Dünya Ekonomik Forumu Kurucusu ve Başkanı Klaus Schwab krize yönelik sorunların küresel, yapılması gereken özverinin ise ulusal boyutta olduğunu söylüyor. "Bugüne kadar küreselleşmenin getirdiği fırsatları gördük, bundan sonrasında ise küreselleşmenin yol açtığı sorunları göreceğiz" diyen Schwab, "192 egemen ülkenin ve çok sayıda sivil toplum örgütünün olduğu bir dünyada, karar alma süreci çok daha zorlaştı" yorumunda bulunuyor.
Gündem konusu, küresel ekonomik krizin verdiği zararın ve bu zararın telafi yollarının aranacağı "Dünyanın Durumunu İyileştirme: Yeniden Düşünme, Yeniden Tasarlama, Yeniden İnşa Etme" olarak belirlenen Dünya Ekonomik Forumu bu sene 90 ülkeden 2 bin 500'ü aşkın kişinin katılımı ile gerçekleşiyor. Dünya Ekonomik Forumu Kurucusu ve Başkanı Klaus Schwab ise krize yönelik sorunların küresel, yapılması gereken özverinin ise ulusal boyutta olduğuna dikkat çekiyor.
İşte Davos Zirvesi'nin yaratıcısından çarpıcı satır başlıkları:
. Yeni bir küreselleşme sürecine girdik
Tüm eleştirilere rağmen Kopenhag Zirvesi tam anlamıyla bir başarısızlık olarak değerlendirilemez. Zirve sonrasında herkes küresel ısınmanın bir gerçek olduğunu kabul etti. Yani bilimsel tartışmaların ötesine geçtik. Fakat esas olan yeni bir küreselleşme sürecine girmiş olmamız. Bugüne kadar küreselleşmenin getirdiği fırsatları gördük, bundan sonrasında ise küreselleşmenin yol açtığı sorunları göreceğiz. 192 egemen ülkenin ve çok sayıda sivil toplum örgütünün olduğu bir dünyada, karar alma süreci çok daha zorlaştı.
. Küreselleşme bir ideoloji değil, bilgi ve ulaşım teknolojinin yarattığı bir gerçek
2008-2009 krizinin "mutlu küreselleşme" sürecini sona erdirdiğini söyleyemeyiz. Öncelikle küreselleşmenin ne olduğunu düşünmek gerekiyor. Küreselleşme ideolojik bir kavram değil. Bilgi ve ulaşım teknolojilerinde elde edilen ilerlemelerin yarattığı bir gerçek. Kriz, küreselleşmenin yarattığı fırsatları ortadan kaldırmadı, fakat problemleri görmemize yol açtı.
. Şirket yöneticileri yeşil ürünler ve yeşil teknolojileri temel alarak strateji belirliyor
Davos'ta ekonomi ve siyasi dünyanın önde gelen isimlerini bir araya getirip, Kopenhag'ın sonuçlarını masaya yatıracağız. Bunun yanı sıra CO2 emisyonlarının azaltılmasına yönelik yeni teknolojiler üzerine de çalışacağız. Foruma bin 400 şirket temsilcisi katılıyor. Bu şirketlerin hepsi küresel ısınma konusu ile ilgileniyor. Bugün tüm şirket yöneticileri yeşil ürünler ve yeşil teknolojileri temel alarak strateji belirliyor, çünkü bu artık çok önemli bir rekabet unsuru halini aldı.
. Sorunlar küresel, fedakarlıklar ulusal boyutta
Kriz devletler üzerinde baskı yarattı. Hatta gelişmiş ülkeler üzerindeki baskı geçmişe oranla çok daha fazlaydı. Hükümetler, CO2 emisyonları gibi küresel sorular ile karşı karşıya kaldılar. Küresel sorunların küresel cevapları olduğunun farkındalar, fakat buna ulaşmak için kendi seçmenleri karşısında ulusal düzeyde fedakarlık yapmaları gerektiğinin de farkındalar. Ben bu durumun önümüzdeki senelerde çok daha zorlaşacağını düşünüyorum. Aynı zamanda jeopolitik ve ekonomik düzeyde değişiklikler yaşıyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin satın alma gücü yakın bir zaman sonra gelişmiş ülkeleri yakalayacak. Gelişmekte olan ülkeler eskiye oranla çıkarlarını çok daha güçlü bir şekilde savunur hale geldiler. Artık ne yapılması gerektiğini söyleyen tek bir süper güç yok.
. Krizi abartmadık
Son derece açık ve birbirine bağımlı olan bir dünyada, yerel ve küresel boyutta koyun psikolojisi devreye giriyor. Bu hem kötü zamanlarda, hem de iyi zamanlarda söz konusu. Bu krizi çok abarttığımızı veya çok kötümser yaklaştığımızı düşünmüyorum. Felaketi engellemek için hükümetler 7 trilyon dolardan fazla para enjekte etmek zorunda kaldılar.
. G20'nin uzun vadeli stratejik kararlar alması lazım
Tam uçurumun kenarında olduğumuz bir anda, G20 çok başarılı bir işbirliği ortamı oluşturdu. En kötüsünü geride kaldı, şimdi G20'nin uzun vadeli stratejik kararlar alması gerekiyor. Öncelikle BM ve IMF sisteminin tamamlaması çok önem taşıyor. Bundan sonra oy birliği ile alınan kararlara güvenemeyebiliriz. Koalisyonlar oluşturmamız ve herkesin uzlaşacağı noktalarda buluşmamız gerekiyor.
Davos'ta dikkat çeken cümleler:
- Nicolas Sarkozy, Fransa Cumhurbaşkanı: "Bu kriz, sadece bir küresel kriz değil. Kürselleşme sürecinde yaşanan herhangi bir kriz değil. Bu bir küreselleşme krizi."
- Muhammed Yunus, Grameen Bank Yöneticisi: "Aynı sürçte tek değil, birçok krizi aynı anda yaşıyoruz. Gıda krizi, finans krizi, küresel ısınma krizi... Hepsinin aynı nedenden kaynaklandığını düşünüyorum. Bu krizlerin tamamı, etrafımıza kurduğumuz kavramsal çerçeveyi insanların yanlış yorumlamasından kaynaklandı.
- Muhtar Kent, Coca-Cola Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su: "21. yüzyılın ikinci on yılına girerken, sürdürülebilir küresel büyüme ve istihdam artışını hızlandırmak, inovasyonu desteklemek ve insan refahını artırmak için yeni düşüncelere ve yaklaşımlara ihtiyaç duyduğumuz açık. İş dünyası için temel olan güveni yeniden oluşturmak."
- Josef Ackermann, Deutsche Bank Yönetim Kurulu Başkanı: "Bu yıl Davos'un en önemli konusu politika yapıcılar ile iş dünyası liderleri arasında uluslararası boyutta daha yakın bir ilişki kurmak."
- Peter Sands, Standard Chartered Bank CEO'su: "En önemli soru, hükümetlerin vergi ve para desteklerini geri çekmesinin ardından, toparlanmanın ne kadar güçlü, dayanıklı ve sürdürülebilir olacağı."
- Dennis Nally, PricewaterhouseCoopers International Başkanı: "Önümüzdeki 12 ila 18 aylık dönemde neler olacağına yönelik çok daha dikkatli bir bakış açısı hakim. herkez düzenlemeler konusundaki tartışmalarla yakından ilgili."
- Doris Leuthard, İsviçre Konfederasyonu Başkanı: "Bankalar daha şimdiden kendi sorumluluklarından sıyrılmaya çalışıyorlar. Bazı ülkelerde sermaye ve nakit düzenlemelerine yönelik tepkiler var.
- Barney Frank, Massachusetts Kongre Üyesi (Demokrat): "Bir borç krizi yaşıyoruz. Bu kriz, federal programlarla yaşam kalitemizi artırma yeteneğimizi ortadan kaldıracak."
- Ibrahim S. Dabdoub, Ulusal Kuveyt Bankası CEO'su: "Bence krizin temek nedenlerinden birisi ülkelerararasındaki dengesizliklerden kaynaklandı. Çin ve ABD arasında, petrol ihraç eden körfez ülkeleri ile ABD arasındaki dengesizlikleri ortadan kaldırmak zorundayız."