Emeklilerin yüzde 45’i şiddetli maddi yoksunluk içinde

İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI ismetozkul@gmail.com

Asgari ücretin yanı sıra seçim kampanyalarının en alevli konularından birisi de emeklilerin durumu oldu. Bu tartışmalarla seçimlerin önemli aktörü haline gelen emeklilerin ekonomik koşulları, Türkiye ortalaması içinde nereye oturuyor? 

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM) yaptığı bir araştırma, bu konuya ışık tutuyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hanehalkı gelir ve yaşam koşulları araştırmasının verilerine dayanarak yapılan bu araştırma, içinde en az bir emekli bulunan haneleri temel alıyor. Dolayısıyla emeklilerin yaşadığı hanelerin emekli maaşı ve yaşlılık aylığı dışındaki gelirleri de hesaba giriyor. Tek başına emekli maaşlarına dayalı bir geçim düzeyi hesabı yapılabilseydi, kuşkusuz daha olumsuz bir manzara ortaya çıkacaktı. 

BETAM araştırmasının TÜİK verileriyle ortaya serdiği emekli manzarası şöyle: 
• Türkiye’deki hanelerin yaklaşık üçte birinde en az bir emekli bulunuyor. Nüfusun yüzde 10.3’ü emekli veya yaşlılık yardımı alıyor. 
• En az bir emeklinin yaşadığı hanelerin yüzde 14.4’ü göreli yoksulluk içinde yaşıyor. Göreli yoksulluk sınırı, Türkiye’deki tüm aileler gelirlerini göre sıralandığında en ortada yer alan gelir düzeyinin yüzde 60’ı olarak belirleniyor. Türkiye genelinde hanelerin yüzde 20.7’si göreli yoksulluk sınırı altında yaşıyor. 
• Emeklilerin yaşadığı hanelerdeki göreli yoksulluk oranı Türkiye geneline göre daha iyi bir durumda. Bunun bir nedeni, emeklilerin yaşadığı ailelere başka gelirlerin de giriyor olması ve emeklilerin önemli bir bölümünün çalışmaya devam ediyor olması. Diğer neden ise Türkiye’de asgari ücretin altında ücret uygulamasının yaygın olması. 
• Emeklisi olan aileler içinde göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgeleri. Bunun nedeni bu bölgelerdeki emeklilerin düşük ücretli çalışma hayatına bağlı olarak düşük emekli maaşı almalarının yanı sıra ailelerine giren diğer gelirlerin düşük olması. 
• En az bir emeklinin yaşadığı hanelerin yüzde 44.7’si şiddetli maddi yoksunluk çekiyor. Bu gösterge, göreli yoksulluğa göre ailelerin geçim düzeyini daha gerçekçi yansıtıyor. Barınma giderleri (kira veya konut kredisi taksidi, elektrik, doğalgaz, su faturası), yeterli ısınma, beklenmedik harcamaları karşılanması, iki günde bir et, balık ya da protein eşdeğeri gıda tüketimi, evden uzakta bir haftalık tatil masrafl arını karşılama imkanı, otomobil, çamaşır makinesi, renkli televizyon ve telefon şeklinde belirlenen 9 temel ihtiyaç kaleminden 4’ünü karşılayamayan haneler, şiddetli maddi yoksunluk içinde kabul ediliyor. Burada da emeklilerin durumu yüzde 53.1 olan Türkiye geneline ilişkin genel orana göre daha iyi. Bu durumun da nedeni yoksulluk oranındaki ile aynı. 
• Emeklilerin yaklaşık yüzde 30.6’sı bir işte çalışmaya devam ediyorlar. Bu oran kadın emekliler arasında yüzde 9.8, erkekler arasında yüzde 37 düzeyinde. Emeklilerin çalışmaya devam etmesinin bir nedeni erken emeklilik uygulaması, ikincisi emekli maaşlarının yetersiz olması. 
• Çalışmaya devam eden emeklilerin yüzde 75.7’si kayıt dışı çalıştırılıyor. Çalışmaya devam eden kadın emekliler arasında yüzde 67.8 olan kayıt dışı oranı, erkeklerde yüzde 76.4’e kadar çıkıyor. 
• Emekli maaşları arasında da ciddi bir eşitsizlik var. En düşük yüzde 20 içinde yer alam emekli maaşlarının ortalaması yüzde 311 TL olmasına karşın, en yüksek yüzde 20’nin ortalaması 1543 liraya çıkıyor. En düşük emekli maaşı 28 liraya kadar düşerken en yüksek emekli maaşı 7000 lirayı buluyor. 
• Bölgesel eşitsizlik hem emeklilikten yararlanma ölçüsünde, hem de gelir düzeyi açısından emekliliğe da yansıyor. Yoksul bölgelerde hem emeklilik imkanından yararlanabilenlerin oranı düşük, hem de ailelerine giren gelir miktarı düşük. Batı Marmara’da nüfusun yüzde 14.9’u emekli maaşı alırken, bu oran Güneydoğu’da yüzde 4’e kadar düşüyor.

Tüm yazılarını göster