Düşük faiz ortamına alışmak

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

 
Küresel piyasalarda yeni bir kriz ihtimali azalıyor. ABD ve Çin ekonomilerinden gelen görece güçlü PMI verileri küresel durgunluk endişelerini rahatlattı. Avrupa yüksek borç, rekor işsizlik ve durgunluk sarmalından halen çıkamadı. Ancak Merkez Bankası'nın yaptığı atak sonrasında Avrupa'nın yeni bir krize girme ihtimali oldukça azaldı. Avrupa Birliği artan  toplumsal baskıya rağmen reform programını sürdüren Yunanistan'a hedeflerini tutturması için ek süre tanıdı.
Söz konusu gelişmeler küresel büyümenin güçlü olduğu eski güzel günlere geri döneceğimiz anlamına gelmiyor. ABD, Avrupa ve Japonya'da kamunun ve hane halkının borcunun aşırı yüksek olması daha uzun süre küresel büyümeyi baskılayacak.
Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası uzmanları tarafından yapılan çalışmalara göre borç krizlerinden kaynaklanan durgunluk dönemlerinden çıkış 5-7 yıl gibi  uzun bir süre alıyor. Avro Bölgesi gibi yapısal sorunların olduğu bir ekonomilerde durgunluktan çıkış daha da uzun sürüyor. Küresel krizin başlangıcı olarak 2008 yılını alırsak en azından 2015'e kadar sürecek bir yavaş büyüme dönemi ile karşı karşıyayız.
Durgunluktan kalıcı olarak çıkmak ve büyümeyi hızlandırmak için nasıl politikalar izlenmesi gerektiği konusunda görüş birliği yok. Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası uzmanları Ekim ayında yayınladıkları Dünya Ekonomisinin Görünümü raporunda daraltıcı maliye politikalarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisini gerçekte olduğundan daha düşük tahmin ettiklerini itiraf ettiler.
ABD ekonomisinde 2013 başında otomatik olarak devreye girecek olan vergilerdeki artış ve harcamalardaki azalma konusunda Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasındaki pazarlıklar devam ediyor. Cumhuriyetçiler harcamaların kısılması gerektiğini savunurken demokratlar yüksek gelirli kesimden alınan vergilerin artırılmasını savunuyor.
Fransa, İtalya ve İspanya gibi ülkeler küresel krizin patlak verdiği ilk günden itibaren mali tedbirlerin kendi kendini besleyen bir kısır döngüye yol açarak durgunluktan çıkışı zorlaştırdığını savunuyorlar. Almanya'nın başı çektiği kuzey Avrupa ülkeleri ise genişleyici maliye politikasıyla durgunluktan çıkılamayacağı görüşünü koruyorlar. 
Geriye üzerinde göreceli olarak uzlaşılan tek çözüm olarak genişleyici para politikasına devam etmek kaldı. ABD, İngiltere, Japonya ve  Avrupa merkez bankaları faiz oranlarını tarihsel olarak dip seviyelere çekerek ve bilançolarını büyüterek küresel krizin ekonomilerine verdiği zararı onarmaya çalıştı. Kamu otoritesi regülasyonlarda yaptığı değişikliklerle bankacılık kesimi ve emeklilik fonlarının devlet tahviline olan talebini artırma yoluna gitti. Dünya ekonomisinin durgunluğa girmemesi ve gelişmiş ülkelerdeki borç sorunun küresel mali krize dönüşmemesi bu sayede oldu.
Böyle gelmiş, böyle gidermi sorusuna cevabımız evet.  Gelişmiş ülke merkez bankaları  yüksek borç ve durgunluk sarmalından çıkabilmek için genişleyici para politikası ve finansal baskılamaya devam etmek zorundalar. Bu nedenle en az 2015 yılına kadar küresel piyasalarda faiz oranlarının düşük kalmaya devam etmesini bekliyoruz. 
Bize ayrılan yerin sonuna geldiğimiz için düşük faiz ortamında yatırımcıların nasıl bir strateji izlemesi gerektiği konusu haftaya kaldı. 

Tüm yazılarını göster