Dünyada bu para, bizde bu faiz oldukça…

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

İsterseniz faiz kavramının yerine "ense"yi koyabilirsiniz. Dünyada değerlendirilecek yer arayan bu kadar para, bizde de paranın kaynağı durumundaki ülkelerle kıyaslanmayacak ölçüde yüksek faiz ya da "cezbedici ense" oldukça, sıcak para akışının önüne geçemeyiz, geçemiyoruz da.

Geçen gün bu konuya "Aslolan döviz girişini kontrol edebilmektir" başlıklı yazımızda yine değinmiştik. Daha sonra Merkez Bankası'ndan döviz alımına ilişkin farklı bir uygulama içeren karar geldi. Özetlersek; Merkez Bankası günlük 40 milyon artı 40 milyon opsiyon içeren döviz alımı uygulamasını sürdürecek, buna ek olarak haftalık bir döviz alım tutarı ilan edecek, bu tutarı haftanın günlerine eşit yayabileceği gibi tümünü bir günde de kullanabilecekti. Ek alım yapılan günlerde 40 milyon dolarlık opsiyon kullandırılmayacaktı. Uygulamanın ilk haftası için ek döviz alımı 300 milyon dolar olarak açıklandı. Buna göre, bu hafta en fazla döviz alım tutarı, (300 milyon doların hepsinin bir günde kullanılması halinde) 660 milyon dolara kadar çıkabilecekti. Ancak, ek döviz alımı bu hafta bir günde yapılmadığı için 660 milyon dolara çıkılması mümkün olmaktan çıktı. Hem zaten Merkez Bankası'nın hiçbir hafta o hafta için ilan ettiği dövizin hepsini bir günde alacağı beklenmiyor. Dolayısıyla bizi bu hafta için 660 milyon dolara götüren hesaplamaya teorik bir hesaplama demek yanlış olmaz.

Merkez Bankası bu uygulamayla alışılmışın dışına çıktı. Klasik beklenti, günlük döviz alım tutarının artırılmasıydı. Doğrudan müdahaleyi gerektiren bir ortam da yoktu. Dolayısıyla yapılacak belliydi ve 40 artı 40 milyon dolar olan günlük alım, belki 50 artı 50 milyon dolara çıkarılabilirdi. Oysa Merkez Bankası haftalık 300 milyon dolarlık (o da bu hafta için ve değişebilir ya da sonraki haftalarda olmayabilir) ek alım yapmaya karar verdi, üstelik bu 300 milyon doların hangi gün ne kadarının kullanılacağını da ancak o gün ilan edeceğini duyurdu. Yani Merkez Bankası elinden geldiğince piyasaların ezberini bozmayı, atacağı adımların tahmin edilebilirliğini azaltmayı amaçlıyordu. Bu amaca ne kadar ulaşılacak ya da ulaşılabilecek mi, bunu da zaman gösterecekti.

Sorun, çok döviz alarak çözülemez

Ama sorun daha derinde ve Merkez Bankası'nın bu önlemleri sorunun çözümüne ancak geçici katkıda bulunabilecek bir görünüm sergiliyor.

Daha önce de birkaç kez yazdık; Türkiye'deki faiz ile değerlendirilmek için yer arayan paranın bulunduğu ülkelerdeki faiz arasındaki fark, Türkiye'ye oluk oluk sıcak para akmasına yol açıyor. Bu paranın gelip TL'nin değerlenmesine neden olmasını önlemenin, söz konusu parayı Merkez Bankası eliyle piyasadan çekmekle bir ölçüde mümkün olabileceğini, ancak kesin çözümü başka yerde aramak gerektiğini bir gün daha iyi anlayacağız. Merkez Bankası'nın daha fazla döviz almasını bugünler için bir çare gibi görüyoruz; ama bu uygulama dönüp dolaşıp sıcak para girişini besleyen bir hal alıyor, henüz bunu fark edemedik.

Şimdi şu mantığı güdüyoruz: Madem Türkiye'ye döviz giriyor ve bu döviz girişi talebin üstünde olduğu için TL değerleniyor, Merkez Bankası eliyle arzı karşılayacak bir talep yaratalım da TL daha fazla değerlenmesin. Kağıt üstünde çok makul bir mantık.

Ama, Merkez Bankası daha fazla döviz aldıkça, alacağını ilan ettikçe Türkiye'ye döviz getirmek isteyenlere "kapı gibi sağlam bir alıcımız var, buyurun gelin" demiş olmuyor muyuz?

Kaldı ki çok büyük bir çelişki de yaşıyoruz. Türkiye'ye para getiren bir yabancı için ideal olan dövizini yüksek kurdan TL'ye çevirmektir. Çok para girişi yaşanan bir dönemde, ki şu dönemde yaşanıyor, Merkez Bankası kuru yukarı itecek sonuç verecek şekilde döviz alımı yaparsa, bu ancak o gün Türkiye'den çıkacakların aleyhine olur, yoksa girenlerin kazancı daha da artar. Hele bir de bu döviz müdahalesi uzun soluklu olmaz, ki olabileceği pek sanılmıyor, ertesi günlerde yeniden TL'de değerlenme ortaya çıkarsa.

Düşünün; dolar 1.50 TL, Merkez Bankası çok döviz almış kur 1.55'e çıkmış, o gün de bir yabancı fon Türkiye'ye döviz getirmiş… Bu fonun eline daha çok TL geçmiş olmuyor mu…

Yabancı fonlar Türkiye'ye para kazandıkları sürece gelecektir; bunun önüne, gelen dövizi süpürmekle geçemeyiz. Bakın Brezilya'ya, günlük döviz alımını 1 milyar dolara çıkardı, ama yabancıya koyduğu stopajı da bir kez daha artırdı. Biz, bir dönem yerli yatırımcıya stopaj uyguladık, yabancıları bundan muaf tuttuk. Şimdi de stopaj yine yok.

Hala alım tutarını artırarak ya da ne zaman ne miktarda alacağımız konusunda belirsizlik yaratarak döviz girişini yavaşlatabileceğimizi sanıyor musunuz?

Tüm yazılarını göster