Hepimiz biliyoruz; 21. yüzyılın gençleri oldukça teknolojik. Ama bir sabah uyanıp okulların son dönemdeki en yeni "öğrencisi" ChatGPT ile tanışınca, "Bu da neyin nesi?" dedik. Neydi bu ChatGPT? Okul çantasında defter, kalem yerine bir yapay zeka mı taşıyacaktık şimdi?
Şöyle hayal edin: Sınav haftası, stres dorukta. Ama bir öğrenci rahat. Neden mi? ChatGPT’ye sorması yeterli, hemen cevap geliyor. Özellikle üniversite öğrencileri, "Vay canına, neredeydin sen benim gençlik yıllarımda?" diye düşünmeden edemiyor.
Bazı okulların ilk tepkisi "Durun, bu arkadaş sınıfta yasak!" oldu. Fakat gençlerimiz yaratıcı; evde, kütüphanede, kafelerde hemen bu yeni dostlarını yanlarına aldılar. ChatGPT'yi cebinden çıkarmayan öğrenci kalmadı. Zamanla okullar da bu yeni döneme ayak uydurdu.
Yapay Zeka: Bir Dost mu, Düşman mı? Eğer bu teknoloji herkesin cebindeyse, eğitim metodlarını bu gerçekliğe göre ayarlamak gerekmez mi?
Doğruluk ve Güvenilirlik Sorunu: Piyasadaki birçok yapay zeka metin algılama aracı vaat ettiği sonuçları ne yazık ki sağlamıyor. Eğitim kurumları, bu tür algılama araçlarına yatırım yapmak yerine, yapay zeka etiği konusunda öğrencilere rehberlik etmeyi düşünebilirler.
Yapay Zeka ile Barışmak: Teknoloji dünyasındaki hızlı ilerlemelerle, yapay zekanın potansiyeli de artıyor. Öğrencilere bu araçların sadece "kopya" amacıyla değil, gerçek anlamda bilgi edinme, sorgulama ve araştırma amacıyla nasıl kullanılacağı öğretilebilir.
Yenilikçi Yaklaşım ve Uyum: Düşünün, eğitimde yeni bir çağın kapısındayız. Bu değişime direnmek yerine, onu kucaklamalı ve eğitimdeki potansiyelini maksimuma çıkarmalıyız.
Peki eğitimciler ne düşünüyor? ChatGPT'nin sınıf içindeki etkisi konusunda endişeli. "Madem her öğrenci bu araçla ödevini yapacak, neden bu tür ödevleri verelim ki?" dediklerini duyar gibiyim. Ve haklılar da; ChatGPT’nin varlığı öğretim metodlarımızı yeniden gözden geçirmemiz için bir fırsat.
Şimdi yanlış anlamayın, ChatGPT ve benzeri yapay zeka araçlarına hayranım. Ancak unutulmamalı ki, teknolojiyi her şeyin, -özellikle düşüncenin- üstünde görmek, dozu kaçtığında tehlikeli bir seçime dönüşebilir . Yapay zekanın sunduğu bu kolaylıklar, kısa vadede bize avantaj sağlasa da, uzun vadede kendi düşüncelerimizi, fikirlerimizi ve yaratıcılığımızı geliştirmemize engel olabilir.
Hayat içinde, bir konu hakkında düşündüğümüzde, özgün fikirler ürettiğimizde beynimizi geliştiriyoruz. Bunu, beyin için bir spor gibi düşünebiliriz. Eğer her seferinde yapay zekaya başvurup, onun cevapları ile bir yol haritası çizersek, kendi düşünce kapasitemizi yavaş yavaş kaybedebiliriz. Yani, ChatGPT'nin sunduğu cevapları, bir rehber olarak kullanıp üzerine kendi yorumlarımızı, fikirlerimizi katmalıyız. Sonuçta, bir şair ne kadar iyi bir sözlük kullanırsa kullansın, onun duygularını, deneyimlerini ve iç dünyasını anlatacak olan kelimeleri ve cümleleri o seçmelidir.
Bunu basit bir örnekle açıklayalım: En sevdiğiniz yemekleri düşünün. İster bir yemek tarifi uygulaması, isterse bir aşçının yazdığı bir kitap olsun; takip edebilirsiniz. Ama o yemeğe kendi dokunuşunuzu, kendi özel baharatınızı eklediğinizde işte o zaman gerçekten "sizin" olur. ChatGPT de işte bu yemek kitabı gibi. Onun tariflerini takip edebilir, ama en lezzetli sonucu almak için kendi özgün malzemelerinizi eklemelisiniz.
Başka bir bakış açısıyla, ChatGPT’yi, yeni sınıf arkadaşımızı yakından tanımaya çalışmak da kötü bir fikir değil gibi, ne dersiniz? Yapay zeka ile üretilen metinleri eleştirmek yerine, aslında bu arkadaşımızın neleri iyi yaptığını keşfedelim. İnanın bana, onunla geçirdiğiniz vakit sizi şaşırtabilir.
Hayatımızdaki teknolojik yeniliklere ayak uydurmalıyız, evet; ancak bu yeniliklerin bizi ne kadar şekillendireceğini, bizim kontrolümüzde olmalı. ChatGPT ve benzeri yapay zeka araçlarına olan hayranlığımızı, kendi özgünlüğümüzü ve yaratıcılığımızı kaybetmemek için dengeli bir şekilde sürdürelim. Teknolojiyle barışık olalım ama kendi düşüncelerimizi, fikirlerimizi ve yaratıcılığımızı asla gölgede bırakmayalım. Sonuçta, en değerli ve özgün bilgi, kendi içimizde yatanlardır.
Yeni dönemde öğrencilere, öğretmenlere ve tabii ki ChatGPT'ye başarılar diliyorum. Unutmayın, teknoloji ile barışık olmak, onunla doğru bir ilişki kurmak demektir. Ve bu ilişki, öğrencilerimizin gelecekteki başarılarına katkıda bulunacaktır. Öyleyse, yeni arkadaşımızla tanışma zamanı! Hem kim bilir, belki bir gün "Benim en iyi arkadaşım bir yapay zeka" diyeceğiniz anlar yaşarsınız!