Ekonomiye güven duyan kalmadı

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası ile Türkiye İstatistik Kurumu, ortaklaşa oluşturdukları tüketici güven endeksinin ekim ayı sonuçlarını bir hafta kadar önce açıkladılar. Tüketici güveni, şimdiye kadarki en düşük düzeyine inmişti. İktisadi yönelim anketi ve bu kapsamda reel sektörün ekonomik gidişata ilişkin görüşleri de önceki gün Merkez Bankası tarafından açıklandı. Bu rakamlar daha yakın bir zamandaki, kasım ayındaki tabloyu ortaya koyuyor. Sürpriz yok rakamlarda, reel sektörün ekonomik kaygılarının biraz daha belirginleştiğini görüyoruz.

Ekim ayında 69.2 olan reel kesim güven endeksi kasım ayında 54.6'ya indi. Üç aylık hareketli ortalamalara göre hesaplanan ve bu yöntemle ekim ayı için 83 düzeyinde bulunan endeks ise kasımda 69.7 düzeyine geriledi.

Hep vurguladık; Merkez Bankası'nın iktisadi yönelim anketinin özeti, "sanayi dalınızdaki genel gidişat konusunda bir ay öncesine kıyasla görüşünüz nedir" sorusuna verilen yanıtta. Bir yıl önceye bakalım önce. Geçen yılın kasım ayında bu soruya yanıt verenlerin yüzde 15.4'ü bir ay önceye göre iyimser, yüzde 19.1'i kötümser olduğunu belirtmiş, iki oranın farkı da böylece negatif yüzde 3.7 düzeyinde oluşmuştu. Bu kasımda ise, bir ay önceye göre iyimser olanların oranı yüzde 2.4'e indi, kötümserlerin oranı tırmandı ve yüzde 71.4'e ulaştı, fark da negatif yüzde 69 oldu. Yani bir yılda yüzde 3.7'den, yüzde 69'a gelindi... Genel gidişattaki olumsuz seyrin yalnızca bir yıl önceye göre olmadığını da belirtelim. Örneğin, iyimser-kötümser farkı yine negatif olmak üzere ekim ayında yüzde 62 düzeyinde bulunuyordu.

Anketin detaylarına gelince... Son üç ayda üretim hacminin azaldığını söyleyenler, arttığını söyleyenlerden yüzde 43.2 daha fazla. Ekimde bu oran yüzde 22.8 düzeyindeydi. Son üç aydaki üretim böylesine dramatik bir düşüş göstermiş, peki ya gelecek üç ayın beklentisinde bir iyileşme, bir umut ışığı var mı? Ne yazık ki, yok. Gelecek üç ayda üretimin azalacağını söyleyenlerin oranı, artacağını söyleyenlerden yüzde 45 daha fazla. Bu oran, ekimde yüzde 23.8'di, yani kötümserlik neredeyse ikiye katlandı.

Üretimi kısıtlayan faktörler arasında ise talep yetersizliği giderek ön plana çıkıyor. Talep yetersizliğinin etkisi, yüzde 51.5'e kadar ulaşmış durumda. Bu oran, bir yıl önce yüzde 36.5 düzeyinde bulunuyordu.

Son üç ayda alınan toplam siparişle gelecek üç ayda beklenen sipariş miktarının da can sıkıcı oranda gerilediği dikkat çekiyor. Aynı eğilim, son üç ayda alınan ihracat siparişleri için de geçerli. 

Son dönemin en can sıkıcı konusu olan istihdamda da durum hiç parlak değil. Gelecek üç ayda istihdamını artıracağını söyleyenlerin oranı yalnızca yüzde 3.7 düzeyinde. İstihdamını azaltmak zorunda olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 52.7 ve denge rakamı negatif yüzde 49. Anlaşılan reel sektör, "herkes yanında bir kişiyi istihdam etsin" önerisine pek "sıcak bakmıyor".

Merkez Bankası'nın iktisadi yönelim anketi yenilendiği ve 2007 öncesiyle olan bağ bir anlamda koptuğu için 2001 krizi sürecindeki tabloyla karşılaştırma yapma olanağı yok. Ancak, reel sektörün ekonomiye bakışının ve gidişatın yavaş yavaş 2001'deki kaygılı dönemi andırdığını söylemek mümkün.

Tüm yazılarını göster