Dünya Kupası mı, Para Kupası mı?

Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR taksar@gmail.com

11 Haziran'da Dünya'nın en büyük futbol organizasyonu Güney Afrika'da başlıyor. 11 Temmuz'da sone erecek bu turnuvaya ev sahibi Güney Afrika dört yıldır hazırlık yapıyor. Tüm hazırlıklar tamamladı. Geçen üç buçuk sene içinde Güney Afrika Cumhuriyeti altı stadı yenilerken, altısını da yeni inşa etti. Güney Afrika'nın dört bir yanında inşa ettiği bu statlardan içlerinde gerçekten göz kamaştırıcı olanlar var. Her şey futbol oyunu için dizayn edildi. Çok güzel görsel bir şölenle başlaması beklenen turnuvanın açılışı maçı da Johannesburg'da ev sahibi ile Meksika arasında oynanılacak.

Biz bu turnuvaya ne yazık ki gidemedik. Bu nedenle maçları televizyondan izlemek durumundayız. 32 ülkenin yer aldığı, dokuz farklı kentte ve 12 ayrı stadyumda oynanacak 64 maçın tamamı TRT'den yayınlanacak.

Tüm Türkiye'nin nefesini tutarak izleyeceği dünyanın en büyük futbol organizasyonu, TRT aracılığıyla daha önce eşi görülmemiş bir pazarlama iletişimi faaliyetine de ev sahipliği yapacak. Türkiye'nin yerli ve çokuluslu bir çok markasının yoğun ilgi gösterdiği advertorial uygulamaları "60 saniyelik tanıtıcı reklam" şeklinde maç yayınlarına dahil olacak ve futbol heyecanını, ürün ve hizmetlerle ortak noktada buluşturacak.

Turnuva gerçekten tutarı ciddi boyutlara ulaşan önemli ekonomik bir katma değer yaratıyor. Yaratılan bu katma değerin kaynaklarını sizlerle burada kısaca analiz etmeye çalışacağız. Bu turnuvanın G.Afrika'ya maliyeti ve faydaları üzerinde duracağız. İşin sosyal, ekonomik ve mali boyutları söz konusu. Güney Afrika'nın sadece statların yenilenmesi ve yapımına ilişkin harcadığı para 3 milyar dolara yaklaşıyor. Tabi ki olayın ironik yanları da yok değil. İşsizliğin yüzde 24'e ulaştığı, kişi başı gelirin bazı bölgelerde 200 dolara kadar düştüğü, bütçe açığının 15 milyar dolar civarında gerçekleştiği, yıllık büyüme hızının -1.8% olarak gerçekleştiği, açlığın, yoksulluğun hüküm sürdüğü, şiddet ve terörün kol gezdiği, su, enerji, eğitim, güvenlik gibi temel gereksinimlerin devletçe karşılanmakta zorlanıldığı bir ülkede Dünya Kupası'nı organize ediliyor. Gerçekten bu yazımızı da okuyunca göreceksiniz ki, bir Dünya Kupası neye rağmen düzenleniyor ve bu Kupa'nın olası ekonomik getirilerinin beklenildiği gibi olup olamayacağını da hep birlikte değerlendireceğiz.

Afrika'nın incisi Güney Afrika

1,219,090 km2 büyüklüğündeki coğrafyası ile Afrika kıtasının en güneyinde yer alan, nüfusun %79'unun siyah, %10'unun beyaz ve geri kalanının da Hint ve Asyalılardan oluştuğu toplam 49.109.107 kişilik nüfusu ve 2009 tahmini rakamlarına göre 491 milyar dolar büyüklüğündeki Gayri Safi Milli Hasılası ile kişi başına yaklaşık 10.000 dolara ulaşan milli geliri ve yüzde 24'e ulaşan işsizlik oranıyla Afrika kıtasının en değerli madenlerine sahip bir ülke Güney Afrika.

Gelir dağılımındaki dengesizlik sürekli artıyor

Ülkede uzun yıllar siyahlarla beyazlar arasında süren savaş ve ırk ayrımcılığı nedeniyle bir zamanlar tüm dünyanın dışladığı bir ülkeydi Güney Afrika Cumhuriyeti. Uzun yıllar beyazlara karşı verdiği mücadele nedeniyle 1990'da cezaevinden çıkan ve 1994'te de genel seçimlerle başkan seçilen Nelson Mandela ile Güney Afrika'nın makus talihi de değişmeye başladı. Öncelikle siyahi liderin başkan seçilmesiyle dünyada adeta ırk ayrımcılığının ikonu haline gelmiş Güney Afrika bu olumsuz imajdan kurtuldu ve ülkede siyahların egemenliğinde çok hızlı bir demokratikleşme hareketi başladı.

Mandela in 2008

Her ne kadar sosyal anlamda çok olumlu gelişmeler yaşandıysa da ekonomik anlamda durum tam bir felaket. Nüfusun yüzde ellisi yoksulluk sınırının altında. Gelir dağılımının en dengesiz olduğu ülkelerin başında gelen Güney Afrika'da en yüksek gelire sahip %10'luk kesim toplam gelirin %44.7'sini kendi aralarında paylaşırken, gelir düzeyi en düşük %10'luk kesimin ise milli gelirden aldığı pay sadece %1.3. gelir dağılımın dengesizliğini gösteren önemli katsayılardan Gini katsayısı da yıllar itibariyle bu dengesizliğin gelişimini açıkça ortaya koyuyor. 1994 itibariyle 0.59 olan katsayı 2005 itibariyle 0,65'e çıkmış durumda. Bilindiği üzere gelir eşitsizliğini tek bir değerde özetleyen Gini katsayısı, kişisel gelir dağılımını ölçmede en çok kullanılan ölçülerden birisi. Sıfır ile bir arasında değişen Gini katsayısı gelir dağılımı iyileştikçe sıfıra, gelir dağılımı bozuldukça bire doğru yaklaşıyor.

Yıllık bütçesi 11,4 milyar dolar iç açık, 18,2 milyar dolar dış ticaret açığı ve 15,6 milyar dolar düzeyinde de cari açık veren Güney Afrika'nın kamu borçlarının milli gelire oranı ise %35.7'e ulaşmış durumda. Yıllık enflasyon oranı %7.2 civarında olan ülkede aynı zamanda şiddet ve terör de ciddi boyutlara ulaşmış durumda.

En fazla kazanan ülke: brezilya

İlki 1930 yılında yapılan ve bu Haziran'da 19.su düzenlenecek olan Dünya Kupası'nı bugüne kadar yedi farklı ülke kazandı. Bu ülkelerin içinde Brezilya bu kupayı beş kez kazanırken, geçen kupanın sahibi İtalya ise bu kupayı Brezilya'dan sonra en fazla kazanan ülke oldu. Dört kez bu kupayı kendi müzelerine götüren İtalyanları bugüne kadar yine üç kupayla Almanlar izliyor. Diğer ülkelerden Uruguay ve Arjantin ikişer kez bu kupayı kazanırken, İngiltere ve Fransa birer kez bu kupayı havaya kaldırma başarısı gösterdiler.

Bugüne kadar bu kupaya kimlerin ev sahipliği yaptığını ve kimlerin kazandığını aşağıdaki tablodan görebilirsiniz.

FIFA DÜNYA KUPASI ŞAMPİYONLARI

  Yıl Ev Sahibi Ülke Kazanan Ülke

1 1930 Uruguay Uruguay

2 1934 İtalya İtalya

3 1938 Fransa İtalya

4 1950 Brezilya Uruguay

5 1954 İsviçre Almanya

6 1958 İsveç Brezilya

7 1962 Şili Brezilya

8 1966 İngiltere İngiltere

9 1970 Meksika Brezilya

10 1974 Almanya Almanya

11 1978 Arjantin Arjantin

12 1982 İspanya İtalya

13 1986 Meksika Arjantin

14 1990 İtalya Almanya

15 1994 ABD Brezilya

16 1998 Fransa Fransa

17 2002 Güney Kore & Japonya Brezilya

18 2006 Almanya İtalya

19 2010 Güney Afrika Cumhuriyeti ?

20 2014 Brezilya ?

11 Haziran'da Güney Afrika'da düzenlenecek 19. FIFA Dünya Kupası'na kadar geçen seksen yıllık süreçte kimlerin bu şampiyonaya ev sahipliği yaptığını ve kimlerin bu turnuvada en iyi sonuçları aldığını coğrafik olarak aşağıdaki tabloda görüyorsunuz.

Güney Afrika kupaya ne kadar harcama yaptı?

Güney Afrika geçen dört yıllık süre içinde bu turnuvayı organize edebilmek için yaklaşık 3 milyar dolar harcama gerçekleştirdi. Bu harcamalarda en önemli kalemi toplam on iki stadın yenilenmesi ve yeniden inşasına ilişkin ana kalem oluşturdu. Toplam harcamanın yarısına karşılık gelen stat inşası ve yenilemeler toplamı 1.5 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu harcamalar içinde en yüksek tutar ise Cape Town'daki Green Point Stadına gitmiş vaziyette. 66 bin kapasiteli stada bugüne kadar toplam 400 milyon dolar harcama yapılmış. Statların yanında inşa edilen diğer spor tesisleri ve sporcuların konaklamaları için inşa edilen diğer konaklama üniteleri, statlara ulaşım için yapılan yeni yol ve diğer lojistik ve alt yapı yatırımları, güvenlik ve emniyeti sağlamak için yapılan ek harcamalar toplamı 3 milyar dolara ulaşıyor.

Bu harcamaların yaklaşık 1.3 milyarlık kısmının finansmanı FIFA tarafından sağlanırken, kalan 1.7 milyar dolarlık harcama ise Güney Afrika devleti tarafından karşılandı. Bu harcamaların yarattığı ilave katma değer ile ekonomiye sağlanan dışsal etki beş milyar dolara ulaşıyor.

Güney Afrika ve diğer ülkeler ne kazanacak?

Dünya Kupası öncesi ve sonrasında yapılan bazı araştırmalar, bu organizasyonun kupayı düzenleyen ülke ekonomisine dışsal etkiler dahil olmak üzere milli gelirlerinin %1'i ile 1.5'u arasında bir ekonomik katkı yaptığını ortaya koyuyor. En son 2006 Dünya Kupası'nı organize eden Almanya'nın bu organizasyon sonrası yaklaşık 7.5 milyar Euro'luk bir katma değer sağladığı yapılan araştırmalarla ortaya konulmuştu. Ancak bununla beraber bu tür organizasyonların aslında düzenleyen ülke ekonomisine daha sonraki yıllarda bazı etkilerinin olduğunu ifade ediyor.  Bu kapsamda ortaya konulan araştırmalara göre son kupada ev sahibi Almanya yaklaşık 7.5 milyar Euro'luk bir toplam kazanç elde ederken, bu kupayı kazanan İtalya'nın ise bu turnuvadan yaklaşık 3.5 milyar Euro civarında bir gelir elde ettiği ifade edilmişti.

Bu kapsamda değerlendirildiğinde Güney Afrika'nın sportif sonuçlardan bağımsız olarak elde edebileceği olası getiri dünyadaki genel küresel krizin de etkisiyle geçmiş yıllardaki turnuva getirilerine görece daha az miktarda gerçekleşmesi bekleniyor. 2008 yılının Kasım ayından bu yana ekonomisi küresel mali krizin de etkisiyle bunalıma giren Güney Afrika'nın toplam kazancının Alp Ulagay'ın Cnbc-e Business'in Haziran 2010 sayısında ele aldığı çalışmasında belirttiği Grant Thornton Danışmanlık firmasının verilerine göre yaklaşık 3 milyar dolar civarında gerçekleşmesi bekleniyor. Bu tutarın izleyen yıllardaki etkisinin ise 6.5 milyar dolara kadar yükselmesi tahmin ediliyor.

Turnuvaya katılan ülkeler ne kazanacak?

19. FIFA Dünya Kupası'na katılan 32 ülkeye bu turnuvada FIFA yaklaşık 420 milyon dolar para dağıtılacak. FIFA'nın 2006'da dağıttığı tutar 261 milyon dolar civarındaydı. 2010 Dünya Kupası'nda bu tutar %61'lik bir artışla 420 milyon Dolar'a ulaşacak. Bu tutarın 380 milyon dolarlık kısmı takımların sportif başarısına göre dağıtılırken, kalan tutar ise takımlara eşit olarak dağıtılacak. Şampiyon takımın kasasına 30 milyon dolar girerken, FIFA ayrıca bu turnuvada kadroya giren her oyuncu için de ilgili federasyonlara toplam 40 milyon dolar düzeyinde tazminat ödemesi gerçekleştirecek. Buna göre takımların kazanacağı parasal ödül tutarı aşağıdaki tablo ile bilgilerinize sunuluyor.

PARASAL ÖDÜL (MİLYON $)

Şampiyon 30

Finalist 24

Yarı Finalist 20

Çeyrek Finalist 18

İkinci Tur 9

Birinci Tur 8

Statlar

Turnuvaya ev sahipliği yapacak Güney Afrika dokuz ayrı kentte 12 farklı stadyumda bu organizasyonu gerçekleştirecek. Bu amaçla altı yeni stat yapıldı ve diğerleri de yenilendi. Bu organizasyonları aşağıdaki fotoğrafta görebilirsiniz. Bu statlar için yapılan toplam harcama tutarı yaklaşık 1,5 milyar dolar.

Turnuvanın Güney Afrika'ya faturası

Genel kanı o ki, bu turnuvalara çok ciddi para yatıran, harcama yapan ülkeler bunun karşılığını ve geri dönüşünü bugüne kadar bir şekilde fazlasıyla geri alabildiler. Ancak bu turnuvalara ilişkin yapılan yatırımların ne kadar geri döndüğü ise ülkeden ülkeye değişiyor. Futbolun bir endüstri olduğu ve çok önemli gelirlerin elde edildiği ekonomilerde yapılan statlar ve tesisler gerçekten o ülkelerin sportif gelişimlerine çok olumlu katkı sağlayabiliyor. Ancak böylesi ortamın ve birikimin olmadığı ülkelerde bu statlar ne yazık ki birer atıl yatırım olarak kalabiliyor. Özellikle 2002'de Kore ve Japonya'da yapılan Dünya Kupası nedeniyle inşa edilen bazı statların turnuva sonrası söküldüğünü ve bazılarının da atıl olarak durduklarını biliyoruz. Bu durum şu anda Güney Afrika için de geçerliymiş gibi duruyor.

Bir yanda yoksulluk diğer yanda milyon dolarlık şahane stadyumlar

Yokluğun, yoksulluğun, açlığın ve işsizliğin bu kadar yüksek ve yaygın olduğu, gelir dağılımındaki dengesizliğin adeta zirve yaptığı, toplam nüfusun neredeyse yarıya yakın kısmının yoksulluk sınırında bulunduğu ülkede çok önemli sosyal, politik, ekonomik ve mali sorunlar bulunması ve bunlara ilişkin somut çözüm önerileri mevcut hükümet tarafından ortaya konulamazken, merkez bütçeden yaklaşık 1,7 milyar dolarlık bir paranın sadece bir ay sürecek bir organizasyona aloke edilmesi Güney Afrika'da bazı muhalif seslerin de yükselmesine neden oldu. Cnbc-e Business'in bu konuda kaleme aldığı aşağıdaki pasaj gerçekten çok önemli. Hep birlikte okuyalım isterseniz. "…halkın büyük bir bölümünün ayda kişi başına 200 dolarla yaşam sürdürdüğü ülke için bu yatırımları Güney afrika'daki bazı kanaat önderleri gereksiz derecede lüks buluyorlar. Örneğim, Fahrenheit 2010 adlı belgesel, Nelspruit şehrinde 110 milyon dolara mal olan Mbombela Stadyumu'nun yoksulların devam ettiği bir okulun yerine inşa edildiğini anlatıyor. Üstelik stadyum en yeni teknolojilere sahipken civar semtin sakinleri su ve elektrikten yoksun olarak derme çatma barakalarda yaşam sürdürüyor. "

Dünya Kupası'nda dikkat edilmesi gereken 7 futbolcu

CRISTIANO RONALDO

Portekiz, Kanat oyuncusu

132 milyon dolara Real Madrid futbol kulübüne satılan Ronaldo, driplingleri ve hızıyla bakışları üzerinde topluyor, ama Dünya Kupası'nda kendisini kanıtlaması gerekiyor.

- Real Madrid formasıyla ilk 35 maçta 33 gol kaydetti.

LIONEL MESSI

Arjantin, Kanat oyuncusu

Ani "dur-kalk" hareketleri ve ataklarıyla Avrupa'da seyretmesi en heyecan verici oyunculardan. Ancak milli takımla anlaşıp anlaşamayacağı merak konusu.

- Avrupa'da Yılın Oyuncusu ödülü büyük bir farkla kazandı.

MAICON

Brezilya, Savunma oyuncusu

Başarılı bir savunma oyuncusu olduğu kadar hücumda da tehlikeli. Inter lehine, Juventus'a karşı kaydettiği gol bunun açıkça gösteriyor.

- Brezilya, Kupa'ya gelinceye kadar maç başına 0.6 gol yedi.

WAYNE ROONEY

İngiltere, Forvet

2006'da kırmızı kartla oyun dışı kalan oyuncu artık daha soğukkanlı. Ayrıca o dönemden beri futbol yeteneğini de geliştirdi.

- 2009-2010 sezonunda gol krallığında İngiltere'de 26 gol ile ikinci oldu.

SAMUEL ETO'O

Kamerun, Forvet

Afrika'da futbol severlerin idolü. Üç kez Yılın Futbolcusu seçildi. Şampiyonlar Ligi finallerinde üç maçtan ikisinde gol attı.

- Kamerun'un gelmiş geçmiş en oyuncusu. Kupa'ya gelinceye kadar 9 golü var.

IKER CASILLAS

İspanya, Kaleci

Kimilerine göre dünyanın en iyi kalecisi. Ona 'Aziz Iker' diyorlar. Keskin refleksleri, İspanya'nın en büyük avantajı.

- Avrupa elemelerinde hiç gol yemedi.

CLINT DEMPSEY

ABD, Orta saha oyuncusu

Amerika'nın şimdiye kadarki en çok tanınan ve yaratıcı orta saha oyuncusu. Antrenörü onu, Pete Maravich'e benzetiyor.

- 2006'da ABD'nin tek golünü Gana'ya karşı kaydetti.

Tüm yazılarını göster