Düşük faiz ortamında ne yapmalı?

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Küresel piyasalarda ucuz finansman imkanının artması ve ekonomik büyümedeki yavaşlama 2012 yılında gelişmekte ülkelerde faiz oranlarının tarihsel olarak en düşük seviyelere inmesine neden oldu. Fitch'in not artırımıyla yatırım yapılabilir ülke konumuna yükselen Türkiye küresel dalgadan en çok yararlanan ülkelerden birisi oldu.

Kısa vadeli mevduat yaparak yüksek reel faiz almaya alışık yüksek tasarruf sahibinin sudan çıkmış balığa döndüğü bu "yeni normal" dönemde yatırımcıların izleyebileceği üç temel strateji var.

(i)Faiz oranlarındaki düşüşün geçici olduğuna güvenerek kısa vadede kalmaya devam etmek. (ii) Genişleyici para politikalarının eninde sonunda enflasyonu artıracağı endişesiyle düşük riskli reel getiri sağlayan varlıklara yönelmek. (iii) Riskli varlıkara yönelerek getirileri artırmaya çalışmak.

Her biri kendisine özel risk ve fırsatlar içeren bu stratejileri sırayla inceleyelim.

(i)Faiz oranlarındaki düşüşün geçici olduğuna güvenerek kısa vadede kalmaya devam etmek: Yüksek servet sahibi bireyler ve şirketler kısa vadeli mevduatta kalarak düşük riskle göreceli yüksek getiri elde etmeye alışıklar. Geçmiş  20 yıldır iyi sonuç veren bu stratejiden kısa vadede vaz geçilmesi kolay değil. Ancak önümüzdeki dönemin geçmişten çok farklı olacağının altını çizelim. Uzun yıllar sürecek bir düşük faiz dönemi ile karşı karşıyayız. Bu süreci kısa vadede kalarak geçirmek demek servetinizin küçük bir kısmının  reel olarak erimesi demek.

 (ii) Genişleyici para politikalarının eninde sonunda enflasyonu artıracağı endişesiyle düşük riskli  reel getiri sağlayan varlıklara yönelmek:

20. yüzyıl ekonomi tarihi genişleyici para politikalarının kısa vadede finansal varlık değerlerinde artışa orta ve uzun vadede ise mal fiyatlarında enflasyona yol açacağını gösteriyor. Gelişmiş ülke merkez bankalarının bilançolarının bir kaç katına yükseldiği mevcut balonun da eninde sonunda enflasyonu artıracağına inanan yatırımcılar TÜFE'ye endeksli devlet kağıtlarına yatırım yaparak servetlerini reel olarak  koruyabilirler.

(iii) Riskli varlıklara yönelerek getirileri artırmaya çalışmak:

Risk getiri tercihlerine bağlı olarak yatırımcılar kısa vadeli düşük faizli yatırım araçlarından uzun vadeli ve daha yüksek riskli araçlara geçebilirler. Gayrı menkul, petrol, altın gibi reel varlıklardan şirket tahvillerine ve hise senetlerine uzanan geniş bir alana yayılan bu yatırım araçlarının her birinin kendine ait riskleri ve fırsatları var. Bu alandaki tercihlerin kulaktan dolma şekilde değil uzmanlara danışarak yapılması şart.
 
Toparlayacak olursak borç krizinden çıkmak için tasarruf sahibinden borç sahibine servet transferi yapılan uzun soluklu bir konjonktürle karşıyayız.  Bu yeni dönemde tasarruf sahibinin yatırımlarını daha bilinçli yapması ve profesyonel destek alması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde Dimyat'a prince giderken evdeki bulgurdan olunabilir.

Tüm yazılarını göster