Dünya'nın 10'uncu büyük ekonomisi

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Bireyler , topluluk ya da toplumlar varlık nedenlerini açıklayan bir "ideale" angaje değillerse, "yaratmak istenen sonuçlar" betimlenmemişse, gelecek inşasının yol haritasını çizme ve benimseme de mümkün olmaz.

Toplum olarak, ülkemiz insanlarının,  azgelişmişlikten kurtulması için maddi ve kültürel zenginliği artırma idealine angaje olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu ideali bütünleyecek olan "yaratmak istediğimiz sonuçlara" ilişkin bazı olumlu adımlar atıldığını da gözlemliyoruz.

Türkiye'de bir dizi kuruluş ve kurumun 2015 yılında 500 milyar dolar ihracat düzeyine ulaşma konusunda hedef belirlemiş olması çok yararlı bir araç…Aynı şekilde orta vadeli kalkınma stratejileri belirleme de söz konusu hedefe bizi götürecek yollardan bir diğeri. İnsan ve sermaye kaynaklarımızı üretim sürecinde etkin kullanmaya dönük bütün angajmanların artıyor olması da sevindirici bir gelişme.

Genel çerçevelerde varlık nedeni olan ideallere angajmanı ve yaratmak istediği sonuca götürecek strateji belirleme çalışmalarını yürekten desteklemeliyiz. Ama bu bize , ayrıntıdaki sorunları görmezden gelme hakkı vermemeli.

Patent başvuruları

Bilgi Toplumu aşamasının temel eğilimlerinden biri , " dönüştürücü inovasyon-odaklı rekabet sisteminin" geçerli olmasıdır. İnovasyon-odaklı gelişmenin net göstergelerinden biri de patent başvurularıdır.

Cumhuriyet Bilim Teknik'te 2007 patent verileri yayınlandı. Japonya 501 bin 270 başvuru ile ilk sırada yer alıyor. ABD , 409 bin 952 başvuru ile ikinci sırada. Güney Kore, 174 bin 896 başvuru ile üçüncü…

Dergide  patent başvurusunda ilk 25'e giren ülkeler sırasıyla şöyle: Japonya, ABD, Güney Kore, Çin, Almanya, Fransa, İngiltere, Rusya, Hollanda, İsviçre, İtalya, İsveç, Avustralya, Finlandiya, İsrail, Belçika, İspanya, Danimarka, D.P.R. Kore, Avusturya, Norveç, Hindistan, Singapur, İrlanda ve Yeni Zelanda.

Yeni Zelanda 25'ıncı sırada 3 bin 370 patent başvurusu yapmış.

Türkiye'nin aynı yıl patent başvurusu 2 bin 184…Yanı 25'ıncı sırada yer alan Yeni

Zelanda'dan bin 186 daha az başvuru yapabilmiş…

Önünüze bir kağıt kor, bir sütuna ülkelerin nüfusunu, öteki sütuna patent başvurusunu yazar, kişi başına yapılan patent başvurusu sayısına ulaştığımızda, kat etmemiz gereken yolu daha net görebilirsiniz…

Derinlik kazandıralım

Bu aşamada aklınıza şu soru gelmiş olabilir: Dolandırmadan ne demek istediğini açıkça söyler misin?

Demek istediğim çok net.Nüfusumuz dünya nüfusu içinde yüzde 2 ise, patent başvurusundaki yeri de aynı orana taşınamazsa , şişkinlik ile sağlıklı büyüme arasındaki farkı görmemiz mümkün olmaz…

Yıl sonundayız. Büyük şirketler yıl sonu raporlarını açıklayacak, bazıları da basın toplantıları ile başarılarını anlatacak. Eğer gücümüz varsa o şirketleri değerlendirirken, gerçeği daha iyi yansıtacak sorularla işe başlayabiliriz…

Önce her şirketin yöneticisine, "…yıl başında iş programınızda erişebilir hedefleri saptadınız mı? Erişebilir hedeflere ulaştınız mı, hedefleri aştığınız oldu mu? Geride kalmanın ve aşmanın gerekçeleri nelerdi?" diye sormazsanız ,ne o şirkete iyilik etmiş olursunuz, ne de anlamayı kolaylaştıran temel görevinizi yapmış olursunuz…

Ardından "ciro kalitelerine" bakmak gerekir…Bizim şirketlerimiz kişi başına kaç dolarlık ciro elde etmiş, karşılaştırma yapacağımız bize benzer ülkelerin benzer işletmelerinde kişi başına yaratılan ciro ne?

Yetmez "kâr kalitesine" bakmak gerekir. Kişi başına yaratılan kârları inceleyerek, kârların büyümesine ya da küçülmesini etkileyen işletmenin bağımlı ve bağımsız değişkenlerini sorgulamalıyız.

Eğer işyerlerini yapısal ve ekonomik özelliklerine göre belirlediğimiz "ölçülere" göre ciroda, kârda, Ar-Ge harcamalarında, pazar payı büyümesinde, rekabet etme gücünde vb. açılardan "nitelik sorgulaması" yapmazsak, alınan bilgileri aynen aktaran "megafon" işlevi görmüş oluruz; "…demeç aktarma" kısırlığını aşamayız…

Genel ve kategorik açıklamalar herkesi bıktırdı. Süreçleri analize entelektüel cesareti olmayanların, sonuçlar üzerinde kopardıkları yaygara bu ülkeye çok şey kaybettiriyor.  Medyanın sürekli tiraj yitirmesini biraz da böylesi bir tutumun odağından bakarak aramalıyız… Eğer medya içerik geliştirerek durumunu korumak istiyorsa, sadece herkesin sesini kamuoyuna aktarma sorumluluğunu yerine getirmenin yeterli olmadığını bilmeli… Ancak o zaman dünyanın 10'uncu büyük ekonomisi arasında gerçek yerimizi alabiliriz…

Tüm yazılarını göster