Eczacıbaşı'nın uyarısı

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Kendinle baş edebilme özgüveni olmayanlar, yaptıkları işlerin "olumlu" yanlarını alabildiğine abartır; "olumsuzluklarını" da kutsal şallarla gizlemek için ellerinden geleni arkalarına bırakmazlar. Hayatın öz gerçeğini kendi gerçeklerinin arkasında gizleme olgusu, söylentilerle dar çevrelerde, medya aracılığıyla kitlelere yaygınlaşınca "efsane yaratmak" için uygun ortam da hazır hale gelir.

Rekabet üstünlüğü yaratmada insan unsurunun önemini anlatan kitabında Jeffrey Prfeffer, "…yanlış kahramanlar yaratılmasının nedeni, insan davranışları konusunda yanlış, amaçlarımız açısından yanlış kuramlara önem verilmesidir. İnsanın doğası konusundaki görüşlerimizi yönlendiren varsayımlar, modellerimiz ve kurumlarımız davranışlarımızı yönlendirir. Bu, hem insan doğasını şekillendirme hem de potansiyel kullanma açısından önem taşır. İnsanlar kuramların onlardan beklediği gibi davranıyor" saptamasını yapar.

Toplum olarak kuramı küçümseyen bir kültürel arka plana sahibiz. Bu düşünce yapısı bizi, orta ve uzun vadeli planlar yapma, bir dizi ilke ve kurala göre hareket etme yerine, günü ve görüntüyü kurtarmaya daha çok önem verme noktasına götürür. Belli ekonomik güce erişmiş birçok patron, şirketlerin profesyonel yöneticileri, etkin ve yetkin sivil toplum örgütlerinin seçilmiş başkanları kendilerine yöneltilen eleştirilerden hiç hoşlanmazlar. Ayrıntı özeni olan, gelişmeleri yaratan dinamikleri açıklayan aykırı soru sorabilenleri hızla sistem dışına çıkarabilmek için ellerinden geleni arkalarına koymazlar.

"Büyümenin nasıl olduğu önemli"

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı'nın 13 Eylül 2009 günü Habertürk Gazetesi Ekonomi Bölümü'nde Meltem Ersoy ile yaptığı söyleşi, eleştirel bakış açısından önemli bir çıkıştı. Önemi, Eczacıbaşı'nın konumundan ve kişiliğinden kaynaklanıyordu: Birincisi, ekonominin kalbinde yer alan bir ailenin üçüncü kuşak yöneticisi olması idi. Bu, yaklaşık yüzyıla yakın birikimi yansıtması anlamına geliyordu. İkincisi, kimsenin "…eli taşın altında değil" diyemeyeceği bir konumda idi. Üçüncüsü, kamuoyunun yakından izlediği gibi, işini iyi bilen, yakından izleyen, analiz yeteneği yüksek, görüntüden çok öze önem veren kimlik ve kişiliğini kanıtlamış biri olmasıydı.

Eczacıbaşı diyordu ki:

"Büyümenin nasıl olduğu çok önemli, bugüne kadar çok yanlış büyüdük. Büyümemiz sanayide kapasite yaratan bir büyüme olmadı. İthalata dayalı oldu. Bu tür büyüme Türkiye için yararlı değil. Beklentim, krizden sonra yeni bir döneme geçilmesi ve ihracatın büyümenin motoru haline gelmesi"

Krizin fırsatları vardır

Her kriz gibi, içinden geçilen büyük kriz de, "fiyat-maliyet= ekonomik değer> rakibin ekonomik değeri" formülünü işletemeyen işyerlerini eleyecektir. Bu eleme, piyasanın vahşi dönüşümüne bırakılmaz da, toplumun gelişme düzeyini ve uluslar arası ağlarla bağlantılarını dikkate alarak yönlendirilebilirse, ekonominin bünyesi sağlamlaşır. Böyle ayıklama sürecinden korkmak yerine, onu yönetmek önemlidir.

Eczacıbaşı'nın uyarısı da tam bu noktada anlam kazanıyor: Diyor ki, krizin yaratacağı yeni dünya düzeni içinde doğru bir konumlanma yapalım. Konu seçiminden yer seçimine; iş süreçlerinden, işgücü profillerine; alışkanlıkla yönetimden, analizle yönetime; ilkesiz gizlikten faaliyet sonuçlarını açık tartışmalarla değerlendirmeye vb. bir dizi "yeni yaklaşımla" ithalata bağımlı bir büyüme yerine, kapasite yaratan, insan ve sermaye kaynaklarımızı daha etkin kullanan bir yaklaşım içinde olalım.

Türkiye turizmcilerinden makine-imalatçılarına, seramik sektöründen mobilya üretimine bu konularda içiten içe de hazırlanıyor. Önemli olan, somutlaşmış olan ortak diğerlerimiz arkasına, başta siyasette olmak üzere güçlü bir ortak iradenin konabilmesidir. Eğer bu başarılabilirse, ortak çıkarlarımız üzerinde rahat birleşebilir; ortak projeleri hızla üretebilir; işlemeyen kuruları yeniden yapılandırabilir ya da yeni kurumlar oluşturarak "sağlıklı büyümenin sürdürülebilirliğini" güven altına alabiliriz.

Doğru çağrılara kulak vermek, kriz fırsatlarından yararlanmanın ilk adımıdır.

Tüm yazılarını göster