Durgunluğu aşmak kolay olmayacak

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Kapasite kullanımı ve sanayi üretimine ilişkin veriler, umut verici geldi; önceki aylara göre bir kıpırdanma gözleniyordu. Sonra yatırım eğilimine baktık, teşvik belgesine bağlanan yatırımların üç ayda geçen yılın yarısı düzeyine indiğini görünce bu kez kaygı duyar olduk. Bir başka veri, işadamlarının şirket kurmaktan adeta köşe bucak kaçtıklarını, ilk dört ayda geçen yılın aynı dönemine göre üçte bire yakın azalma olduğunu ortaya koydu. Bunlar gerçekleşen somut rakamlardı. Bir de bazı değerlendirmeler, yorumlar vardı ki bunların da mutlaka dikkate alınması, ciddiyetle değerlendirilmesi gerekiyordu.

Merkez Bankası, yine uyarı görevini yerine getirdi. Başkan Durmuş Yılmaz, küresel krizin kısa sürede sona erebileceğine dönük söylemlere ihtiyatla yaklaşılması gerektiğinin altını çizdi. Yılmaz belli ki, daha önce de dile getirdiği bu görüşü bir kez daha ifade etmekten kendini alamamıştı. Çünkü, son dönemde krizin tümüyle geride kaldığına dönük bir takım söylemlerin arttığı gözleniyordu. Kuşkusuz krizde tepe noktalarından aşağılara doğru inilmişti ama, dip noktanın görüldüğü tartışmalıydı, belki daha da önemlisi bu dipte ne kadar süreyle kalınacağı belli değildi. Merkez Bankası Başkanı, dipten çıkış konusunda örtülü bir ipucu sayılabilecek bir zaman da vermedi değil. Aslında bu görüş de pek yeni sayılmaz. Yılmaz'a göre, Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte göreli olarak istikrar kazanacak, son çeyrekte de büyümede pozitif rakamlar görülebilecek. Bu cümleyi tersinden okursak, ekonomi ilk üç çeyrekte daralacak, Merkez Bankası Başkanı bir anlamda bunu söylüyor. Zaten beklentiler de bu yönde.

Ekonominin ilk çeyrekte yüzde 12-13 dolayında küçüleceği bekleniyordu. Sanayi üretiminde martta ortaya çıkan toparlanma bu oranı biraz aşağı çekebilirdi belki ama, yüzde 10'un altında bir oran gerçekleşmesi sürpriz olacağa benziyor. Bu yılki büyümenin giderek olumluya dönecek olması, büyük ölçüde geçen yılın baz etkisi yaratacak düzeyine bağlı. Türkiye ekonomisi geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 7.3 büyüdü, ikinci ve üçüncü çeyreklerde yüzde 2.8 ve yüzde 1.2 büyüme gerçekleşti. Ekonomi, son çeyrekte ise yüzde 6.2 daraldı.

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın büyümeye ilişkin bir oran vermemesi doğal. Yılmaz, yalnızca hangi dönemlerde nasıl bir performans izlenebileceğine ilişkin tahminini dile getirmekle yetindi.

Başka kurumlar ise tahminlerini açıkça dile getiriyorlar. Bir süre önce TÜSİAD ilk çeyreğe ilişkin tahminini yüzde 13 küçülme olarak açıkladı. İlk çeyrekteki küçülmenin yüzde 12-13 düzeyinde olabileceğini biz de bu köşede 1 Nisan'da yazmıştık. Büyümeye ilişkin son tahmin Uluslararası Finansman Enstitüsü'nden (IIF) geldi. Türkiye ekonomisinin yılın tümündeki büyüme performansına ilişkin tahminini biraz daha aşağı çeken Enstitüsü, ilk çeyrekteki küçülmenin yüzde 9-10 dolayında olabileceğini, yıllık küçülmenin ise yüzde 7.5 düzeyinde tahmin edildiğini açıkladı.

Ekonomik kriz, tabana inildikten sonra uzun sürecek bir dalgalanmaya sahne olacak. Hiç kimse dümdüz yol alacağımız bir U tabanı ve hızlı bir çıkış beklememeli. Buna hazır olmak durumundayız. 

Tüm yazılarını göster