Dünyanın hali

Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

Biraz geniş bakalım. Yaşanan dalga ilk globalleşme dalgası değildi. İlk globalleşme dalgası 1870-1914 arasında gerçekleşmişti ve 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla sona erdiği söylenebilir. Bu dönem o derece "zengin" bir dönemdi ki Avrupa sosyal tarihinin, Osmanlı'yı ve Türkiye'yi de son tahlilde epeyice etkileyen, tüm modern akımlarının zaman içindeki yurdu oldu. Marksist ve marksist olmayan sosyalizmler, anarşizmin değişik versiyonları ve Avrupa'yı saran ve Amerikalar'ı da etkileyen anarşist eylemleri, Rus narodnizmi, bolşevizm, milliyetçiliklerin yayılması ve ulus-devlet oluşumunun hızlanması, İtalyan ve Alman muhazakar devrimlerine ve sonunda faşizme götüren düşünce ve eylemlerin tohum halinde ilk versiyonları, koloniyalizmin emperyalizme dönüşümü ve tüm bu olguların ekonomik bağlantı ve dayanaklarıyla beraber oldukça parlak analizlere tabi tutulmaları hep o dönemde oldu. Aslında iki dünya savaşı arasındaki döneme hem birinci savaşta hesapların tam görülememiş oluşundan, hem Versailles Anlaşması'yla yerleştirilmek istenen düzenin İkinci Dünya Savaşı'nın tohumlarını taşıyor olmasından -bu noktayı herhalde Keynes'in 1923 tarihli Barışın Ekonomik Sonuçları (The Economic Consequences of the Peace) adlı broşüründen daha net ve daha önce gören ve gösteren yoktur- hem de Sovyetler Birliği'nin varlığından dolayı bir ara dönem (interregnum) demek mümkün. Bu dönem aslında Alman hiperenflasyonu ve sonrasında 1929 kriziyle beraber sona erdi. Fiili sona eriş İkinci Dünya Savaşı'yla birlikte oldu ve Birinci Dünya Savaşı sonrası yerleştirilmek istenen uluslararası ekonomik ve siyasi düzenin yeni versiyonu da 1945 sonrası Bretton-Woods, yeni finansal mimari, Marshall planı, Dünya Bankası ve IMF'nin oynadığı önemli rolle vb. yerleşebildi.

1902 tarihli Hobson (Emperyalizm) -tam da genç Churchill'in tarihte ilk defa boy gösterdiği son Boer savaşının ertesine denk geliyor- ve 1910 tarihli Hilferding (Finans Kapital) çalışmaları Kautsky, Luxembourg, Lenin ve Buharin'in çalışmalarıyla -ve birbirleriyle tartışmalarıyla- birleşerek 1917 Rus Devrimi sonrası çok büyük önem kazandı. İlk globalleşme dalgasının sonu, ayrıca, hem pratikte, hem sosyal bilimlerin önemli bir bölümünde, neredeyse 50-60 yıl boyunca evrensel bir geçerlilik kazanan emperyalizm terimine, teorisine(lerine) ve bu terimin çeşitli milliyetçiliklerle eklemlenerek bir tür sol milliyetçi damarın oluşumunda rol oynamasına yol açtı. Çok kabaca üçüncü dünyacılığın oluşumu 1960'larda hayli flu ve pek de iyi belirlenmemiş halde duran bir emperyalizm kuramına, ve dolayısıyla eşit derecede flu ve fazla geniş bir anti-emperyalizm ortak paydasına dayanıyordu.

Ne İtalyan faşizmini, ne Alman Nazizmi'ni, ne de Sovyetler Birliği deneyini tarihsel olarak önemsizleştirmek -hiçbir manada- niyetim değil; zaten kimsenin haddi de olamaz. Dolayısıyla popüler bir manada okununca bu kadar önemli olayların bir ara döneme (interregnum) indirgenmesi biraz hafif görünebilir. Oysa bu siyaset teorisi ve siyasi tarih açısından gayet doğal. İçerdiği dönemin siyasi ve sosyal olayları 1918-1945 aralığına göre, en azından Avrupa merkezini odak alarak bakınca, çok daha önemsiz görülen ve olan 1971-2007 dönemini de eşit derecede sonuçları olan ve birincisine yakın önemde bir ara dönem olarak görmek biraz aşırı bir iddia da sayılabilir. Ama ekonomik sonuçları açısından bakarsak bu dönemde Sovyetler Birliği'nin dağıldığını, Çin'in değiştiğini ve dünyayı da değiştirdiğini, Angus Maddison'un tarihi verileriyle 1820 ve sonrasında 1879 sonrası ilk defa dünyada göreceli olarak üretimin Asya'ya kaymaya ve Avrupa'nın önemsizleşmeye doğru evrilmeye başladığını görebiliriz. İlgili akademik çalışma ve verilerden savaşların göreceli frekansının 1870 yılıyla aynı kaldığını, fakat mutlak frekansın (savaşan ülke sayısının, bağımsızlığını ilan eden ülkelerin sayısı 1870 yılına göre çok arttığı ve bağımsızlık genelde savaşla elde edildiği veya sonradan savaşa yol açtığı için) 1914 seviyesinde (1914 yoğunluğunda olmasa dahi) olduğunu da görebiliyoruz. Çok sayıda irili ufaklı savaş, değişen ekonomik ağırlıklar ve güç dengelerine, söz konusu değişime ayak uyduramayan bir uluslararası hukuk ve ilişki sistemi ve sonunda bir zamanlar bir denge olarak kararlılaştırıldığı düşünülmüş olan birinci globalleşme sonrası düzenin dağılmaya yüz tutuşuyla karşı karşıyayız.

Birinci globalleşme dalgası klasik beyaz yerleşimci koloniyalizminin sonu, sermayenin yoğunlaşması, tekelleşmesi ve sermaye ihracı yoluyla dünyaya yayılması, yayılırken sadece ekonomik nedenlerle bile savaşma eğilimin artması vb. çok farklı mekanizmalara dayanan, emperyalizm genel adı altında toplanması 1970'lere kadar gelenekselleşmiş bir olguyla sona erdi. İki dünya savaşı ve aralarında 20. yüzyılın en önemli sosyal, siyasi ve ekonomik olaylarının gerçekleştiği bir ara dönemden sonra dünya 1945'te ancak denge bulur gibi oldu. Ancak aslında pek de bulamadı, çünkü 1945-1971 arasında da son derece önemli savaşlar oldu. 1971 sonrasında iki petrol şoku ve ABD'nin gecikmiş şekilde Vietnam'dan çekilmesi iki kutuplu dünyayı kararlı bir dengede buluşmaya götüremedi. Zaten Sovyetler Birliği ve Çin'in kendi hikayeleri ve göreceli olarak Batı'dan bağımsız dinamikleri vardı. Bu dinamikler 1978 yılından beri işliyor.

Çok uzun bir yolun başında olabiliriz. İkinci globalleşme dalgasının yarattığı ilk büyük mali ve ekonomik krizin içindeyiz. Resesyondan çıkınca teknik olarak ya yüksek bütçe açıkları, ya para basmaya dayalı hızla artan enflasyon veya her ikisiyle karşılaşacak olan ve uzun dönemli mali geleceğini/kuşaklar arası adaleti Bush döneminde riske atmış olan ABD'nin 2010-11'de nasıl görüleceği bile bilinmiyor. Dünyadaki ağırlığı hızla gerileyen Avrupa'nın 2030 yılında sadece "sönmüş bir devrim ocağı" değil, sönmüş bir düşünce üretimi merkezi ve ikinci planda kalan bir ekonomik güç olması ihtimaliyse her geçen gün daha da güçleniyor. Çok büyük değişimler olacak ve bu kurumsal düzeltmenin öncü/artçı sarsıntılarını 2020'lere kadar hissedeceğiz. Olan şey basit bir mali-ekonomik kriz değil. Bir dönemin (daha) sonu...

Tüm yazılarını göster