Ekonomi sahipsiz kalırsa üretimdeki gerileme devam eder

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Tabii ki siyaset olacak. Tabii ki siyasiler farklı görüşleri nedeniyle birbiri ile tartışacak.

Fakat sadece siyasi tartışmalar ile günü geçiremeyiz.

Her şeyin başı üretimdir. Üretim olacak ki, insanlar iş sahibi olsun. Evlerine aş girsin. Ülke büyüsün, kalkınsın, gelişsin.

Üretim olcak ki, yaratılan gelirden devlet vergi alabilsin. Vergi gelirleri ile siyasiler ülkeye hizmet etme imkanına kavuşsun.

2014 yılına 2 olumsuz rüzgarın etkisinde girdik;

- Küresel piyasalardaki rüzgarlar, ekonomimizin yumuşak karnında sancılar yarattı. Zayıf olan bünye ateşlendi. Döviz fiyatları harekete geçti.

- Tam bu dönemde iç siyasette tansiyon şu veya bu nedenle yükseldi.

Ocak ayını işte bu iki olumsuz rüzgarın etkisinde tamamladık. Ekonomi yavaşladı.

Şubat ayına girdik.

- Döviz fiyatlarındaki yükselme tüketiciden işadamına kafaları karıştırıyor. Sadece döviz fiyatı yükselmiyor. Faiz oranları da yükseldi.

- Siyasi tansiyon sürüyor. Siyasi tansiyonun tarafları mart seçimlerine kadar ekonomiyi unutacak durumda. Bu demektir ki, şubat ve mart aylarında da ekonomi sahipsiz kalacak.

- İstikrarsızlık, ekonomide fiyatlama imkanını yok ediyor. Fiyatlama olmadan daha açık anlatım ile insanların gelecek hakkındaki bekleyişleri açıklığa kavuşmadan ekonomide hareket başlayamaz.

İşte tehlike bu noktada beliriyor. Ocak ayındaki durgunluğun  devamı yılın ilk 3 aylık döneminin kaybı demektir. Sadece o kadarla da değil. Mart seçimleri sonucu siyasi tablo değişsin değişmesin bir intikal dönemi yaşanacak. Çok büyük olasılıkla cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçim tartışmaları başlayacak.

İşte tehlike buradadır. Küresel piyasaların çalkandığı dönemde Türkiye ekonomisi sahipsiz kalamaz. Sahipsiz kalır ise üretimdeki gerileme devam eder.

 Bizim ekonomimizin bir avantajı vardır.

-Biz krize çabuk gireriz.

-Krizden çabuk çıkarız.

İyimserler bu krizin iyi yönetilmesi halinde 6 ay veya en geç 12 ayda krizden çıkabileceğimizi tahmin ediyor.

Dövizde ve faizde bugüne kadar gerçekleşen artışların devam edip etmeyeceği belli değil. Döviz ve faiz fiyatları bir yerde istikrara kavuştuktan sonra, taşların yerine oturması, yeni fiyatlamalar zaman alacak.

Ekonominin ne olduğunu, üretimin özelliğini bilenler döviz ve faiz fiyatının her gün değiştiği bir ortamda sağlıklı üretimin imkansız olduğunu da bilirler.

Gerçekçi olalım. Bu kriz tüketiciden işadamına, en az gelir sahibinden en varlıklıya herkesi etkiliyor. Herkes, belli ölçüde zarara uğrayacak. Bu olumsuz çizgiden toparlanmaya geçişin tek bir yolu var: İnsanların önlerini görmeye başlamaları, tüketimin ve yatırımın harekete geçmesi.

İşte o nedenle siyasi tansiyonun bir an önce sona erdirilmesi zorunluluğu var. Ekonomide yangın sürerken, yangını söndürecek olan siyasilerin, su hortumunu ellerine alarak yangına su sıkacak yerdesiyaseti tartışmaları yanlış oluyor. Evet… Siyaset olmadan olmaz ama, üretim olmaz ise, ekonomide sorunlar artar ise o zaman siyaset yapmaya imkan da kalmaz.

Tüm yazılarını göster