Ekonomi politikaların sorgulanması

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Uluslararası Para Fonu araştırmacıları cesur bir adım atarak uygulanmakta olan makro ekonomi politikaları tartışmaya açtı. IMF Araştırma Direktörü Olivier Blanchard önderliğinde hazırlanan çalışma küresel krizin uygulanmakta olan ekonomi politikalarda ezberleri nasıl bozduğunu anlatıyor ve çarpıcı önerilerde bulunuyor.

IMF uzmanları küresel kriz öncesindeki 20 yıllık dönemde sağlanan hızlı büyüme ve düşük enflasyonun para politikasını ekonomi politikanın merkezine oturttuğu ve maliye politikasını dışladığı tespitinde bulunuyor.

Mevcut politikalar...

1970'lerin ortalarındaki petrol şoku sonrasında yaşanan yüksek enflasyon dönemi fiyat istikrarını ekonomi politikaların merkezine oturttu. Düşük enflasyonun istikrarlı bir büyüme ortamı için en önemli unsur olduğu kabul edildi.

Enflasyonu kontrol altına almak için ana politika aracı olarak kısa dönemli faiz oranları seçildi. Enflasyon hedeflemesi rejiminde dışsal şoklar karşısında para politikasında geçici gevşemelere izin verildi. Durgunluk ile savaşmak için maliye politikasının kullanılması asgariye indirildi. Özelleştirmeler yoluyla devletin küçülmesi ve kamu borçlarının azaltılması hedeflendi.

Küresel kriz uygulamaları

Küresel kriz son yirmi yılın ezberini bozdu. Enflasyonun istikrarlı bir seyir izlemesine rağmen ekonomik aktivitede büyük dalgalanmalar yaşanabileceği görüldü. Ekonomik aktivitenin dağılımının (konut yatırımlarının yüksekliği, tüketimin fazlalığı, cari dengenin bozukluğu) milli gelirin büyümesi kadar önemli olduğu daha iyi anlaşıldı.

Enflasyonun çok düşük olmasının sert bir şok ile karşılaşıldığında para politikasının gücünü azalttığı görüldü. Büyük şoklar karşısında maliye politikasının daha etkili olabileceği ortaya çıktı.

Finansal piyasalardaki balonların ekonomi üzerinde büyük hasarlar yaratabileceği anlaşıldı. Mali sektör üzerindeki düzenlemelerin ekonomi politika aracı olarak kullanılabileceği görüldü.

IMF'nin önerileri

IMF uzmanları küresel kriz sırasında elde edilen deneyime dayanarak ekonomi politika uygulamalarında altı ana konuyu tartışmaya açtı.

(i) Enflasyon hedefinin yükseltilmesi: Küresel krize girerken gelişmis ülkelerde enflasyonun ve nominal faizlerin %2 civarında olması para politikasının etkisini sınırladı. IMF uzmanları hedeflenen enflasyonun %4 civarında olmasının ileride yaşanabilecek krizler karşısında merkez bankasının hareket alanını artırabileceğini savunuyor. Kriz karşısında para politikasının daha etkili olarak kullanılması ile borç dinamiklerinde görülen olası bozulmanın sınırlandırılması hedefleniyor.

(ii) Mali sektör konusundaki düzenlemelerin para politikasını desteklemekte kullanılması: Küresel kriz özel durumlarda politika faizlerindeki değişikliklerin piyasaları yönlendirmekte yetersiz kaldığını gösterdi. Sermaye yeterlilik oranı, likidite oranı, açık pozisyon, munzam karşılıklar, takipteki alacak karşılıkları gibi konularda yapılan düzenlemeler mali sistemin kullandığı kaldıraç büyüklüğü, risk alma iştahı, mali piyasalarda oluşan balonlara müdahale edilmesi gibi konularda daha etkili oluyor.

(iii) Enflasyon hedeflemesi yaparken döviz kuruna müdahale edilmesi: Gelişmekte olan ülke tecrübeleri enflasyon hedeflemesine rağmen döviz kuruna sınırlı müdahaleler yapılabildiğini gösterdi. Döviz kurundaki aşağı ve yukarı yönlü hareketlerin dış ticaret dengesi veya bilançolar kanalıyla vereceği zararlara karşı gelişmekte olan ülke merkez bankaları piyasalara müdahale etmeye başladı.

(iv) Piyasalara verilen likiditenin artması: Küresel kriz merkez bankalarının mali kesimin tamamına özel sektör varlıklarını teminat kabul ederek büyük çaplı kaynak sağlamasına neden oldu. Ekonomi normale döndüğünde bu kaynağın ne hızla geri alınacağı ve kamu zararını sınırlayacak önlemlerin tartışılması gerekiyor.

(v) Borç dinamiklerinin düzeltilmesi: Küresel kriz tecrübesi ağır durgunluk dönemlerinde maliye politikasının borç dinamikleri üzerinde ciddi hasar yaratabildiğini gösterdi. Bu nedenle ekonomik büyüme hızlandığında borcu yüksek olan ülkelerin faiz dışı fazla yaratarak ve veya özelleştirmelerle mali yapılarını güçlendirmeleri büyük önem taşıyor.

(vi) Yeni otomatik stabilizörler yaratılması: Durgunluk dönemlerinde genişleyici maliye politikasının devreye girmesini hızlandırmak için büyüme oranı, işsizlik gibi parametrelere bağlı olarak otomatik olarak devreye girecek ve toplumun düşük gelirli kesimlerini vergi kesintisi veya doğrudan kaynak aktarımı ile destekleyecek mekanizmaların tartşılması gerekiyor.

Tüm yazılarını göster