Dövizde alım tutarı arttı, teklif daha da arttı

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası gibi iyi bir alıcının döviz satmak isteyenleri her zaman için cezbedeceği yönündeki görüşümüzü sık sık dile getirdik. Günlük döviz alım tutarının artırılması öngören ve 4 Ekim'de başlatılan yeni uygulama da döviz satmak isteyenlerin Merkez Bankası'nın önünde adeta kuyruğa girmesi sonucunu doğurdu. Döviz ihalelerine gelen teklif tutarında ekim ayında müthiş bir artış ortaya çıktı.

Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan, sorusunda olduğu gibi Merkez Bankası'nın, döviz girişinin hızlanacağını gördüğü için alım tutarını artırdığı da söylenebilir tabii ki. Yani alım tutarı artırıldığı için mi çok teklif geliyor; çok teklif geleceği bilindiği için mi alım tutarı artırıldı? Ancak sonuç değişmiyor; satılmak istenen döviz rekor düzeyde artış gösteriyor, Merkez Bankası'nın alımı aynı ölçüde artmıyor ve piyasada eskiye göre çok daha fazla döviz kalıyor.

Ve zihinleri şu soru bir kez daha kurcalıyor: "Acaba Merkez Bankası daha çok döviz almak yerine, alımı azaltsa ya da çok radikal bir adım atarak döviz almaktan vazgeçse, ne olur?"

Merkez Bankası böyle bir adım attığı takdirde kur belki kısa süreliğine hızla düşer, ama ortada alıcı kalmadığı için kimse de Türkiye'ye oluk oluk para getirmeye yanaşmaz.

Merkez Bankası'nın döviz ihalelerine gelen tekliflerin ve bu ihalelerde gerçekleşen alımların listesini çıkardık. Ocak-eylül döneminde alınan dövizin gelen teklife oranı yüzde 39 ile yüzde 51.7 arasında değişmiş. En düşük oran yüzde 39 ile haziranda oluşmuş, en yüksek oran olan yüzde 51.7 ise eylülde. İlk dokuz ayın ağırlıklandırılmış ortalaması yüzde 43.8. Dokuz ayda 20.6 milyar dolarlık teklif gelmiş, Merkez Bankası ise bu teklifin 9 milyar dolarlık kısmını karşılamış, 11.6 milyar dolar piyasaya bırakılmış. Şunu da vurgulamakta yarar var. Döviz alım ihalelerindeki tekliflerin tümünün, satışın gerçekleşeceği umuduyla verildiğini söyleyemeyiz. Tekliflerin bir kısmı gerçekleşmeyeceği bilinen, en azından tahmin edilen kur üzerinden veriliyordur, bu da bir gerçek.

Ocak-eylül döneminde aylık bazda ortalama teklif 2.3 milyar dolar, alınan tutar ise 1 milyar dolar. Ekim ayının henüz yarısına bile gelmedik, 4 Ekim'de başlayan ek döviz alımı uygulamasının etkisiyle 1-13 Ekim döneminde gelen teklif önceki dönemlere adeta farka atmış durumda. Dokuz ay ortalamasında aylık bazda 2.3 milyar dolar olan teklif, 1-13 Ekim döneminde 3.1 milyar dolara ulaştı. Bir anlamda, yüzde 100'den fazla bir artış söz konusu. Alınan döviz ise 820 milyon dolar oldu. Yani, teklif önceki dönemlere fark atarken, alınan dövizde teklife paralel bir artış yok. Bunun sonucunda da ilk dokuz ay ortalamasında yüzde 43.8 olan alınan dövizin teklif edilene oranı, 1-13 Ekim döneminde yüzde 26.2 düzeyinde kaldı.

Merkez Bankası döviz alım tutarını artırarak eskiye göre daha fazla döviz almaya başladı başlamasına ama, asıl artışın teklif edilen döviz tutarında olduğu açık. Yani, yalnızca daha fazla döviz alacağım, diye politika oluşturmak ve gelen dövize karşı başka bir önlem geliştirmemek, dövize davetiye çıkarmaktan başka işe yaramıyor. Önlem adresinin Merkez Bankası olmadığını da vurgulamadan geçmeyelim.

Alım tutarı artırılarak TL'nin değerlenmesi önlenmiş olacaktı, değil mi… Hepsini karşılayamadıktan, hatta oransal olarak geçmişe göre daha azını karşılayabildikten sonra döviz girişine davetiye çıkaracak politikalarla TL'nin değerlenmesinin önüne geçilebilir mi? Ayrıca, TL'nin değerlenmesinin önüne geçilmesini kim istiyor ki…

Döviz ihaleleri (Milyon dolar) 
Alınan/
Teklif Alınan Teklif (%) Alınmayan
Ocak 2.011 830 41,3 1.181
Şubat 2.328 951 40,9 1.377
Mart 2.543 1.087 42,7 1.456
Nisan 2.286 978 42,8 1.308
Mayıs 1.892 936 49,5 956
Haziran 2.583 1.009 39,0 1.574
Temmuz 2.365 991 41,9 1.374
Ağustos 2.465 1.143 46,4 1.322
Eylül 2.108 1.089 51,7 1.019
1-13 Ekim 3.128 820 26,2 2.308
Tüm yazılarını göster