Eğitimde mikrofinans ve özel sektör desteği

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Son 60 yılda yapılan eğitim yatırımlarına rağmen, bugün dünya genelinde okuma, yazma gibi temel becerilere sahip olmayan çocuk sayısı 250 milyona ulaşıyor.
Herhangi bir okula kayıtlı olmayan çocuk sayısı ise 61 milyon.
Bu sayıların bu derece yüksek olmasının başlıca nedenleri arasında fakirlik olduğu kadar, yetersiz yönetimler de var.
Eğitime yatırımın, toplumsal gelişmeye yapılan en önemli yatırımlardan biri olduğuna inanan Sabancı Topluluğu, bugüne kadar eğitime toplam 2 milyar TL'nin üzerinde yatırım yaptı.

"Eğitime verilen desteği parayla ölçmek mümkün değil. Yaptığımız işlerin kimlere dokunduğunu, toplumsal gelişime ne fayda yarattığını ölçü alıyoruz. Verdiğimiz desteğin sonuçlarına paha biçilmez" yorumlarını yapan Sabancı Holding Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, "İnsan haklarının temelinde eğitim var, çünkü toplumsal gelişme, bireyin gelişimine bağlı. Bireyin gelişimi de eğitimle mümkün" diyor.
Tüm dünyada toplumsal sorunların çözümünün, güç birliği ve küresel düşünmeyi gerektirdiğini kaydeden Güler Sabancı, eğitime destek konusunda özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve devlet arasında kurulacak işbirliklerinin önemini vurguluyor.

Sabancı, "Bugüne kadar okul yapmak, gençlere burs vermek üzerine kurulu olan eğitim için hayırseverlik yaklaşımı kapsamında, yeni çözümlerin gündeme geldiğini görüyoruz" yorumunu yapıyor.
Sabancı Vakfı Filantropi Seminerleri kapsamında gerçekleştirilen "Eğitim için Hayırseverlik:Yeni Çözümler" seminerinde de eğitim alanında dikkat çeken bu yeni yaklaşımlar masaya yatırıldı.

Seminerin konuşmacıları Al Jisr adlı sivil toplum kuruluşunun kurucusu M'hammed Abbad Andaloussi ile İnovasyon, Kalkınma, İlerleme Vakfı (IDP-Innovation Development Progress) kurucusu Irene Pritzker idi.
Eğitimde mikrofinans ve özel sektör işbirliğini gündeme getiren bu iki ismin savunduğu yeni yaklaşımlara yakından bakalım:

Mikrofinans kaynaklı ucuz özel okullar

Fakirlikle mücadelede en önemli anahtarlardan biri eğitim olmasına rağmen, hükümetler ve kalkınma ajansları eğitim talebini karşılamakta her zaman etkili olamıyorlar. Gelişmekte olan ülkelerde, tüm çocukların eğitim sistemine dahil olabilmesi için, geleneksel devlet eğitimi çerçevesinden çıkmak ve özel sektörü devreye sokmak gümdeme geliyor.

Özellikle Gana'da fakir halkın eğitim konusunda yaşadığı zorluklar, eğitime ulaşımda farklı bir uygulamayı devreye sokuyor. Gana'da devletin sağladığı eğitim sisteminin yetersizliği, ucuz özel okulların gelişmesine neden oluyor. Bu okullar en düşük gelirli ailelerin eğitim talebine cevap veriyor ve tabii ki devletten hiç bir yardım almıyor. Dünya Bankası yan kuruluşu IFC rakamlarına göre 2008-2010 yılları arasında düşük ücretli özel okullar yüzde 26 büyüdü. Devlet okullarının aynı dönemdeki büyüme oranı ise yüzde 9.

2008 yılında kurulan sivil toplum kuruluşu IDP, Gana'daki düşük ücretli özel okulların gelişmesi ve eğitim kalitesinin artırılması amacıyla "Okul Kalkınma Programı" adı altında mikrofinansa dayalı bir uygulama yürütüyor. Para yardımı yerine, sürdürülebilir programların etkili olabileceğini söyleyen IDP kurucusu İrene Pritzker, dünyadaki en büyük sorunların eğitimle çözüleceğine inanan bir isim. "Eğitim bir insan hakkıdır ve bir emtia olarak görülmemelidir. Dünya genelinde eğitimin yaygınlaştırılması ve kalitesinin artırılması için milyarlarca yrdım yapılıyor. Fakat bu yardımların sonucu ortada. Dünya genelinde okuma yazma bilmeyen çocukların sayısı 250 milyona ulaşıyor. Dolayısıyla sürdürülebilir çözümlere ihtiyacımız var" diyen Pritzker, Okul Kalkınma Programı'nı şöyle anlatıyor: "Gana'daki düşük ücretli özel okullarda elektrik, havalandırma yok. Çocukların hiç kitabı yok. Öğretmenlerin çok büyük bir bölümü eğitimsiz. Fakat fakir aileler çocuklarını sadece bu okullara gönderebiliyorlar. Hükümet bu okulların büyümesini engellemek istese de, buradaki çocuklara alternatif sağlamakta yetersiz kalıyor. Biz Okul Kalkınma Programı'na 27 bin çocuğa eğitim imkanı sağlayan 105 okul ile başladık. Ekonomik olarak en düşük gelir seviyesine sahip çocuklara hizmet veren okullarda mikrofinansa dayalı bir model geliştirdik. Program, yoksul bölgelerdeki okullar için kendi kendini idame edebilir hale geldi. Amacımız bu modelin dünyadaki başka gelişmekte olan ülkelerde de uygulanabilmesi. Projenin mali ortağı şimdiden bin 200 okulu daha programa almak için çalışmalara başladı."

Eğitim ile iş dünyası arasında köprü

Arapça'da "köprü" anlamına gelen Al Jisr isimli sivil toplum kuruluşunun kurucusu olan M'hammed Abbad Andaloussi ise eğitim kalitesini artırabilmek için özel sektörü harekete geçirerek, şirketlerin okullara maddi ve teknik açıdan destek vermelerini amaçlıyor. 2015 yılına kadar 500 okula destek vermeyi planlayan Al Jisr projesi kapsamında, Fas'ta okuldan mezun olan gençlerin iş hayatına hazırlanması ve özel sektörün eleman ihtiyacının karşılaması hedefleniyor. Andaloussi projeye yönelik şunları söylüyor: "Fas'ta hükümet bütçenin yüzde 27'sini eğitime ayırıyor. Bu çok önemli bir miktar; ama başarılı olamıyorlar, çünkü yönetim yanlış. Eğitim seviyesindeki düşük kalitenin temel nedenleri arasında, kaliteli insan kaynaklarının olmamasının yanı sıra, yaratıcılığın, girişimciliğin desteklenmemesi de var. 'Hızlı gitmek istiyorsan yanlız git, uzağa gitmek istiyorsan, diğerleri ile birlikte git' diye bir söz vardır. Ülkenin başarılı olması, rekabet gücüne sahip olması ve gençlerin geleceğe umutla bakabilmesi için iş dünyası ile eğitim dünyasının bir araya gelmesi gerekiyor.

Bu sürecin sonucunda iş dünyasının imajı da son derece olumlu yönde değişecek. Şirketler ülkenin istikrarına çok önemli katkı sağlamış olacaklar. Sonuçta, umut yaratmak zorundayız. Nasıl yemeden, içmeden yaşayamıyorsak, umutsuz da yaşayamayız."

İyi eğitimin sırrı

Bu arada Andaloussi, McKinsey tarafından gerçekleştirilen "Dünyanın en iyi 25 eğitim sisteminin sırrı" araştırmasını da hatırlatıyor. Bu araştırmaya göre eğitim sisteminin kaliteli olması için vazgeçilmez olan üç temel unsur şöyle sıralanıyor: 1. Öğretmen seçimi; 2. Öğretmen eğitimi; 3. Öğretmenin motivasyonu.
Sonuçta tüm dünyada örneklerini gördüğümüz gibi, eğitim kalitesini artırmak sadece okul inşaa etmekle olmuyor. Eğitim sistemlerinin gelişmesi, modernleşmesi, değişen dünyaya uyum sağlaması gerekiyor.

İş dünyası liderlerinin eğitime yatırım yaparak, geleceğe yatırım yaptıklarını görmeleri; eğitimcilerin doğru seçimi ve eğitimi de çok büyük önem taşıyor.
Ganalı eğitimcilerin dediği gibi: "Eğitim pahalı diye düşünüyorsanız, cehaleti deneyin.. Bir çocuğu eğitirseniz, tüm ulusu eğitirsiniz.."

Tüm yazılarını göster