Ekonominin lokomotifi imalat sanayiidir

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Ekonominin, sonuç olarak büyümenin lokomotifi imalat sanayidir. İmalat sanayinin milli gelirin oluşumundaki payı yüzde 24.7'dir. Lokomotifin durumu iyi ise, milli gelirde payı yüzde 12.7 olan ticareti, yüzde 14.9 olan ulaştırma ve haberleşmeyi ve yüzde 12.0 olan mali aracı kurumları da peşinden sürükler.

İnşaatın milli gelirin oluşumundaki payı yüzde 5.7'dir. Bu nedenle 2012 yılında inşaatın büyümesinin yüzde 0.6'ya gerilemesi  büyümede büyük ölçüde olumsuz etki yaratmamıştır.

2012 yılında yatırımlara (iç kaynaklardan + cari açığı kapatmak için gelen dış kaynaklardan) milli gelirin yüzde 24.7'si kadar harcama yapıldı.

Daha çok üretmek için, katma değeri yüksek, ihracata dönük mal ve hizmet üretmek için yatırım yapılır ise, hem hızlı büyürüz, hem cari açığı kapatırız.

İnşaat yatırımı kötü değildir ama, yatırıma giden kaynakları yutuyor ise, ekonominin büyümesini engeller. İnşaatın milli gelirin oluşumuna katkısı yüzde 5.7 iken imalat sanayinin yüzde 24.4 olduğunu unutmamak gerekir. 2012 yılında toplam yatırım harcamalarının yüzde 39.3'ünü inşaat harcamaları oluşturdu. Basit anlatımıyla toplam yatırım harcamalarının yüzde 40'a yakınının yapıldığı kesimin milli gelire katkısı 5.7 oldu.
Görülüyor ki, inşaat harcamalarıyla büyümek imkânsız. İnşaat harcamasının yatırımlardan gittikçe büyük pay alması, imalat sanayine yönelik, üretime yönelik yatırım harcamalarını azaltıyor.

2013 Yılının  nerede ise yarısına geliyoruz. Teşvik  Belgelerine bakılır ise yatırım niyeti canlı. Fakat harcamalara bakılır ise gene de kaynaklar inşaat kesimine yönelmiş durumda.

Konutta stok olmasına rağmen konut yatırımları devam ediyor. Devlet kaynakları duble yollara, otoyol, köprü, tünel yatırımlarına gidiyor.

Bizim derdimiz sanayi yatırımı. Hem de ekonomik büyüklükte sanayi yatırımı. Ekonomik büyüklükte sanayi yatırımı ancak iç pazar talebi ve ihracat talebi olur ise yapılır. İşte burada önümüz kapanıyor.

Tüm yazılarını göster