Eksen kayması

İlter TURAN SİYASET PENCERESİ dunyaweb@dunya.com

Son zamanlarda dış politikamızla ilgili olarak dillendirilen "Türk dış politikasında bir eksen kayması mı var?" sorusu, geçtiğimiz hafta özel önem kazandı. İki üç gün içerisinde önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde, nükleer programını Birleşmiş Milletlerin denetimine yeterince açmaması ve nükleer silah imaline yöneldiği kuşkularını giderememesi nedeniyle, İran'a yaptırımlar uygulanması kararı alındı. Türkiye, dostluğunu yeni geliştirdiği Brezilya ile birlikte kararın aleyhinde oy kullanarak, müttefiklerinin, Rusya ve Çin'in izlediği yolun dışına çıkmış oldu. Olayın yankılanmaları devam ederken Başbakanımız; Türkiye, Suriye, Lübnan ve Ürdün arasında vizelerin kaldırılma kararı alındığını, sermayenin kolay hareket edebileceği, iktisadi işbirliğinin geliştirileceği bir çerçeve oluşturulduğunu açıkladı. Türklerin ve Arapların ayrılmazlığından, kardeşliğinden söz etti, şiirler okudu. Dışişleri bakanımız da Ortadoğu Arap İslam coğrafyasının Türkiye'nin özel ilgi alanı olduğu anlamına gelen değerlendirmeler yaptı. Söylenenler bir eksen kayması anlamına geliyor mu?

1980 sonrası Türkiye'nin ihracata dayalı bir iktisadi büyüme çizgisine yönelmesi ve dünya piyasaları için mal üretir hale gelmesinin dış politikamızda iktisadi faktörlerin ağırlığını arttırdığını, bunun yeni ilişkilere zemin oluşturduğunu, eskilerinin içeriğini değiştirdiğini evvelce de belirtmiştik. Aynı şekilde, Soğuk Savaş'ın sona ermesinin, Sovyetler'in yıkılmasının uluslararası ortamı değiştirdiğini, Türk dış politikasında bu oluşumu yansıtan değişiklikler yapıldığına işaret etmiştik. Ancak, koşullarda meydana gelen değişmelere uyum sağlamaktan öteye geçmeyen uygulamaların bir eksen kayması olduğuna ilişkin herhangi bir değerlendirmeye ihtiyaç duyulmamıştı. Eksen kayması sorusu gündemimize yeni girmeye başlamıştır.

Eksen kayması ne demektir? Dış politikamızda eksen kayması mı var sorusunu yanıtlamadan sanıyorum kavramı netleştirmekte yarar var. Dış dünya ile ilişkileri çeşitlendirmek, daha önceleri ilişkilerinizin olmadığı ya da zayıf olduğu ülkelerle bunları geliştirmek, politikanızı belirlerken iktisadi faktörlerin ağırlığını arttırmak kendi başına bir eksen kayması anlamına gelmiyor. Eksen kayması dış politikada öncelik sıralamamızın değişmesi, stratejik hedeflerimizin yeniden belirlenmesi, politikamızı belirlerken temel referans olarak aldığınız ülke ve ülke gruplarının yenilenmesi anlamına geliyor. Bu çerçeveden bakılarak bir değerlendirme yapılması lazım.

Ben bazen karmaşık ve cevaplanması zor olan soruları yanıtlamak için "Acaba uzaydan gelen birisi değişen durumu nasıl nitelerdi" diye düşünürüm. Türk dış politikasına bir uzaylı olarak baktığımda, bana bir eksen kayması var gibi gözüküyor. Zaten başbakanımız da eksen kaymasını inkar ederken aslında durumu teyit ediyor. Avrupa Birliği'ni samimiyetsiz ve iki yüzlü bulduğunu, onlar farkında olmamakla birlikte bizim onları hep sınamakta olduğumuzu ifade etti. Araplarla ilişkimizi nesnel temellere değil, kan kardeşliği, aynı vücudun parçaları olmak gibi sübjektif temellere dayandırdı, kendisi ifade etmedi ama bu ülkelerle öngördüğü işbirliği, Avrupa Birliği'ne olan taahhütlerimizi gözden geçirmemizi gerektirecek boyutları içeriyor. Uzaydan bakıldığında durum böyle. Siz dünyalılar acep ne dersiniz?

Tüm yazılarını göster