DPT'nin yanıtı

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Tartışma, satınalma gücü paritesine göre kişi başına gelirle ilgili 2010 tahmini ve 2011 hedefinin revize edilmesiyle başladı. Bu revizenin kaynağı, bir hataydı. 30 Kasım'da bu konuyu köşemize taşırken, revize işlemine DPT'nin bir hatasının yol açtığını, hata yapılmasının bir ölçüde normal karşılanabileceğini; ancak, kamuoyunda bu durum çok değişik yorumlarla ele alınırken DPT'nin bir açıklamayla konuyu izah etmesinin yerinde bir davranış olacağını belirtmiştik. Oysa DPT bu konuda sessiz kalmayı tercih etmişti.

Yine aynı yazımızda, 25 Ağustos'ta bu köşede yer alan bir konuya değinmiş, DPT'nin temmuz tarihli ekonomik gelişmeler adlı yayınında yapılan hataların üç aydır düzeltilmediğini vurgulamıştık.

Son olarak da, orta vadeli program kapsamında TL-dolar kuru arasındaki ilişki ile dış ticaret hedefleri arasındaki bağlantıda gözlenen çelişkiye dikkat çekmiştik.

DPT'den bu yazımız üzerine bir yanıt gönderildi. DPT'nin yanıtını özetleyelim ve bu konudaki görüşlerimizi bir kez daha aktaralım:

Kişi başına gelir

DPT, satınalma gücü paritesine göre kişi başına gelir rakamını oluştururken, 1998-2009 döneminde OECD tarafından hesaplanan ve TÜİK tarafından da kullanılan verileri esas aldı. Ancak, 2010-2011 yılları için hesaplama yapılırken, "sehven" IMF serisi kullanıldı. Seri bütünlüğünün bozulmaması için de bu hata giderildi, bu da satınalma gücü paritesine göre kişi başına gelir rakamının büyümesi sonucunu doğurdu.

Biz de yazımızda zaten "niye böyle yapıldı, rakam niye değiştirildi" demedik. Başta da belirttiğimiz gibi, bir anlamda spekülasyonlara meydan vermemek için başta böyle bir açıklama yapılmasının daha iyi olacağını vurguladık.

Ekonomik gelişmeler raporu

Temmuz ayının ekonomik gelişmeler raporunda yer alan ödemeler dengesi tablosunda bir dizi hata olduğunu ilk olarak 25 Ağustos'ta yazmıştık. DPT'den 27 Ağustos'ta gönderilen yazıda, "…tablolarda gerekli değişiklikler yapılarak söz konusu yayın tekrar kamuoyunun bilgisine sunulacaktır…" denilmişti.

Düzeltme biraz gecikmeli de olsa yapıldı ve söz konusu tablo 1 Aralık itibariyle DPT'nin web sayfasına konuldu.

OVP hedefleri

Orta vadeli program hedeflerini değerlendirirken, "OVP hedefleri tutarsa, iktisat kitapları yeniden yazılacak" değerlendirmesinde bulunmuş; bu görüşümüzü de TL'nin reel değeriyle ihracat ve ithalatta öngörülen değişim arasındaki çelişkiye dayandırmıştık. TL'nin, en azından dolar karşısında reel olarak değerlenmesinin öngörüldüğü 2011, 2012 ve 2013 yıllarında ihracatta ithalattan daha fazla artış bekleniyor olmasını bir çelişki olarak nitelemiştik. 

DPT'nin yanıtında bu konuda özetle şu görüşlere yer verildi:

"2011-2013 dönemi dış ticaret tahminleri yapılırken, Türkiye ekonomisi için öngörülen büyüme hızı, döviz kuru, dış ticaret ortaklarımızın büyüme ve talep beklentileri, enerji fiyatları tahminleri öncelikle göz önünde bulundurulmaktadır. Dış talep, ihracat ve ithalat fiyatları ve enerji fiyatlarına ilişkin tahminlerde IMF kaynakları kullanılmaktadır.

2011 yılında ihracatın nominal olarak yüzde 13.7 artışla 127 milyar dolara ulaşacağı öngörülmüştür. Buna göre 2011 yılında ihracatta reel olarak yüzde 6.1 oranında artış söz konusu olmaktadır. İhracat fiyatlarının ise yüzde 7.1 oranında artması öngörülmüştür.

2011 yılında ithalatın yüzde 12.4 artarak 199.5 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilmiştir. İthalat fiyatlarının yüzde 3.5 artması, reel ithalat artışının ise yüzde 8.7 olması beklenmektedir. Yani 2011 için bakıldığında ithalattaki artış (yüzde 8.7), ihracat artışını (yüzde 6.1) aşmaktadır.

2012'de reel olarak ihracat yüzde 8.6, ithalat yüzde 9.1 artmaktadır. 2013'te ise reel olarak ihracatın yüzde 9.3, ithalatın yüzde 9 artması öngörülmektedir.

1 ABD Doları + 1.5 Euro'dan oluşan sepete göre reel kurdaki değerlenme ortalama olarak 2010 yılında yüzde 11.7, 2011 yılında yüzde 1.3 olarak alınmış, sonraki yıllarda reel değerlenme veya değer kaybı sıfır olarak kabul edilmiştir."

DPT, elindeki veri setini kullanmak suretiyle ihracat ve ithalatı miktar ve fiyat öngörüsüne göre ayrıştırarak toplam değişimi farklı görme şansına sahip. 2011'e ilişkin beklenti, ithalat fiyatlarının ihracata göre çok daha az artacağına dayanıyor. Umarız bu beklenti gerçekleşir de 2011'de ithalatın artış hızı, ihracatın hızından daha düşük olur. Birbirine yakın artışlar da ticaret makasının açılmasını tabi ki önlemeyecek ama, hiç olmazsa fark daha da büyümeyecek.   

"Kur, tek belirleyici değil"

DPT'nin yanıtında ayrıca, "Yaptığımız bazı ekonometrik çalışmalarda döviz kurunun dış ticaret üzerinde beklendiği kadar etkisi olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre, dış ticaret hareketlerini sadece döviz kurundaki olası gelişmelere bakarak değerlendirmek yetersiz kalmaktadır" görüşüne yer verildi.

Tüm yazılarını göster