Ekonomiyi süper kahramanlar (mı) kurtaracak (?)

Ekonomi yönetimi de, yorumlaması da genellikle rakamlara, istatistiklere ve bunlara bağlı analizlere göre yapılır. Bana göre de en çok yanılma da bundan doğar. Kimi zaman tek bir örnek bile işin nereye doğru gittiğini göstermeye yetebilir. Kierkegaard’a “Dünya nasıl sona erecek” diye sorarlar. O da cevap verir. “Bir gün” der.

Ömer EKİNCİ Dönüşüm Rotası omer.ekinci@desnet.com.tr

Ekonomi yönetimi de, yorumlaması da genellikle rakamlara, istatistiklere ve bunlara bağlı analizlere göre yapılır. Bana göre de en çok yanılma da bundan doğar. Kimi zaman tek bir örnek bile işin nereye doğru gittiğini göstermeye yetebilir. Kierkegaard’a “Dünya nasıl sona erecek” diye sorarlar. O da cevap verir. “Bir gün” der.

“Tiyatronun perde arkasında bir yangın çıktı. Palyaço gelip salondakileri uyardı. Oysa bütün izleyiciler bunun bir şaka olduğunu düşünüp alkışlamaya başladı. Palyaço söylediklerini tekrarladıkça, feryat figan kendini paraladıkça onun ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu düşünüp daha da yüksek şekilde alkışlamaya devam ettiler. Bana sorarsanız dünya böyle sona erecek.

Her şeyin bir şaka olduğunu sanan insanların alkışları ve tezahüratları eşliğinde.” Eğer tiyatro yıkılmadan birkaç dakika önce o tiyatrodaki herkesi kapsayan bir anket yapsanız “Tiyatronun durumunun çok iyi olduğuna, çok eğlendiklerine” dair oy verenlerin oranı %99 çıkacaktır. Ve muhtemelen palyaçonun da deli olduğu… “Türkiye ekonomisi 2017 yılının 3. çeyreğinde yüzde 11,1 büyüyerek çift haneli büyüme rakamına ulaştı.

Yılın tamamı için beklenen büyüme oranı ise yüzde 7. Eğer bu beklenti gerçekleşirse, Türkiye, Çin’i geride bırakarak dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olabilir ama herhalükarda ilk 3’ün içerisinde yer almasına kesin gözüyle bakabiliriz.” Bu sözler Bilgi Üniversitesi’nden Ekonomist Prof. Ege Yazgan’a ait bir makaleden. 2018 yılında bunu konuştuk. Türkiye’nin çift haneli büyümesini.

Bu kadar net hatırlıyorum çünkü 2018 yılında BloombergHT kanalında bir programda “yaklaşmakta olan krizden” bahsettiğimde sunucu hanımefendi tarafından “Çift haneli büyümenin olduğu bir ülkede kriz kelimesi biraz ağır değil mi?” diyerek uyarıldığımda şaşırmıştım. “2018’in üzerine bir pandemi atlattık” diyebilirsiniz.

Büyük bir deprem felaketi atlattık diyebilirsiniz. Gerekçeler de, bahaneler de üretebiliriz. Ama hiçbirimiz Türkiye’nin bu ekonomik krize hazırlıklı, ayakları üzerinde sağlam durarak girdiğini, hazırlıklı olduğunu iddia edemeyiz. İki unsur var gelecekteki olası bir durumu topluma haber verecek olan. Biri siyaset, biri de medya.

Ancak medya da siyaset de iki yarım küre gibi ikiye ayrılmış durumda. Bir Afrikalı atasözü şöyle diyor, “Leoparın kuyruğunu tutma, tuttuysan da sakın bırakma”. Ülkenin büyük bir kısmı leoparın kuyruğunu tutmuş, bırakamıyoruz. Ekonomi yorumlarını okuyorum, izliyorum.

Tek bir söylem var: “Bakalım Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan başarabilecek mi?” O kadar kahramanlık filmleri izlemişiz, o kadar masallar okumuşuz ki iki insanın tek başına koca ülkenin ekonomisini düzelteceğine inanıyoruz. Karşı görüştekiler daha da ilginç “İki insan tek başına ekonomiyi nasıl düzeltecekler” demiyorlar da “Başaramayacaklar” diyorlar.

Tüm ülkeyi ilgilendiren ve bağlayan bir stratejik plan olmadan, her bir bireyin, her bir işletmenin sadece kendi yatırımını ve birikimini en iyi şekilde nasıl koruyacağını düşündüğü ve genelin zararına bile olsa bu mikro planı uyguladğı bir tabloda Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan ne yapsın?

Şunu derseniz hak veririm, “Bir ideal birliği, bir paydaşlık yaratılacaksa bunu da ekonomiyi ve ülkeyi yönetenler yaratacak, bize bu ideal birlikteliği fikrini hissettiremediler ise bunun kabahati biraz da onların değil mi?”. Evet, bu da işin bir diğer kısmı.

Mesela hala Mehmet Şimşek’ten ve belki yanında Hafize Gaye Erkan’dan beklediğim(iz) bir şey var. Nasıl ki pandemi döneminde Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca bilim kurulu toplantısı bitiminde kameraların karşısına geçer ve tüm ülkeyi o konuda bir ideal etrafına toplardı. Öyle ya da böyle o toplumsal psikolojiyi bu sayede, iyi iletişimle yönetti.

Ekonomi yönetimi de tüm Türkiye’nin önüne çıkmalı, bir projeksiyon sunmalı, adeta herkesin ödevlerini tek tek vermeli. Yazarken gözümde de canlandırıyorum, eminim siz de canlandırıyorsunuz. Bir saat boyunca tüm ekranlardan aynı saatte toplumun her ferdine bu plan aktarılmalı. Bir değişim, bir dönüşüm olacaksa, Türkiye bu kur-faiz-enflasyon sarmalından kurtulacaksa bu iyi bir liderlikle olacak. Bütün bir ekonomik depremin enkazını kaldırmasını iki kişiden beklersek bu hem o iki kişiye haksızlık

Tüm yazılarını göster