme yetkisine sahip mi?
31.08.2024 tarihi itibarıyla 2024 hesap dönemi ikinci geçici vergi dönemine ilişkin beyannamelerini veren mükellefler, düzeltme beyannamesi vermek zorundalar mı?
VUK mük. md.298, f.A, b.8-b gereğince, Bakanlık “Mükellef veya meslek grupları ya da mükelleflerin aktif toplamları veya ciroları itibarıyla hangi tür malî tabloların; enflasyon düzeltmesine tâbi tutulup tutulmayacağını ve geçici vergi dönemlerinde düzeltilip düzeltilmeyeceğini belirlemeye,… yetkilidir.”. Nitekim, 563 sıra no’lu VUK-GT’de de (md.2), Tebliğin yasal dayanağı olarak bu düzenleme gösterilmektedir.
Ancak, VUK mük. md.298, f.A, b.8-b Anayasa’ya aykırıdır. Çünkü, enflasyon düzeltmesi, değerleme ve bu bağlamda ‘matrah’a ilişkindir; ödenecek vergi miktarını doğrudan etkilemektedir. Bakanlık da, enflasyon düzeltmesine ilişkin hükümlerin esas itibariyle ‘değerleme hükümleri’ olduğunu bizzat belirtmektedir (30.12.2023 tarih ve 555 sıra no’lu VUK-GT md.56). Dolayısıyla, VUK mük. md.298, f.A, b.8-b, mükelleflerin farklı kurallara göre matrahlarını hesaplamaları, dolayısıyla farklı vergi borcuyla yükümlenmeleri sonucunu doğurmaktadır.
Anayasa’da düzenlenen yasallık ilkesi gereğince, verginin temel unsurları ancak yasayla düzenlenebilir, değiştirilebilir, kaldırılabilir. Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik içtihatlarına göre (örneğin, K.2009/146), mükellef, matrah ve vergi miktarı, verginin temel unsurlarındandır. Yasa koyucunun temel unsurları düzenleme yetkisi inhisari olup, yürütme organına devri mümkün değildir. Kısaca, VUK mük. md.298, f.A, b.8-b hem yasallık ilkesine hem de yasama yetkisinin devri yasağına aykırıdır. Buna bağlı olarak, 563 sıra no’lu VUK-GT görev gasbı nedeniyle yoklukla maluldur.
Bu noktada, artık başka soruların ele alınmasına gerek yoktur. Çünkü, Bakanlık yetkisizdir. Mükelleflerin geçici vergi beyannamelerini ihtirazi kayıtla verip, VUK mük. md.298, f.A, b.8-b için Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunmaları ve 563 sıra no’luk VUK-GT için ise görev gaspı nedeniyle (işlem yok hükmünde olduğundan) iptal davası açmaları gerekmektedir. Ancak, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilene kadar VUK mük. md.298, f.A, b.8-b, Danıştay yasa hükmünü atlayıp iptal edene kadar da 563 sıra no’lu VUK-GT’yi yürürlüktedir Bu nedenle, diğer iki soru aşağıda ele alınmaktadır.
555 sıra no’lu VUK-GT’de (md.8), “Enflasyon düzeltmesi, kollektif, adî komandit ve adî şirketler dâhil kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri tarafından yapılır.” demektedir ve VUK mük. md.298, f.A, b.8-b çerçevesinde bunda hukuka aykırılık yoktur.
Bakanlık, 563 sıra no’lu VUK-GT (md.3) ile, “… 2024 hesap döneminin ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde (…), enflasyon düzeltmesi yapma yükümlülüğü bulunan mükelleflerden, 31/12/2023 tarihli gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı 50.000.000 TL’nin altında olanların (…) enflasyon düzeltmesi yapmaması uygun bulunmuştur.” diyerek, 555 sıra no’lu VUK-GT’nin ilgili kısmını değiştirmektedir.
Hukuka uygun idari işlemler, yapıldıkları andan itibaren ileriye etkili olacak şekilde değiştirilebilirler. Dolayısıyla, Bakanlık böyle bir değişiklik yapabilir. Tartışılması gereken nokta, bunu sekiz ay sonra yapıp yapamayacağıdır. Burada ‘birel idari işlemin değiştirilmesi’ değil, aksine ‘düzenleyici idari işlemin (/tebliğin)’ değiştirilmesi söz konusu olduğundan, Bakanlık, 563 sıra no’lu VUK-GT ile, 31.08.2024’den itibaren verilecek vergi beyannameleri bakımından geçerli olmak üzere 555 sıra no’lu VUK-GT’yi kural olarak değiştirebilir. Belirtelim ki; içeriği itibariyle 563 sıra no’lu VUK-GT tebliğ sınırlarını aşmakta, statü değişikliği yaratmaktadır, bu nedenle yönetmelik benzeri bir idari işlemdir.
563 sıra no’lu VUK-GT, halihazırda enflasyon düzeltmesi yaparak geçici vergi beyannamesini vermiş olan -31.12.2023 tarihli gelir tablosundaki brüt satışları 50.000.000 TL’nin altındaki-mükelleflerin, ‘geçici vergi beyannamelerini düzeltmeleri’ öngörülmektedir.
Tebliğ’de kastedilen VUK md.116 anlamında bir düzeltme ise, bu yanlıştır. Çünkü, yapısı gereği düzeltme, ancak düzeltme konusu idari işlem ‘hukuka aykırı’ ise söz konusu olur. Dolayısıyla, VUK anlamında düzeltme, yapıldığı anda hukuka aykırı olan tarh ve tahsil için mümkündür. Danıştay’ın yaklaşımı da bu şekildedir (3. Daire, K.1999/505). Buna karşılık, 31.08.2024 öncesinde verilen geçici vergi beyannameleri hukuka aykırı değildir.
Düzenleyici idari işlemin değiştirilmesi, düzenlemenin bir kısmının kaldırılması ve yerine yeni bir idari işlem yapılması şeklinde iki idari işlem içermektedir.
563 sıra no’lu VUK-GT; (i) bir yandan 555 sıra no’lu VUK-GT’nin kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden tüm gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin enflasyon düzeltmesine tabi olduğu düzenlemesini kaldırmakta, (ii) onun yerine sadece 31.12.2023 tarihli gelir tablosundaki brüt satışları 50.000.000 TL ve üstündekilerin enflasyon düzeltmesine tabi olması kuralını getirmektedir.
Ancak, bu arada bir idari işlem daha yaparak, 31.12.2024 öncesinde enflasyon düzeltmesine uygun şekilde geçici beyanneme verenlerin bu geçici vergi beyannamelerini değiştirmelerini öngörmekte ve bunun beyanname verme süresi içinde yapılmaması halinde vergi cezası veya gecikme cezası uygulanacağını belirtmektedir.
Bu ise, ilgili mükelleflerin bu değişikliği yapmak zorunda olup olmadığı sorusuna yol açmaktadır. Kanaatimce, enflasyon düzeltmesi çerçevesinde daha az vergi beyan eden mükellefler bakımından kazanılmış hak söz konusudur. 31.08.2024 tarihinden önce verdikleri geçici vergi beyannamelerinde değişiklik yapmaya zorlanamazlar. İdarenin, 563 sıra no’lu VUK-GT’ye bu mükellefleri koruyucu bir düzenleme eklemesi gerekirdi.
Bununla birlikte; idare bu mükellefleri incelemeye alabilir. VUK mük. md.298, f.A, geçen haftaki yazımda belirttiğim üzere, hukuki güvenlik ilkesine aykırı şekilde belirsizlik ve eksiklikler içeren bir düzenlemedir. Bu nedenle, inceleme neticesinde (ek) vergi tarhı, cezası ve gecikme faizinin ortaya çıkma ihtimali son derece yüksektir. Bu ise, hem mükellefleri hem de mükelleflerle birlikte mali müşavirlerin müşterek ve müteselsilen sorumluluğuna yol açacaktır. Bu ise daha ağır bir sonuçtur. Buna karşı tabi ki yargı yoluna gidilebilir ve VUK mük. md.298, f.A’nın hem verginin mali güçle orantılı olması ilkesine hem de hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülebilir.