"Ekonomi nasıl gidiyor?"

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Bu bizim sorumuz değil, daha çok bize yöneltilen bir soru. Tanıdık eşin dostun ya da ne iş yaptığımızı öğrenenlerin en çok yönelttikleri soru bu işte:

"Siz bilirsiniz; ekonomi nasıl gidiyor? Durum, gerçekten de söylendiği gibi iyi mi, biz pek göremiyoruz da…"

Sanki biz böyle bir soruyu cevaplama konusunda çok yetkinmişiz gibi sık sık bu ve benzeri sorularla karşılaşıyoruz.

Hani yıllar yılı hep anlatılır ya, dünyanın en akıllı bilgisayarı yapılmış da, en basit soru gibi görünen "ne var, ne yok" sorusu karşısında müthiş sanılan bu bilgisayar çaresiz kalmış, bizimki de o hesap. Daha somut bir soruyla karşılaşsak vereceğimiz cevap olabilir de, "ekonomi nasıl gidiyor" sorusuna cevap bulmakta zorlanıyoruz.

Bu tür durumlarda en iyi taktik karşı soruyla atağa geçmek:

- Siz "ekonomi nasıl gidiyor, durum gerçekten iyi mi" derken hangi ekonomiyi kastediyorsunuz, vatandaş olarak kendi ekonominizi mi, ülke ekonomisini mi?

- (…)

- Bakın ikisi birbirinden çok farklı. Ülke ekonomisi iyi gidiyor olabilir, ama bu durum vatandaşa aynı ölçüde yansımayabilir. Hatta, ülke ekonomisinin iyi gidiyor olması, kimi zaman vatandaşın aleyhine gelişmeler yaşandığını gösterebilir.

- Nasıl yani?

- En basit örnek vergi. Son zamanlarda vergi oranları artırılmadı mı; içkide, sigarada. Bu artış sayesinde bütçe dengeleri daha sağlamlaştı, ancak vatandaşın harcaması arttı. Yani ülke ekonomisindeki iyileşme, vatandaşın ekonomisindeki bozulmayla sağlandı

- Evet doğru… Peki Türkiye ekonomisi gerçekten daha iyi durumda mı, en azından Avrupa ile kıyaslandığında?

- Kesinlikle öyle, ama şu da bir gerçek. Avrupa'da bazı ülkeler zor durumda, ama o ülkelerin vatandaşlarının durumu bizim vatandaşlarımızın durumundan genel olarak daha iyi.

- O nasıl oluyor?

- Burada temel ölçü kişi başına gelir. Ama o teknik bir ölçü aslında. Şunu biliyoruz ki çoğu Avrupa ülkesinin refah düzeyi, Türkiye'deki refah düzeyinin kat kat üstünde. Aramızda çok büyük fark var. O ülkelerdeki sancı da bu refah düzeyinden biraz fedakarlık yapılması istendiği için çıkıyor biraz da.

- Karışık bir konu gibi görünüyor…

- Pek değil aslında, ama vatandaş ekonomisinin nasıl gittiğini görmek için etrafınızdaki kiralık dükkan sayısının geçmişe göre artıp artmadığına da bakabilirsiniz; bu, iyi bir göstergedir.

- Doğru, kiralık dükkan sayısı son zamanlarda çok fazla artış gösterdi, hem de çok merkezi yerlerde bile…

- Öyleyse şimdi siz söyleyin, ekonomi nasıl gidiyor?

İtalya, Yunanistan, Portekiz, İrlanda ve son olarak İspanya. Ekonomideki bozulma ve geri dönülmez bir yola girilmesi, iktidarları alaşağı ediyor. İktidar partileri tarihi hezimetlere uğruyor.

Biz bu filmi görmüştük! 2001'de krizi daha hafif atlatabilme şansını yakalayabilecekken, yangına körükle gidip Cumhuriyet tarihinin en büyük krizinin ortaya çıkmasına yol açan koalisyon ortağı siyasi partiler bir sonraki seçimde değil iktidardan düşmek, Meclise bile girememek gerçeğiyle yüz yüze kalmadılar mı…

Ekonominin iktidarların altını oyan en büyük etken olduğu gerçeği hiç değişmiyor. Demokratik ülkelerden, seçim yapılabilen ülkelerden söz ediyoruz tabii ki. Hiç yıkılmayacakmış gibi görülen iktidarlar, koltuğundan hiçbir gücün kaldıramayacağı sanılan politikacılar, bir anda devrilip gidebiliyorlar.

Ekonomideki başarısızlık, tsunami gibi, önüne kattığı iktidarları ve politikacıları her dönem sürükleyip götürüyor…

Tüm yazılarını göster